“10 yıl önce pazarlama iletişimine odaklanacağız, iyi hikayeler yaratacağız dedik ve hedeflediğimiz yerdeyiz” diyor SOBRAZ Kurucusu Soydan Canbaz… Yola çıkarken benimsedikleri değerlerin ve öncelik verdikleri kavramlarınsa bugün halen geçerliliğini koruduğunu belirtiyor. Canbaz’dan Sobraz’ın hikayesini, iş yapış şekillerini, 2023 değerlendirmesini ve gelecek öngörülerini dinlediğimiz söyleşinin satır araları sektörün geleceğine ilişkin de anlamlı çıkarımlar sunuyor…
Kurulduğu 2013’ten bu yana Sobraz, hizmet kapsamını nasıl genişletti? Bugün 10. yılınızda hedeflediğiniz yerde misiniz?
10 yıl önce kurucu ekip olarak masa başında buluştuğumuzda hayatlarımızı ve işi sorguladığımız bir dönemdeydik ve bu sorgulama Sobraz’ı doğurdu. Büyümek, genişletmek gibi kelimelerdense ölçek, odaklanmak, iyi iş yapmak, denge, doğru ekiplerle çalışmak gibi kelimelerimiz vardı. 10 yıl sonra hala aynı yerdeyiz. Öncelik verdiğimiz bu kelimelerle de iyi sonuçlar yaratılabileceğini deneyimledik. Birlikte çalışabildiğimiz markalar için mutluyuz. Ölçek ve odaklılık stratejimize bağlı olarak hayatımıza alamadığımız markalarla da bir gün yollar kesişir diye düşünüyoruz. 10 yıl önce pazarlama iletişimine odaklanacağız, iyi hikayeler yaratacağız dedik ve hedeflediğimiz yerdeyiz. Hikaye anlatımındaki biçimler ve hikayelerimizi anlattığımız insanlar çeşitleniyor, bu bize keyif veriyor.
“Tüketici” tanımı bir süredir kulak tırmalıyor, deneyimleyici gibi yeni hitap şekilleri gelişiyor. Ancak siz dümdüz insan diyorsunuz. Bu yaklaşımın ardında nasıl bir içgörü var?
Tüketmek ve tüketici kavramlarının kullanımı ile gezegenin ve insanlığın geldiği noktayı uzun uzun tarife gerek yok. Bunun dışında hikayelerimizi anlattığımız “hedef kitlenin” ilk kimliğinin insan olduğunu hatırlamak empatiyi, kapsayıcılığı, eşitliği ve sürdürülebilirliği AR-GE’den satış deneyimine kadar her sürece doğal olarak dahil etmeye imkan tanır.
“Tüketici” tanımının bir yabancılaştırma kavramı olduğunu ve insani katmanlarımızı elimine ettiğini düşünüyorum. Dil değişirse duygu, davranış ve yaklaşım da takip eder. Tüketiciler sayılardan ibaret olabilir ama insanların isimleri ve hikayeleri vardır. Ürünümüzü kullanan, hizmetimizi deneyimleyen insanlarla daha eşitlikçi ve değer odaklı bir ilişkimiz olması yarattığımız hikayelere güç katıyor, bizim deneyimimiz bu yönde.
Sobraz’ın iyi hikayelere olan inancını pek çok işinde görüyoruz. Sizi iyi bir hikayeyi nasıl tanımlıyorsunuz? İyi bir hikaye nasıl süreçle yazılıyor?
