
“Yapay zeka pazarlamacıların işini elinden mi alacak?” Yanıt Marketing Türkiye Ekim sayısında!
Pazarlama ekosistemi, belki de tarihinin en kritik virajlarından birinde… İnsan ve makine arasındaki iş birliği yalnızca iş süreçlerini değil, sektörün geleceğini de yeniden tanımlıyor. Yapay zekanın giderek daha fazla sorumluluk üstlendiği günümüzde akıllardaki en büyük soru şu: “Yapay zeka işimizi elimizden mi alacak, yoksa yanımızda mı yürüyecek?” Marketing Türkiye’nin Ekim sayısında kapağına taşıdığı dosyada; sektörün öncü ajansları, reklamcıları, pazarlama liderleri ve danışmanlarıyla bu sorunun yanıtlarını arıyor. Ortaya çıkan tablo, işten çıkarmalardan yeni yetkinlik alanlarına uzanan geniş bir dönüşüm hikâyesi sunuyor.
Marketing Türkiye’nin Ekim sayısının öne çıkan konularından biri de tüketici davranışlarının son dönemdeki dikkat çekici yansımalarından “Doom Spending” fenomeni… “Yarın yokmuş gibi” harcama eğilimine yönelen tüketicilerin psikolojisi, markaların bu tabloya karşı geliştirdiği stratejilerle birlikte kapsamlı bir şekilde analiz ediliyor.
Türkiye’nin “Keyif Markaları”nı belirleyen geniş ölçekli araştırma, toplumun keyif anlayışına ışık tutarken; “Sporda Yeni Sezonun En İddialı Markaları” dosyası ise rekabetin giderek sertleştiği arenada öne çıkan oyuncuları mercek altına alıyor. Toplumsal dönüşümü ele alan “O eski ‘haneden’ eser yok şimdi” araştırması ise değişen aile yapısının pazarlamaya nasıl yansıdığını gözler önüne seriyor.
Ekim sayısında ayrıca Televizyon Yayıncıları Derneği’nin (TVYD) ilk kadın Başkanı Aslı Yaşaroğlu, Pegasus Hava Yolları Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Nane ve başarılı oyuncu İrem Sak ile gerçekleştirilen özel röportajlar, ilham veren liderlik hikâyeleri ve farklı yaşam perspektifleri sizleri bekliyor…
Her sayfasında sektör profesyonellerine derinlemesine bir bakış sunan Marketing Türkiye’nin Ekim sayısı raflarda!
Keyifli okumalar…
Yapay zeka: Yerimize mi, yanımıza mı oturacak?

İnsan ve makine arasındaki iş birliği, pazarlama sektörünün geleceğini belirleyecek en kritik unsur haline gelirken; pazarlama ekosisteminin tüm paydaşları için de yeni yetkinlikler bir tercih değil, var olmanın ön koşulu haline geliyor. Tüm dünyada yaşanan işten çıkarmalarda ve sektörün daralmasında parmaklar yapay zekayı işaret ederken herkesin aklında ortak bir soru beliriyor: “Yapay zeka işimizi elimizden alacak mı?” Sektörün önündeki bu kritik viraj giderek keskinleşirken; iletişim ajanslarından reklamcılara, Türkiye’nin önde gelen pazarlama liderlerinden danışmanlara dek sektörün tüm paydaşlarından bu sorunun yanıtını “dönüşüm” ve “öne çıkacak yetkinlikler” üzerinden aldık…
Ali Saydam yazdı: Bosch’tan önemli adım ancak eksik…
Bilindiği gibi Türkiye, bir milyon adedi aşan motosiklet satışıyla Avrupa’nın en yüksek hacimli pazarı hâline gelmiş durumda. Türkiye pazarındaki büyümeye paralel olarak artan kaza oranlarının önüne geçilmesi için Bosch, güvenli ve verimli sürüş için geliştirdiği ve ürettiği teknolojilere, örneğin ABS (Kilitlenmeyi Önleyici Fren Sistemi) ve MSC (Motosiklet Denge Kontrol Sistemi) yatırımı yaptığını açıklamış… Proje gayet iyi, ancak yeterli değil!
Bir “modern kadın” manifestosu! İrem Sak

