“Bağışıklığı güçlendirme” trendinin önlenemeyen yükselişi
Covid-19 pandemisinin bir sonucu olarak gelişen bağışıklığı güçlendirme trendi yükseliyor. 2020’de aşıya yapılan yatırımlar hariç bağışıklık sistemine toplam 18,2 milyar dolarlık yatırım yapıldı. Bu rakamın 2028 yılına kadar 30 milyar doları aşması bekleniyor.
Birçok bakımdan eşik olan Covid-19 salgınına, sanılanın aksine sağlık sektörü de eksikliklerle yakalandı. Sektörün uzmanlarının yaptıkları en büyük özeleştiri; “Biz bugüne kadar tedavi odaklı hizmet verdik, hastalıkları iyileştirmeye çalıştık. Hastalıkları önleyecek hizmetlerimizde zafiyet olduğu için de Covid-19 salgınına hazırlıksız yakalandık” şeklinde.
Bağışıklığı güçlendirme trendi yükseliyor
Bağışıklığı güçlendirme ile ilgili farkındalığı 2020 yılında bu alanla bağlantılı pazarlardaki finansal sonuçlarda yakından görmek mümkün. Volitan Global’in yaptığı çalışmaya göre 2020’de bağışıklığı destekleyen pazarlarda toplam büyüklük 18.22 milyar dolara ulaştı. Bu tahminlerin çok çok üzerinde olan rakam, yıllık yüzde 11.6 oranında artışı ifade ediyor. Sağlık otoriteleri söz konusu pazarın 2021’de 20.18 milyar dolara, 2028’e kadar da 31.5 milyar dolara ulaşacağını öngörüyor. Bazıların göre bağışıklıkla ilgili bu sıçrama, pandemi bittikten sonra biraz düşebilir, ancak yeni salgınlarla ilgili senaryolar nedeniyle bir daha ne sağlık sisteminin ne de bireylerin bağışıklık kavramını bir yana bırakacağı belirtiliyor.
Çünkü bağışıklık sistemine yapılan her kuruş yatırımın, yeniden bir felaket olduğunda ekonomiye çok daha güçlü bir katkı sağlayacağı hesaplanıyor. Nitekim; Covid-19’un aradan geçen bir buçuk yılı aşkın sürede global ekonomiye verdiği zarar, uzun yıllar akıllardan silinecek gibi durmuyor. Araştırmalara göre virüs 2020’de ekonomik üretimde tahmini 6.1 trilyon dolarlık kayba neden oldu. Yine tahminlere göre bu yıl ek olarak 4.41 trilyon dolar daha kaybedilecek.
Aşı endüstrisinin ihmali faturayı yükseltti!
Tüm sağlık sistemlerinde toplumsal bağışıklığın en güçlü silahı olarak aşılar gösteriliyor. Oysa ekonomiler pandemiye kadar bu güçlü silah için çok da yatırım yapmamış. Halk sağlığı uzmanları yıllardır hükümetlere ve politikacılara aşı tedarikinin çok büyük bir küresel stratejik öncelik olduğunu ve onu korumak gerektiğini söylemesine rağmen ülkeler Covid-19’a hazırlıksız yakalandı. Volitan Global Kurucu Ortağı Türkay Ufuk Eren, aşıların her yıl 2 ila 3 milyon arasında hayat kurtardığına dikkat çekerek, “Ancak üretimi ve pazara sunum aşamaları uzun, meşakkatli ve pahalı olan bu yatırımlar yıllardır ihmal edildi. Covid öncesinde çok az insan aşıların arkasındaki iş modelleriyle ilgilendi. Küresel ilaç pazarı 2019 yılında 1.3 trilyon dolar değerindeydi. Aşılar bunun sadece yüzde 3’ünü oluşturuyordu ve yaklaşık 33 milyar dolar gelir elde ediyordu. Oysa sadece kanser ilaçlarına ait pazar büyüklüğü 142 milyar dolar” diyor.
Pandemiyle birlikte acil oluşan aşı ihtiyacı ise bütün bu rakamların takla atmasına neden olmuş. Şu anda Faz1 denemelerinde olan her 10 aşıdan 1’inin onaylandığını, Faz3 denemelerinde aşıların yüzde 50 ila 70’inin onaylanmaya devam ettiğini vurgulayan Eren, gelinen noktayı şöyle özetliyor: “Normal aşıların Ar-Ge’lerine toplam harcanan miktar 25 milyar dolara yakın. Bu, aşıların dünyasında devasa bir şey. Fakat bu rakam pandeminin trilyonlarca olan ekonomik hasarı ile kıyaslanamaz. Aşı için harcanan para, hükümetlerin pandemi sırasında harcadıkları en iyi paradır. Analistler, virüs için yıllık aşı pazarının, bundan sonra yılda 10 milyar dolar ve fazlasına ulaşabileceğini tahmin ediyor.”
Kişisel sağlık uygulamaları yükselişte
Bağışıklık sistemine yönelik yatırımların artması, Covid-19 etkileri düşünüldüğünde sürpriz değil. Bu alanda global hamleler de geç kalmıyor. Sağlık girişimlerine yaptığı yatırımlarla dikkat çeken Volitan Global’in Kurucu Ortağı Türkay Ufuk Eren, “Pandemi öncesinde 1.4 trilyon dolarlık ilaç endüstrisinin 33 milyar doları aşılara harcanırken, pandemiyle birlikte geçen kısa sürede bu rakam 1 trilyon doları aştı” diyor.
Covid-19’la birlikte bağışıklık sistemini güçlendirmek adına davranış değişiklikleri de gözlemlendiğini vurgulayan Eren, vegan beslenme trendindeki yükselişi buna örnek gösteriyor. Eren’in paylaştığı bir uluslararası araştırmaya göre sağlıklı yaşamın belirleyicileri var. Bunlar; yüzde 40 davranışlar (yaşam biçimi), yüzde 30 genetik faktörler, yüzde 15 sosyal ortam, yüzde 10 sağlığa erişim şartları ve yüzde 5 çevresel faktörler.
İşte bu belirleyiciler ışığında özellikle Amerika’da kişisel sağlık uygulamalarının son dönemde yükselişe geçtiğini anlatıyor Eren. Genetik kodlardan yaşadığınız sosyal ortama, beslenmenize kadar her faktörün dikkate alındığı, sonrasında size özel bir sağlıklı yaşam kılavuzu oluşturulan sistemler kuruluyormuş artık. Üstelik Amerika’da FitGenetix adında bir şirket; bireylerin genetik kodlarını, epigenetik yapıyı ve bağırsak florasındaki durumu da ortaya koyan bağışıklık testleri yapıyor. Buna uygun beslenmeden egzersize yaşamınızı biçimlendirecek, asıl hedefi sağlıklı yaşam olan bir model çıkarıyor.
FitGenetix ile Volitan, 15 gün kadar önce yatırımı Türkiye’ye getirmek üzere anlaşma imzaladı. Azerbaycan ve Balkanlar’ın Türkiye’den yönetildiği bir organizasyonu kapsayan bu anlaşma sonrasında, çeşitli hastane, klinik ve hekimlerle görüştüklerini belirtiyor Ufuk Eren. Hedefi haziranın ikinci haftası itibarıyla harekete geçmek.
Kaynak: Dünya