Her marka brief’i kendine özgü bir sorunla doğuyor. Dolayısıyla yazılacak hikayenin de tek bir formülü yok. Sobraz’da hikaye formülümüz kendimizi tatmin edici cevaplar alana kadar fikirlerimizi, kurgularımızı, mesajlarımızı sorgulamak. Bu sorunun doğru iç görüsü bu mu? Hikaye markanın işine yarıyor mu yoksa heyecanımıza mı yenilmişiz? Bu hikayeyi birlikte anlatmayı tercih edeceğimiz insanlar, kurumlar kimler? Bu söylediğimize kim inanır, duygulanır ve neden? Hikayemiz olması gerektiği kadar samimi mi, gerçek mi? “Konuşulan iş olsun” diye tuzaklara mı düştük yoksa bu hikaye konuşulur mu, kim konuşur, ne der? Hikaye zamanın ruhuna uygun oldu mu? Bu hikayeyi anlatmak için doğru zaman mı? Bu hikayeye kimden destek kimden eleştiri gelir? Bu hikayeye zamanımız, insanımız ve maddi kaynaklarımız yetiyor mu? Özgün bir hikaye mi yoksa klişelerden mi yürüdük? Klişelerden yürümek uygun mu? Bu hikayeyi yazan ekip olarak anılmak bize nasıl hissettirecek? Bunun gibi pek çok soru geliyor her birimizin aklına. İyi hikayeler biraz da kendinden şüphe etmek ve her seferinde sahneye ilk kez çıkacak korkusu yaşamakla ilgili gibi, en azından bizim için öyle.
Bir beyin fırtınasından çok, iyi bir kampanya doğurup kıyamet kopsa etkilenmeyecek kadar yüksek çıkmak da mümkün, dünyanın sonu gelmiş gibi dipte kalmak da mümkün. Galiba hikayeler konusunda emin olmanın tek yolu, çok çalışmak ve sorgulamak, gerisi adrenalin.
Tüm iş yapış biçimlerinin yeniden şekillendiği bir dönemdeyiz. Sobraz nasıl bir çalışma modeli benimsiyor?
10 yıldır hizmet verdiğimiz tüm markalar Sobraz hakkında birkaç cümle etse bunlardan biri “Sobraz iş birliği odaklı bir ajans” olur. Müşterilerimizin bir iş hedefi ve o hedefe ulaşmak için farklı uzmanlıkta ajansları var. Biz o ajansları bir masa etrafında buluşturan tek briefe inanıyoruz. Tecrübemizi bazen masayı sürükleyecek bazen de masayı destekleyecek ve tamamlayacak fikirler için kullanıyoruz. Bugün pazarlama iletişimi alanında ajans ağınız ve onların uyumu ve iş birliği kadar güçlüsünüz. Nokta.
İletişim sektörü açısından 2023 yılını nasıl değerlendiriyorsunuz?
İnsan olarak da meslek profesyoneli olarak da işimizi yapmanın çok da kolay olmadığı bir yıl yaşadık. İnsanların yaşadığı acılar, kayıplar, zorluklar yanında ilk cümleyi yazmak bile suçluluktan başka bir şey hissettirmiyor. Aklımızı ve yeteneklerimizi iyi şeylere vesile olmak noktasında kullanabildiğimiz fırsatlar tesellimiz oldu.
Sizce önümüzdeki dönemde iletişim sektörüne damga vuracak trendler neler?
Kabul edelim dünya sıra dışı bir dönemden geçiyor ya da bu bir dönem değil. Sosyal ve ekonomik açıdan hem insanlık için ideal olanların tanımının en net ve en kapsamlı şekilde yapıldığı hem de uygulamada bu idealden en hızlı uzaklaşıldığı dönemdeyiz. Doğal sonuç olarak belirsizlik artıyor, küresel gündeme de yerel gündeme de olumsuz gelişmeler daha fazla damga vuruyor.
Markalar için sadece güneşli günlerle ve pozitif duygularla ilişkilenilen dönemlerin sonu. İnsanlar marka otantikliğini sorguluyor, talep ediyor. Bu durumda iletişim sektörünün önceliği zamanın ruhunu, aktörlerini ve konularını anlamak, hızlı ve etkili öngörüler geliştirebilmek ve aksiyona geçebilmek olacak diye düşünüyorum. Sosyal bilimler alanında uzmanlarla daha çok çalışacağımız bir dönem olacağını da düşünüyorum. Popülerlik odaklı yaratıcılığın hiç olmadığı kadar stratejik ele alınması gereken günler bizi bekliyor.