Sadece oyunculuğuyla değil, kalemiyle de izleyiciyi yakalamayı başaran bir isim İrem Sak… Yalan Dünya’nın Tülay’ı, Ölümlü Dünya’nın Begüm’ü ve şimdi Modern Kadın’ın Pınar’ı… Özellikle kadın dünyasını mizah ve dramla harmanlayan İrem Sak, son dönemde hem başrolünü üstlendiği hem de senaristliğini yaptığı “Modern Kadın” projesiyle gündemde… Onu kariyerinde bambaşka bir noktaya taşıyan dizi, izleyicileri beyaz yakalı kadınların dünyasında trajikomik bir yolculuğa çıkarıyor. Sak ile yaptığımız keyifli sohbette “Modern Kadın”ın düşünce dünyasını, pazarlama sektörüne ve beyaz yakalılara bakışını, sektörde kadın karakterlerin temsilini ve dijital dünyanın dönüşümünü konuştuk…
Yarınlar yokmuş gibi harcayanlar: Doom Spender’lar

Sosyal medyada kontrolsüzce ekran kaydırmayı tanımlayan doom scrolling kavramı, harcama alışkanlıkları için de yeni bir terime ilham veriyor: Doom spending. Son yıllarda literatüre giren bu kavram, “kontrolsüzce harcama yapmayı” ifade ediyor. Adında olumsuz bir tını da barındıran doom spending, özellikle ekonomik belirsizlik ve kriz dönemlerinde ilginç bir tüketici refleksine işaret ediyor. Peki, ekonomik karamsarlık dönemlerinde nasıl oluyor da tüketim artıyor? Doom spending’in ardında nasıl bir psikoloji yatıyor? Daha da önemlisi kim bu doom spender’lar?
Temizliğin yıldızları…
Temizlik ve hijyen, Türkiye’de gündelik yaşamın ayrılmaz parçaları arasında yer alırken, bu alanda tüketicilerin algıları ve tercih kriterleri de sürekli dönüşüyor. Artık yalnızca “ev işlerinin” bir boyutu olmaktan çıkan temizlik, sorumluluk paylaşımından marka tercihlerine kadar geniş bir yelpazede sosyo-kültürel dinamiklerle şekilleniyor. Hijyen kavramının pandemi sonrası kazandığı toplumsal refleks boyutu ise tüketici kararlarını doğrudan etkiliyor. YouGov’un Marketing Türkiye için hazırladığı “Türkiye’nin Temizlik Markaları” araştırması hem hane içindeki sorumluluk dağılımına hem de temizlik ürünlerinde markalara atfedilen hijyen algısına dair çarpıcı bulgular sunuyor.
The Tech Summit 2025: Yapay zeka ile güçlendirilmiş gelecek nasıl olacak?

Dikey alanda uzmanlık gerektiren konularda içerik tasarlayan Marketing Türkiye bu yıl XCO Deneyim Tasarımı ve Yönetim Zirvesi, B2B Marketing & Management Summit ve ECHO Summit buluşmalarını teknoloji paydasında birleştirerek “The TECH Summit”te tek çatı altında topluyor: “AI Powered Future” ana temasıyla 3-4-5 Aralık tarihlerinde Zorlu PSM’de gerçekleştirilecek zirve, içinde teknoloji barındırmayan herhangi bir fonksiyonun, sürecin ve sektörün bundan böyle başarılı olma şansı yokken, “hardcore” teknoloji anlatımına değil, içinde bulunduğumuz bu sürecin etkisine ve katma değerine odaklanacak. The TECH Summit’te deneyim tasarımı, e-ticaret ve B2B alanlarında yapay zeka ile güçlendirilmiş gelecek konuşulacak…
Pegasus Hava Yolları Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Nane: “Liderlik, büyümeye teşvik edebilmektir”

