Gelişen teknolojinin olanaklarını en iyi şekilde sunarak, uluslararası eğitim standartlarını benimseyerek sosyal bilinci yüksek öğrenciler yetiştirmeyi amaçlayan Sağlık ve Eğitim Vakfı okulları, yetkin öğretim kadrosuyla da fark yaratıyor. Bu durumu, “Geleceğe ayak uydurmanın ötesinde, okullarımız eğitimin geleceğini belirliyor” şeklinde özetliyor Sağlık ve Eğitim Vakfı Genel Müdürü Prof. Dr. Güray Erkol ve yakın zaman önce gerçekleştirdikleri “Öğretmenin İyi Olma Halinin Yansımaları” araştırmasıyla ilgili çarpıcı veriler paylaşıyor…
Sağlık ve Eğitim Vakfı’ndan kısaca bahsedebilir misiniz? Hangi amaçla, ne zaman kuruldu? Bünyesinde hangi kurumlar var?
Sağlık ve Eğitim Vakfı (SEV); Üsküdar Amerikan Lisesi, İzmir Amerikan Koleji, Tarsus Amerikan Koleji ve Talas Amerikan Ortaokulu mezunları tarafından 1968 yılında kuruldu. Gelişen Türkiye’ye hizmet ilkesini temel alan Vakfımız, gelişen ve değişen dünyada; uluslararası eğitim standartlarını benimseyerek, akademik düzeyi ve sosyal bilinciyle fark yaratan bireyler yetiştiren köklü eğitim kurumlarını geliştirmek ve sürekliliğini sağlamak amacıyla çalışıyor.
Türk eğitim sisteminde önemli bir yeri olan Amerikan Liseleri ile akademik donanımı güçlü, yaşadığı toplumu ve dünyayı değiştirebilen, kendine güvenen, potansiyelini keşfetmiş öğrencileri sunduğumuz üstün nitelikli eğitimle yetiştiriyoruz. Yayıncılıkta ise kaliteli ve güvenilir referans sözlük ve kitaplarla çocuk edebiyatına yön veriyoruz.
Çoğunluğu Amerikan Okulları mezunlarından oluşan Mütevelli Heyeti ve heyetin seçtiği Yönetim Kurulu tarafından idare edilen Vakfımızda, Mütevelliler ve Yönetim Kurulu Üyeleri gönüllü olarak hizmet veriyor. Vakıfta, Yönetim Kurulu’na bağlı olarak çalışan ve içerisinde mezunların da bulunduğu profesyonel kadro ise bağlı kurumların gelişimi ve devamlılığından sorumlu olarak görev yapıyor.
SEV’e bağlı kurum ve kuruluşlar Üsküdar Amerikan Lisesi, İzmir Amerikan Koleji, Tarsus Amerikan Koleji, SEV Amerikan Koleji, Üsküdar SEV İlköğretim Kurumları, İzmir SEV İlköğretim Kurumları, Tarsus SEV İlköğretim Kurumları ve SEV Yayıncılık Eğitim ve Tic. A.Ş (Redhouse)’dir. Kısaca; 4 Amerikan Lisesi, 3 İlköğretim Kurumu ve Redhouse’tan oluşan büyük ve güçlü bir organizasyonuz.
Sağlık ve Eğitim Vakfı’na bağlı okulların eğitim politikası nasıl şekilleniyor? Kurumlarınızda okuyan öğrencileri hangi anlayışla yetiştiriyorsunuz?
Eğitimde 150 yılı aşan tecrübemizi yarınları inşa edecek öğrencilerimize aktarmak ve eğitim kalitemizi ve imkânlarımızı sürdürülebilir kılmak, birinci önceliğimiz. Köklü geleneğimizi çağdaş dünyanın araçlarıyla zenginleştirerek öğrencilerimize kaliteli öğrenme alanları sunmak için durmadan çalışıyoruz. Gelişen teknolojinin olanaklarını okullarımızda en iyi şekilde uygulamaya koyuyoruz. En önemli farkımızı ise bütünsel eğitime yönelik geliştirdiğimiz programlar ve bunları uygulayıcısı çok güçlü olan eğitim kadromuzla ortaya koyuyoruz. Yüksek sosyal bilinciyle değer katan yetkinlik ve becerilere sahip, çok yönlü ve evrensel bireyler yetiştiriyoruz. Geleceğe ayak uydurmanın ötesinde, okullarımız eğitimin geleceğini belirliyor.
