“Ürün ve hizmete ek bir değer sunamayan markalar artık tüketicinin ilgisini çekmiyor” diyen NETROM Reklam Ajansı’nın Kurucusu Engin Sarıkaya tüketicilerin artık ürün satın alırken markanın sunduğu değeri de satın aldığını söylüyor ve “çok boyutlu marka değeri” yaratmanın önemine vurgu yapıyor. Peki bunu başarmanın yolu ne? Sarıkaya ile çok boyutlu marka değeri yaratmanın sırlarını konuştuk…
NETROM olarak kendinizi nasıl tanımlıyor, hangi alanlarda hizmet sunuyorsunuz?
Netrom Reklam Ajansı, sektöre girdiği 2010 yılından beri müşterilerine tek bir çatı altından bütünleşik reklam hizmeti veren bir ajans. Bütünleşik reklam hizmetlerimizle markalarımıza 360 derece hizmet sunuyoruz.
NETROM’da nasıl bir markalama süreci izliyorsunuz?
Son zamanlarda tüm sektörün merak ettiği ve üzerine yoğunlaştığı konu teknolojinin ve müşteri deneyimlerinin bu kadar hızlı değiştiği bir dönemde markalara doğru bir kimlik ve değer kazandırmak.
Konuyla ilgili çözüm ararken markaların da tıpkı bizim gibi duyguları ve farklı kişilik özellikleri olduğunu unutmamak gerekiyor. Bu noktada biz, belirlenen hedef kitleye uygun bir yol haritası çiziyor ve markaya bir kişilik oluşturuyoruz. Tabii bu noktada insanların günlük yaşamında büyük bir yer edinen reklamların önemi büyük. Zira reklamlar tüketici deneyimine yön vermenin yanı sıra bir markanın tüketicinin gözünde nasıl görüneceğini de belirliyor. Bu yüzden markalama yaparken tüketicinin isteklerini ön planda tutuyoruz.
Pek çok sektörde yoğun bir rekabet var. Tüketiciler onlarca markanın yüzlerce ürünü arasında seçim yapmak zorunda. Bu ortamda fark yaratmanın sırrı ne?
İşte marka algısı burada devreye giriyor. Doğru bir reklam çalışmasıyla kişilik kazanan marka rakipleri arasında fark yaratıyor ve seçim şansını artırıyor. İçinde bulunduğumuz tüketim çağında markaların kazandıkları değeri sürdürülebilir kılması ve tek kullanımlık olmaktan çıkarması gerekiyor. Tüketicinin kendini markalarla bu kadar özdeşleştirdiği bir dönemde “marka algısı” konusu hassasiyetle ele alınmalı.
Ürün ve hizmete ek bir değer sunamayan markalar artık tüketicinin ilgisini çekmiyor. Çünkü bir markanın ürününü satın alan tüketici, sadece söz konusu ürünü değil markanın sunduğu değeri de satın almış oluyor. Ayrıca tüketici marka ve ürün seçimlerinde kendine tanıdık gelen ve güvendiği ürünleri seçme eğilimi gösteriyor. Bu noktada markalar ve reklam ajanslarının üstüne düşen görev, hedef kitlelerini ve güncel yaklaşımları iyi analiz etmek.
Örneklendirmek gerekirse sosyal medyada doğrudan satış odaklı bir pazarlama yanında markanızın toplumsal fayda sağlayan bir yönünü ön plana çıkarmanız (örn: çevreye duyarlı) olduğunu yansıtmanız çevreci kitle tarafından pozitif karşılanacak ve daha fazla satın alma eğilimi gösterecektir.
Sosyal medya tüketici deneyimini nasıl etkiliyor?
Tüketicinin zihninde markayla ilgili akılda kalıcı bir imge oluşturabilmek tercih edilme oranını arttırıyor. Markalar sadece ürünleri üzerinden değil sosyal çevreye olan duyarlılıkları ve güncel olaylara verdikleri tepkilerle de değerlendiriliyor. Tam da bu noktada sosyal medya platformları önem kazanıyor. Çünkü; anlık iletişim kurma olanağına sahip olduğumuz bu platformlarda tüketicilerin fikirleri hızlı bir şekilde değişebiliyor. Bu sebeple sosyal medya platformlarına doğru içerikler üretmek gerekiyor.
Tüketicinin gün geçtikçe tek katmanlı markalardan uzaklaştığı bir dönemde markaların ek faydalar sunması bekleniyor. Yani tüketici satın aldığı ürünle ihtiyacını gidermenin yanı sıra statü edinmek, sosyal fayda sağlamak ve değişimin bir paydaşı olduğunu hissetmek istiyor.
Bu bağlamda takip ettiği fenomenlerin nasıl bir hayat yaşadığını, neler satın aldığını yakından takip eden Z kuşağına doğru bir iş birliği ile markanızı tanıtmanız kitlenizi büyütmeniz adına oldukça faydalı olacaktır.
Reklam sektöründe yer alan veya yer almak isteyen kişilere 2023 için ne önerirsiniz?
2023’te sosyal medyanın gücünü kullanmak ve dijital platformlarda sesinizi duyurmak oldukça önem arz ediyor. Dijital dünyayı pazarlamanın merkezine koymalı, sürdürülebilir bir pazarlama için markaya değer katacak, kişilik kazandıracak içerikler üretmeliyiz.
Tüketiciye çok boyutlu bir marka değeri sunmak için çıkılan bu zorlu yolculukta; tüketiciye kulak vermeli, değişimin nabzını tutulmalı ve yaşanan değişime ayak uydurulmalı…