Pegasus Hava Yolları Yönetim Kurulu Başkanı
Pegasus’un “dijital hava yolu” vizyonu, değişen yolcu alışkanlıkları ve sürdürülebilirlik hedefleriyle birleştiğinde ortaya bambaşka bir yolculuk hikâyesi çıkıyor.
“Artık seyahat sadece bir tatil planı değil; bireysel tercihlere ve özgün deneyim arayışına göre şekillenen bir yaşam biçimi” diyen Pegasus Hava Yolları Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Nane’den sektördeki dönüşümü ve Pegasus’un geleceğe dair yol haritasını dinlerken; dijitalleşmeden müşteri deneyimine, sürdürülebilirlik vizyonundan kurum kültürüne dek pek çok farklı kapı aralanıyor önümüzde. Tüm o kapılardan geçtikten sonra ise konu “liderliğe” geliyor…
Mehmet Nane, “Benim için gerçek liderlik, insanlara değer katabilmek ve onları büyümeye teşvik edebilmektir” diyor…
Keyif markaları
Güneşli bir güne uyanmak mı, günün tüm yorgunluğu üzerine bir fincan kahve içmek mi? Yoksa sevdiklerimizle buluştuğumuz uzun bir yemek masası mı? Keyfin tanımı herkese göre farklı olsa da her birimiz bir fotoğrafçı özeniyle keyifli anları yakalamanın peşinde değil miyiz?
Marketing Türkiye adına Sia Insight’ın gerçekleştirdiği “Türkiye’nin Keyif Markaları” araştırması tam da o fotoğrafa odaklanıyor ve karenin içine giren markalara ışık tutuyor…
Türkiye’nin “koku” haritası

Parfümlerden deodorantlara, losyonlardan kolonyalara… Koku, sadece kişisel bakımın değil; kimliğin, aidiyetin ve sosyal etkileşimin de en güçlü yansımalarından biri.
Çoğu zaman farkında olmadan kokular aracılığıyla kendimizi ifade ediyor, karşımızdakilerle bağ kuruyor, anılarımızı ise onlarla ölümsüzleştiriyoruz.
Marketing Türkiye için Areda Piar tarafından gerçekleştirilen “Parfüm Kullanım Alışkanlıkları Araştırması” da Türk toplumunun kokuya yüklediği anlamları, tercihlerini ve satın alma alışkanlıklarını tüm ayrıntılarıyla ortaya koyuyor.
Kombiler akıllanıyor, tüketici kazanıyor
Günümüzde enerji maliyetlerinin yükselmesi, sürdürülebilirlik kaygıları ve kullanıcı konforuna odaklanan yaklaşımlar, ısınma çözümlerinde de yeni bir dönemi beraberinde getiriyor.
Artık kombiler sadece evleri ısıtmakla kalmıyor; akıllı teknolojilerle entegre edilen, enerji verimli ve çevre dostu sistemler, tüketicilerin öncelikli tercihleri arasında yer alıyor. Türkiye’deki kombi üreticileri de bu trendi yakalayarak, kullanıcı deneyimini artıran ve uzun vadede tasarruf sağlayan yenilikçi çözümler geliştirmeye odaklanıyor.
Peki, günümüz tüketicileri kombi seçiminde hangi kriterleri önceliklendiriyor? Enerji verimliliği, dayanıklılık, servis desteği ve akıllı özellikler karar sürecinde ne kadar etkili?
Sporda yeni sezonun en iddialı markaları

Kuşkusuz sporun dinamizmi, mücadelesi ve yarattığı birliktelik, markalar için güçlü bir iletişim ve etkileşim alanı sunuyor. Özellikle yeni sezon, sahadaki rekabetin yanı sıra markalar arasında da yepyeni bir yarışın başlangıcı anlamına geliyor. Peki, bu rekabette sadece “görünürlükle” yetinmeyip kalplere dokunan markalar hangileri? Markalar sporla dolu yeni sezona nasıl hazırlanıyor? Daha da önemlisi spor üzerinden taraftarla, toplumla güçlü bir bağ kurmanın temel kriterleri neler?
Taraftar ekonomisi…