21. yüzyılın dünyasına yetkin insanlar yetiştirirken, onlara yalnızca akademik başarıya ulaşmaları için ihtiyaçları olan bilgi ve birikimi sağlamak yeterli değil. Modern ve evrensel eğitim anlayışımızı; öğrenmeyi öğrenen, toplumu ve dünyayı ilgilendiren konulara duyarlı, bireysel ve toplumsal sorumluluklarının farkında olan bireyler yetiştirmek üzerine kuruyoruz. Yetiştirdiğimiz bireylerin gerektiğinde inisiyatif alan, iş birliğine açık, esnek ve çevik, uyumlu, liderlik vasıflarına sahip, yenilikçi ve yaratıcı bireyler olmalarını hedefliyoruz.
Sürdürülebilirlik üzerinde çokça duruyoruz. Eğitimde sürdürülebilirliği öğrenci, öğretmen, okul, müfredat gibi boyutlarıyla odağa alan, uzun vadeli hedefler belirliyoruz.
Vakıf olarak gerçekleştirdiğiniz araştırmalarla da ses getiriyorsunuz. Bu noktada SEV Araştırma ve Etki Departmanı nasıl bir rol oynuyor?
2022 yılında kurulan SEV Araştırma ve Etki Departmanı; eğitim öğretimde mükemmeliyet anlayışı çerçevesinde, öğrenme ve öğretmeyi sürekli geliştirmek amacıyla araştırma ve veri temelli çalışmalar yapıyor. Araştırma ekibimiz; eğitimde kanıta dayalı öneriler oluşturma, öncü eğitim kurumu olarak SEV ve okullarının etkisini yaygınlaştırma ve eğitim sistemine katkı hedefiyle çalışıyor. SEV Araştırma ve Etki Departmanı, ilk araştırma raporunu Mart 2022’de, “Pandemi Sürecinde Eğitim ve Okul Durumu” başlığıyla yayımladı. Kısa süre önce de “Öğretmenin İyi Olma Halinin Yansımaları” adlı ikinci araştırmasının sonuçları kamuoyu ile paylaşıldı. Bu araştırma, öğretmenlerin iyi olma halini ve bunun en önemli sonuçlarından biri olan meslek ya da okulları ile olan ilişkilerini mercek altına alması açısından önem taşıyor.
Gerçekleştirdiğiniz son çalışmayı daha detaylı anlatabilir misiniz? Ne gibi veriler elde ettiniz?
Bu araştırmada, Türkiye’de görev yapan 608 eğitimciden toplanan veriyle Türkiye’deki eğitimcilerin iyi olma hali ve yansımaları geniş bir perspektiften ele alındı. Araştırma verileri bize Türkiye’deki okullarda görev yapan eğitimcilerin pandemi öncesine kıyasla pandemi sırasında ve önümüzdeki 5 yılı düşünerek meslekten ayrılma niyetlerinin artış eğiliminde olduğunu gösterdi. 2022-23 okul yılı başı itibarıyla önümüzdeki 5 yıl içinde meslekten, mevcut okulundan ya da pozisyonundan ayrılmayı düşünmediğini belirten eğitimci oranının sadece yüzde 30 olduğunu gördük.
Çok çarpıcı bir sonuç. Peki, ayrılmayı düşünen eğitimcilerin bu düşüncelerinde hangi etkenler ağırlıklı rol oynuyor?
