Pandemi döneminin henüz başlarında, dünya evlerine kapanıp doğa kendini yenilemeye başladığında insanlık da kendi yarınına ne denli büyük bir zarar verdiğini görmüş oldu. Böylelikle “sürdürülebilirlik” herkesin gündemi olmayı başardı ve gelişen bu hassasiyetin ardından tüketicilerin şirketlerden beklentileri de yeniden şekillenmeye başladı. Peki “sürdürülebilirlik” dediğimizde bir şirketten ne bekliyoruz? Ürünlerinin ambalajlarının geri dönüşümlü olmasını mı? Sanayi bölgelerinin sıfır karbon olmasını mı? Çevresini ve toplumu bilinçlendiren çalışmalar yürütmesini mi? Plastik kirliliğinin etkisine karşı mücadele eden STK’lara destek vermesini mi? Garnier Tüketici Ürünleri Divizyonu Genel Müdürü Talat Olgay ile gerçekleştirdiğimiz söyleşi ardından bu beklentilerin hiçbirinin karşılıksız kalmayabileceğini görmüş olduk. Garnier’in hem bugün yürüttüğü projeleri hem de gelecek için hedeflerini Talat Olgay’dan dinleyelim…
Özellikle pandemi dönemiyle birlikte “sürdürülebilirlik” tüketiciler için büyük bir hassasiyete dönüştü, Garnier bu hassasiyet karşısında nasıl bir reaksiyon geliştirdi?
64 ülkede faaliyet gösteren Garnier, yeşile bağlılık sözü verdiği “Green Beauty” programıyla sürdürülebilirlik alanında öncü bir adım atıyor. Markamızın küresel çevresel etkisini büyük ölçüde azaltmayı amaçlayan girişimi kapsamında, 2025 itibariyle tüm Garnier ürünleri yalnızca geri dönüştürülmüş plastik kullanılarak üretilecek ve tüm paketler yeniden kullanılabilir, geri dönüşümlü veya bozunabilir olacak. Tüm sanayi bölgeleri sıfır karbon hale getirilecek.
Daha doğal kaynaklı içeriklerle zenginleştirilmiş formüller üretme, sürdürülebilir içerikler kullanma gibi konularda çalışmalarımız var. Bu kapsamda yeni bir çevresel programı hayata geçiriyoruz. Yeşile bağlılık sözü verdiğimiz Garnier Green Beauty programıyla güzellik sektörünün yönünü değiştirmeyi ve değişime öncülük etmeyi hedefliyoruz.
L’Oréal for the Future sürdürülebilirlik programını anlatabilir misiniz?
L’Oréal, Garnier’nin de bir parçası olduğu “L’Oréal for the Future” (Gelecek için L’Oréal) programıyla dünyanın sınırlarına saygılı olmak için iş modelini değiştiriyor. L’Oréal, program kapsamında ürünlerinde kullanmak üzere “Çevresel ve Sosyal Etki Etiketleme Sistemi” geliştirdi. Bu yenilikçi sistem ile ürünlerin çevresel ve sosyal etkileri, A’dan E’ye uzanan bir skala ile şeffaf bir şekilde tüketicilerle paylaşılacak. Sistem, ilk olarak Garnier markasında, kademeli olarak da tüm markalarda kullanılacak.
Green Beauty girişiminde hedefleriniz neler?