Modern futbol kültürü, artık sadece sahada yaşanan heyecanla sınırlı değil; taraftarların günlük yaşamına ve tüketim alışkanlıklarına da yön veriyor.
Lisanslı ürünler, forma ve tişörtlerden aksesuar ve koleksiyon parçalarına kadar uzanan geniş bir yelpazede, kulüp sevgisini somut bir deneyime dönüştürüyor.
Dijital platformlar ve sosyal medyanın etkisiyle büyüyen bu trend, taraftarların sadece aidiyetini göstermekle kalmayıp, kişisel ifade ve yaşam tarzı tercihlerine de yanıt veriyor. Peki, taraftar ekonomisi nasıl şekilleniyor? Kulüp marka iş birlikleri satışları nasıl etkiliyor?
O eski “haneden” eser yok şimdi
Türkiye’de son yirmi yıl, sessiz ama köklü bir toplumsal dönüşüm getirdi. Bir dönem hatıralarda kalan kalabalık aile evleri hızla geriledi, ortalama hane büyüklüğü 2008’de 4 kişiyken 2024’te 3,1 kişiye indi. Artık her beş evden biri yalnız yaşayan bir bireyin yaşam alanı. Hanelerin küçülmesi yalnızca demografik bir değişim değil; aynı zamanda tüketim alışkanlıklarından ambalaj boyutlarına, dijital davranışlardan pazarlama stratejilerine kadar her alanı yeniden tanımlıyor.
Özetle; küçülen hanenin duvarları, içinde büyüyen şey beklentiler oluyor. Research İstanbul Yönetici Ortağı Can Selçuki’nin rehberliğinde Türkiye’nin değişen aile yapısını mercek altına aldık.
TV’de kartlar yeniden dağıtılıyor!

Televizyon dünyasında yeni sezon heyecanı başladı. Kanallar bir yandan güçlü yapımlarını ekranlara taşımaya hazırlanırken diğer yandan izleyicilerin değişen beklenti ve alışkanlıklarına yanıt vermek için stratejilerini güncelliyor. Rekabetin her geçen yıl daha da sertleştiği bu arenada, dizilerden yarışmalara, haber bültenlerinden eğlence programlarına kadar geniş bir yelpazede “izleyiciye dokunacak içerikler” öne çıkıyor. Peki, NOW, Kanal D ve TV8 gibi ekranın iddialı oyuncuları yeni yayın dönemine nasıl hazırlanıyor?
Aslı Yaşaroğlu: “İyi içerik üreten yürüyüp gedecek…”

Televizyon yayıncılığının nabzını tutan, sektörün dönüşümünü yakından takip eden bir isim Aslı Yaşaroğlu. Ancak şimdi gündeminde o dönüşüme yön vermek var… Televizyon Yayıncıları Derneği’nin (TVYD) ilk kadın Başkanı olarak göreve başlayan Yaşaroğlu, yalnızca sektörün geleceğine dair vizyonuyla değil, kadınların karar alma mekanizmalarındaki temsiline verdiği önemle de dikkat çekiyor. Onun için bu koltuk bir unvandan çok daha fazlası: Hem gurur hem de sorumluluk. Dijitalleşme, içerik üretiminde yeni trendler, reklam dünyasının değişen dinamikleri ve televizyonun gelecekteki rolü… Hepsine dair güçlü bir bakışı, vizyoner bir yaklaşımı var. Oy birliğiyle dernek Başkanlığına seçilen Aslı Yaşaroğlu ile televizyonun dönüşümünü, dijital platformlarla rekabetin sektör için ne ifade ettiğini ve elbette dudak uçuklatan yapım maliyetlerini konuştuk… Sektördeki rekabete de değinen Yaşaroğlu “İyi içerik üreten yürüyüp gidecek” diyor…
Derya Açar Ergüç yazdı: “İletişimde anlam ekonomisi: Görünür olmak mı, görülmeye değer olmak mı?”
Bugün iletişim dünyasında “hitap kitlesi” kavramı, artık yalnızca mesajın muhatabını tanımlamıyor. Bir önceki yazıda, bu kavramın dönüşümünü ve kültürsanatın bu dönüşümdeki rolünü özellikle sanatın farklı toplulukları bir araya getirme, çeşitliliği görünür kılma ve kapsayıcı bir ifade zemini yaratma gücüne odaklanarak ele almıştım. Bu yazıda ise, bu dönüşümün stratejik çerçevesini oluşturan anlam ekonomisi üzerinden ilerleyerek, kurumların topluluklarla nasıl birlikte değer üretebileceğine odaklanıyoruz.