GIA ile Barem’in birlikte gerçekleştirdiği coronavirüs araştırmasına göre virüs her 3 kişiden 2’sini korkutuyor
GIA (Gallup International Association) ile birlikte Barem’in gerçekleştirdiği ve Türkiye raporunu, sonuçların geçerliğini korumak amacıyla, araştırma biter bitmez 14 Mart’ta paylaşılan coronavirüs araştırması 28 ülkeyi kapsıyor. Araştırma sonuçlarına göre tüm dünyanın coronavirüs’ten korktuğu gözler önüne seriliyor.
GIA ile birlikte Barem’in gerçekleştirdiği araştırma sonuçlarına göre çoğunluk coronavirüs ile ilgili olarak kendileri ve sevdikleri için endişe duyuyor. İnsanların yaklaşık dörtte üçü, eğer işe yarayacaksa, bazı insan haklarını feda etmeye hazır olduklarını söylüyor. Çoğu ulus bu mücadelede hükümetlerinin arkasında duruyor. Ancak aynı zamanda, katılımcıların neredeyse yarısı coronavirüs tehdidinin abartılmış olabileceğini düşünüyor. İnsanlar önümüzdeki haftalarda, iyi veya kötü, ne beklemeleri gerektiğini bilmiyorlar, kötü beklentiler biraz daha net görünüyor. Virüsün yayılmasının kasıtlı bir olay olup olmadığından pek emin değiller, ama öyle olmadığına inanıyorlar.
Coronavirüs’ü 3 kişiden 2’sini korkutuyor
Araştırmada görüşülen kişilere yöneltilen ilk sorunun, kendilerinin veya ailelerinden birinin bu virüse yakalanmasından korkup korkmadıkları olduğu belirtildi. Dünya genelinde ve Türkiye’de insanların yüzde 67’sinde bu korkunun olduğu, coronavirüs’ten korkmadıklarını dile getiren kişilerin oranınınsa globalde yüzde 29, Türkiye’de yüzde 31 olduğu dolayısıyla da araştırmaya katılan her üç kişiden ikisinin korktuğunun altı çizildi.
Araştırmaya göre Almanlar, İsviçreliler ve Afganlar coronavirüse karşı soğukkanlılıklarını koruyor gibi görünselerde, virüsün bulaşmasından korkan ve korkmayanların oranının benzer olduğu belirtildi. Korkunun en yüksek olduğu ülke nüfusun yüzde 90’ında bu korkunun olmasıyla İtalya oldu. Endonezya da aynı durumda.
Coronavirüs konusunda hükümetlere güven yüksek
Araştırma verilerine göre, bu konuda hükümetlerine güvenenlerin oranı dünya genelinde yüzde 62, Türkiye’de ise yüzde 69 olarak belirtiliyor. Hükümet yetkililerinin aldıkları önlemlere en çok güvenenler arasında ilk sırada Avusturyalılar (yüzde 88), ardından Hintliler (yüzde 83), Filistinliler (yüzde 80) ve Hollandalılar (yüzde 79) yer alıyor.
Hükümete güvenin yüzde 50’nin altına düştüğü ülkeler ise sırasıyla Tayland (yüzde20) ve Japonya (yüzde 23) başta olmak üzere ABD (yüzde 42), Ekvator (yüzde 44), Almanya (yüzde 47), İngiltere ve Rusya (yüzde 49) oluyor.
Hükümetten memnnuniyet virus kapan kişi sayısından çok toplumun beklentileriyle ilgili gibi görünüyor. Virüsten en çok etkilenen ülke olan İtalya’da güven oldukça yüksek (yüzde 76), Avusturyalılar hükümetlerini daha da çok destekliyorlar. Görünüşe göre, bir ülke virüsten çok etkilendiyse ya da tehdit altında ise, halkı içgüdüsel olarak hükümeti ile dayanışmaya gidiyor.
Coronavirüsü abartılıyor mu?
Araştırma sonuçlarına göre globalde görüşülen kişilerin yarısı (yüzde 49) salgın tehdidinin abartıldığın düşünürken yüzde 46’lık bir kesim abartılmadığını ve riskin oldukça yüksek olduğu görüşünde. Türkiye’de bu oranlar sırasıyla yüzde 52 ve yüzde 43 olarak çıkıyor.
Araştırma bulgularına göre tehlikenin abartıldığını düşünen ülkelerin başında Balkan halkları geliyor; Bosna-Hersek’in ve Kuzey Makedonya’nın yüzde 73’ü, Bulgaristan’ın yüzde 72’si böye düşünüyor. Kolayca tahmin edilebileceği üzere, Fransızlar, Hollandalılar, Avusturyalılar, İtalyanlar zıt bir duruş sergiliyorlar. Bu ülkelerde yüzde 70’in üzerinde bir çoğunluk coronavirüs tehdidinde bir abartı görmüyor.
Tehdide inansın ya da inanmasın, çoğunluk, virüsün yayılmasını önleyecekse, seyahat ve benzeri bazı insan haklarından vazgeçmeye hazır olduğunu söylüyor. Görüşülen ülkelerin toplamında ve Türkiye’de 4 kişiden 3’ü, virüs tehlikesi geçene kadar özgürlüklerinden vazgeçmeye razı olduğunu belirtiyor. Bu oranın en yüksek olduğu ülkeler; Avusturya (yüzde 95), Makedonya (yüzde 94) ve Hollanda (yüzde 91) oluyor. Bu göstergede, Japonya (yüzde 49) ve ABD (yüzde 45) istisnaları dışında anket yapılan ülkeler arasında oy birliği var gibi görünüyor.