Uçtan uca sürdürülebilirlik yaklaşımıyla hayata geçen Green Beauty girişimi, Garnier’in değer zincirinin her aşamasını, aşağıdaki alanlarda çevresel etkiyi azaltacak ve ortadan kaldıracak şekilde dönüştürmeyi amaçlıyor: Garnier, 2025 itibarıyla ürünlerinin üretiminde hiç geri dönüştürülmemiş plastik kullanmadan her yıl 37.000 ton plastik tasarruf etmeyi* hedefliyor. 2025 itibarıyla tüm paketler ayrıca, yeniden kullanılabilir, geri dönüşümlü veya bozunabilir olacak. 2022 itibarıyla tüm fabrika temelli ve yenilenebilir içerikler sürdürülebilir şekilde satın alınacak. 2025 itibarıyla Garnier’in yeni ürünlerinin yüzde 100’ü iyileştirilmiş çevresel profile sahip olacak. 2025 itibarıyla karbon sanayi bölgeleri, yenilenebilir enerji kullanımı yoluyla sıfır karbon salınımı noktasına ulaşacak. Sanayi bölgelerinin CO2 emisyonları hali hazırda yüzde 72** oranında düşürüldü. 2025 itibarıyla Garnier, Dayanışmaya Önem Veren Kaynak Seçimi programının bir parçası olarak dünya genelinde 800 topluluğu güçlendirmiş olacak.
2025’e dek güçlü hedeflerle sürdürülecek olan Green Beauty girişimini tüketiciler nasıl takip edebilir?
Green Beauty girişimi, Garnier’in taahhütleri hakkında tam şeffaflık sunan ve Garnier internet sitesi üzerinden kamuya açık bir şekilde izlenebilen, paylaşılan bir Sürdürülebilirlik İlerleme Raporu’nu içeriyor. Rapor, Garnier’in bugün nerede durduğunu belirtirken, markamızın iddialı 2025 hedeflerine nasıl ulaşacağına ilişkin süreci de ayrıntılarıyla açıklıyor. Bu gelişim raporu, Garnier’in uzmanlar ve bilim insanlarının yardımıyla tamamlanan taahhütlerinin ve işlerinin açık ve izlenebilen bir özetini sunuyor. Gelişim raporundaki tüm veriler ayrıca dış denetçi PricewaterhouseCoopers tarafından değerlendirildi.
Garnier’in sürdürülebilir dünya için tüketicileri ile etkileşim içerisinde yürüttüğü bir çalışması var mı?
Tüketicilerimizi, sahibi olduğumuz tüm dijital temas noktalarında geri dönüşüm gibi konularda eğitmeyi amaçlıyoruz. Green Beauty girişimi ile tüketicilerin satın alma noktasında daha sürdürülebilir tercihler yapmalarına yardımcı olmayı hedefliyoruz. Garnier olarak Ürün Çevresel ve Sosyal Etki Etiketlemesi’ni L’Oréal bünyesinde uygulayan ilk marka olmaya hazırlanıyoruz. Böylelikle tüketicileri, ürünlerimizin çevresel ve sosyal etkileri hakkında bilgilendirerek, daha sürdürülebilir tercihler yapmaları için onları desteklemeyi amaçlıyoruz. Fransa’da saç bakımı ürünlerinde denenen bu etiketleme, her ürüne A’dan E’ye bir sürdürülebilirlik puanı veriyor. ‘A’ ile etiketlenen ürünler en iyi sınıf olarak değerlendiriliyor. Puanlama; satın alma, imalat, ulaştırma, kullanım ve geri dönüştürülebilirlik dâhil 14 çevresel etkeni dikkate alıyor.
Garnier’in çevre kirliliğinin karşısında attığı adımları, destekleri, iş birlikleri ve aksiyonları arasında neler bulunuyor?
Plastik kirliliğinin etkisine karşı mücadeleye katkı sağlama amacıyla iki sivil toplum kuruluşuyla iş birliği yapıyoruz. Ocean Conservancy’nin Çöpsüz Denizler İttifakı’na katılarak, plastik paketlemeyi azaltma/tekrar tasarlama ve okyanuslara plastik kirliliğinin yayılmasını durdurmaya yönelik yenilikçi yöntemler belirliyoruz. Plastics for Change ile Hindistan’daki atık toplayıcı toplulukların genel kalkınmasına destek veriyoruz.
* Garnier’in 2019 yılındaki plastik tüketimi temel alınmıştır.
** 2019 yılında, 2005 tüketimine kıyasla.