Ayrılmayı düşünen eğitimcilerin yüzde 71’i ekonomik kaygıları ayrılma nedeni olarak sunuyor. Bunu yüzde 70 ile iş kaynaklı stres ve yüzde 63 ile iş yükü fazlalığı takip ediyor. Ayrılmayı düşünen eğitimcilerin çalışma motivasyonunun öğretmenlik dışına kaydığını görüyoruz. yüzde 43’ü eğitim alanında öğretmenlik dışında bir iş yapmak istediğini belirtirken, eğitim alanının tamamen dışına çıkıp farklı bir alanda çalışmak istediğini belirten öğretmen oranı ise yüzde 38. Bununla birlikte araştırmaya katılan 608 eğitimcinin yüzde 65’i, önceki yıllara kıyasla son 2 yılda meslekten ya da okulundan ayrılan meslektaşlarının sayısında bir artış olduğunu düşünüyor. Aynı zamanda araştırmaya katılan eğitimcilerin yüzde 73’ü, son 2 yılda sıklıkla ya da her zaman kendini stresli hissettiğini ifade ediyor.
Stresin nedenleri ile ilgili elinizde bir veri var mı?
En baskın nedenler ekonomik kaygılar/maaş (yüzde 71), iş yükü fazlalığı/uzun çalışma saatleri (yüzde 51), öğrenci davranışları/disiplin problemleri (yüzde 51) ve okul yönetimi/yöneticileri (yüzde 42) olarak öne çıkıyor. 2022-23 okul yılı başı itibarıyla eğitimcilerin sadece yüzde 24’ü yüksek iyi olma haline sahip. Eğitimcilerin sadece yüzde 52’si yeni bir okul yılına başlarken işten kaynaklı stresle iyi ve gayet iyi düzeyde başa çıkabileceğini düşünüyor. Kadın eğitimcilerin iyi olma hallerinin erkeklerden daha düşük düzeyde seyrettiğini de parantez içinde belirtmek isterim.
Araştırmanın sonucunu bir cümleyle özetlemek istesek bu cümle ne olurdu? Bununla birlikte, rapordan yola çıkarak eğitim sektörünün paydaşları ve karar alıcılarına hangi önerilerde bulunmak istersiniz?
Tek cümleyle şunu belirtmek doğru olacaktır: İş yükü ve uzun çalışma saatleri hem bir stres kaynağı hem de ayrılma nedeni olarak dikkat çekiyor. Rapor bulguları tüm paydaşlara; sorunun irdelenmesinin yanı sıra büyümesinin önüne geçmek, bu verileri öğretmenlerin iyi olma hâllerinin iyileştirilmesi adına fırsat olarak değerlendirmek ve yeni uygulamaların hayata geçirilmesini desteklemek gerektiği mesajını veriyor.
Stresin ayrılma niyetini etkileyen önemli bir etken olduğunu görüyoruz. Aynı zamanda öğretmenlerin iyi olma hallerinin de bir göstergesi. Bu bağlamda öğretmenlerin iyi olma hallerinin belirli periyotlarla veriye dayalı olarak incelenmesi ve veriye dayalı uygulamaların okul bazlı olarak hayata geçirilmesi önem kazanıyor.
Literatüre baktığımızda meslektaşlarla iş birliğinin öğretmenlerin iyi olma hallerini olumlu yönde etkilediğini görüyoruz. İyi olma halinin desteklenmesi için okullarda meslektaş iş birliğini teşvik edecek uygulamaların hayata geçirilmesi öne çıkıyor. Bu noktada, meslektaşların birlikte ve birbirlerinin deneyimlerinden öğrenmesine fırsat tanıyan profesyonel öğrenme olanaklarının sunulması önemli.
SEV olarak; öğretmenlerimizin kendi mesleki hedefleri doğrultusunda gelişimlerine destek sunabilmek için profesyonel gelişim ve değerlendirme sistemlerimizi oluşturduk. Öğretmenlerimize fayda sağlayacak fırsatları değerlendirmeye ve yeni uygulamaları hayata geçirmeye devam edeceğiz.