Önümüzdeki ay ne olacağı belirsiz
Görüşülen ülkelerde önümüzdeki ay salgının daha kötü bir durumda olunacağını bekleyenler (yüzde 39), iyiye gideceğini düşünenlerden (yüzde 34) daha fazla ve ülkeden ülkeye önemli farklar var. En karamsar ülkeler; halkının yüzde 82’sinin durumun kötüleşeceğini düşündüğü İngiltere ile yakın oranlarla Hollanda (yüzde77), Fransa (yüzde 70) ve Avusturya (yüzde 68).
Buna karşın araştırma sonuçlarına bakıldığında en iyimser tarafta Azerbaycan (yüzde 83), Kazakistan (yüzde 73), Türkiye (yüzde 63), Ermenistan (yüzde 61) ve Hindistan (yüzde 60) yer alıyor.
Dünya genelinde salgına karşı alınan önlemlerin başında elini daha sık yıkamak geliyor
Salgına karşı dünya genelinde alınan önlemlerin başında daha sık el yıkamak (yüzde 78), evde kalmak ve sosyal etkileşimden kaçınmak ile el dezanfektanı kullanmak (yüzde 54) geliyor. Görüşülen kişilerin yüzde 9’u herhangi bir önlem almadığını söylüyor.
Önlem olarak maske (yüzde 33) ve eldiven (yüzde 15) kullanmak daha az popüler. Bunun nedeni bu ürünlerin yok satması ve etkilerine güvenilmemesi olabilir. Virüs tehdidinin abartıldığı düşünülen ülkelerde bu oranlar daha da düşük. Kendini karantinaya alanların oranı yüzde 14.
Dünya virüs salgınının doğal bir oluşum olduğuna inanıyor
Dünya genelinde araştırma kapsamında görüşülen kişilerin yüzde 45’i, virüsün doğal bir oluşum olduğunu düşünürken; yüzde 32’si virüsün bu kadar hızla yayılmasının arkasında bilinmeyen bir güç olduğundan şüpheleniyor. Türkiye’de bu oranlar sırasıyla yüzde 39 ve yüzde 43.
Halkının yarıdan fazlası salgının bir güç tarafından çıkartıldığı teorisini destekleyen ülkeler; Bulgaristan (yüzde 58), Ermenistan (yüzde 56), Makedonya (yüzde 53) ve Ekvator (yüzde 52).
Buna karşın coronavirüsü doğal bir salgın olarak düşünen ülkeler arasında Pakistan (yüzde 72), Malezya (yüzde 60) Almanya (yüzde 59), Afganistan, İngiltere, Tayland (yüzde 58) ve ABD (yüzde 56) yer alıyor. Köklü batı demokrasilerin, genel olarak, virüsü bir gücün üretip dünyaya yaydığı teorisine pek itibar etmediği belirtiliyor.
Kancho Stoychev, GIA Başkanı, “Genel olarak, gözden düşmüş politik elitler, son zamanlarda benzeri olmayan global bir krizin başlangıcı gibi görünen dönemde güven tazeliyorlar. ‘Yalnız’, ‘birlikte’nin yerine geçmeye başlar, ‘yakın’, yerini ‘uzak’la değiştirir, ‘global’ tekrar ‘milli’ye çözünür ve her şeye kadir pazar ekonomisinin mucizeleri yavaş yavaş buharlaşırken, güçlü hükümet geri dönüyor. Tüm demokratik toplumlar için esas merak edilen konu, özgürlükçü insan hakları doktrininin geleceği. Görünen o ki son yüz yılda dünyanın dört bir yanında, bu haklarını garanti altına almak için savaşan fedakar insanlar artık korkuyorlar – büyük korkmuş bir çoğunluk, gerçekleşmeyebilecek güvenlik yanılsaması karşılığında kişisel özgürlüğünü kaybetmeye hazır.
Her ne kadar krizin sonu henüz net olarak görünmüyor ve tüm zarar henüz hesaplanabilir durumda değilse de, ‘global tüketim salgını’nın sonu yakın görünüyor ve seçme özgürlüğü ütopyasının sonuna geldik. Yakın dönemin mesajı ‘Parti bitti’ olacak gibi görünüyor ancak ne ‘parti’nin, ne de ‘yakın’ın ne anlama geldiği henüz tanımlı değil” dedi.
Araştırmanın metodolojisi: Araştırma 28 ülkede* 24652 kişiyle 10-22 Mart tarihlerinde gerçekleşti. Türkiye’de 10-12 Mart tarihleri arasında 1000 kişiyle CATI yöntemiyle görüşüldü.
Araştırmada şimdilik 28 ülkede (ABD, Afganistan, Almanya, Arjantin, Avusturya, Azerbaycan, Bosna Hersek, Bulgaristan, Ekvator, Endonezya, Ermenistan, Filipinler, Filistin, Fransa, Hindistan, Hollanda, İngiltere, İsviçre, İtalya, Japonya, Kazakistan, Kore, Makedonya, Malezya, Pakistan, Rusya, Tayland, Türkiye) 25 bine yakın kişiyle görüşüldüğü belirtildi. Görüşme yapılan ülkeler arasında Amerika Birleşik Devletleri, Rusya ve Hindistan, en çok etkilenen ülkelerden – İtalya, Kore Cumhuriyeti, İspanya, Fransa, Almanya, İsviçre de bulunuyor. İnsanların coronavirus konusundaki düşünce ve algısı ile alınan önlemlerin seviyesi salgının o ülkede hangi evrede olduğuna göre farklılaşıyor.