5 Temmuz Abone Ol
  • Haberler
    • Ajanslar / Konkur
    • Atamalar
    • Dijital
    • KSS
    • Haberler
    • Insights
    • Trend
    • Marketing Türkiye 101
    • Türkiye’nin Gündemi
  • Yaratıcı İşler
  • Dergiler
  • Etkinlikler
  • Söyleşiler
  • Kariyer
  • Yazarlar
  • Araştırma
  • Abone Girişi
  • Abone Ol
Köşe Yazıları

İletişimin amentüsü: Müphemiyete engel olmak!

Ali SAYDAM
6 Temmuz 2015
3 dk okuma

“Siyasi iletişimde reklamlar, billboard’lar, meydana çıkıp çığlık çığlığa bağırmak yeterlidir de biz mi bilmiyoruz?” Gerçekten merak ediyordum! Bilen varsa bir ara bana da anlatırsa çok sevinirim…

Seçimlerin “analizini” yapmaktan neredeyse “paralize” olacaklar. 7 Haziran akşamı başladılar, ne kadar süreceği belli değil.
Hani futbolcular kadar olamıyorlar desek yeridir… Genelde yenilgiler arkasından söylenir ancak bazı usta teknik direktörler ya da oyuncular galibiyetten sonra da benzer bir yaklaşım sergilerler: “Bu maç oynandı bitti; şimdi biz geleceğe bakalım…”

Tabii ki tahlil yapılmalı. Tabii ki hataları oluşturan unsurları ya da varsa başarıyı sağlayan temel faktörleri, birincileri azaltmak ya da ortadan kaldırmak, ikincileri ise artırmak, çoklamak adına ele almakta yarar var. Ancak ortada analize takılıp kalındığı, aksiyon almakta gecikilmiş, ciddi zaman kaybedilmiş bir durum olduğu da kesin… İletişimin amentüsünü bir kez daha hatırlamakta yarar var: Müphemiyet her türlü algılama yönetimi stratejisinin bir numaralı düşmanıdır…
Son seçimlerin tabii ki iletişim boyutu bizi daha çok ilgilendiriyor. Gerçekten merak ediyordum. Bilen varsa bir ara bana da anlatırsa çok sevinirim; yoksa siyasi iletişimde reklamlar, billboard’lar, meydana çıkıp çığlık çığlığa bağırmak yeterlidir de biz mi bilmiyoruz?

Hangi parti hangi PR ajansıyla çalışıyor?
Sayın Başbakan’ın bir-iki evi ziyaret etmesi, ailesine düşkünlüğü, Selahattin Demirtaş’a “Selocan” denmesi ve de saz çalıp türkü çığırması dışında hangi parti hangi halkla ilişkiler stratejisi ve pratiğini uyguladı acaba? Örneğin, keşke Sayın Devlet Bahçeli, sürekli bağırıp çağıracağına, kendisinin de hepimiz gibi insan olduğunun altını çizen o röportajını belli bir sürdürülebilir stratejik yaklaşım çerçevesinde seçimlerden önce verseydi ve devamını getirseydi de biz de onun eski otomobillerden hoşlandığının, Yaprak Hanım’ın sesinden Türk Sanat Müziği dinlemeyi sevdiğinin dışında diğer “beşeri” özelliklerinden de haberdar olsaydık… Üstüne en az bir iki puan koymaz mıydı?
Siz yıllarca PR’ı aşağılar, “O PR yapıyor, bu PR yapıyor” diye söylenir, “algı operasyonu” diye kara propaganda ve dezenformasyonu adam gibi iletişimle karıştırır, iletişimin tüm disiplinlerini küçümserseniz, bir de üstüne sosyal medyayı aslında düşman gibi görüp iki-üç tweet atmak zannederseniz, sadece bir ayağınız topal kalmaz, eliniz kolunuz da bağlanır…
2011’e göre bu seçimlerde oy kullananların sayısında 3,5 milyonluk bir artış olmuş. Bunun bir milyonu son seçimden bu yana 18 yaşını yeni bitirmiş gençler… 
Bunlarla ilgili hangi partinin hangi halkla ilişkiler çalışmasına rastladınız? Hangi partinin hangi uzman PR ajansıyla çalıştığını duydunuz? Uluslararası tecrübesi olan onlarca PR ajansı var. Ülkemizde iletişim danışmanlığı şirketlerinin çatı örgütü İDA’ya, uluslararası hizmet standartlarında çalışma taahhüdünde bulunmuş 26 üye ajans var. Her biri bu konuda çalışabilecek yetenekte.

Siyasal iletişimin demode yöntemleri
Umarız bu seçimler en azından bu konuda ders olur ve halkla ilişkilerin eksikliğinin dışında şu hususların da “ikna” sürecinde artık bir işe yaramadığı, hatta ters etki yaptığı anlaşılır:
• Hoparlörleri sonuna kadar açıp şehir içinde propaganda minibüsü dolaştırmak,
• Kas göstermenin dışında hiçbir işe yaramadıkları anlaşılan, göz ve çevre kirliliği yaratan, her bir tarafı küçük üçgen bayraklarla donatmak,
• Saldırganlık. Karşınızdakine ne kadar hakaret ederseniz o kadar ikna edici olacağınıza inanmak,
• Sosyal medyayla dalga geçmek ve onu tek taraflı ve asimetrik bir şekilde kullanmaya çalışmak,
• TV’lerde ya da meydanlarda 20-25 dakikadan fazla konuşmak (Bkz. Obama’nın konuşmaları. Bizim milletin odaklanma sınırı daha düşüktür…)
• Konvoy oluşturup ya da başka yöntemlerle kas göstermek,
• “Büyük Fikir”den çok büyük vaatlere sırtını yaslamak,
• Araştırma şirketlerini aşağılamak ve özellikle bunların ciddilerinin çalışmalarını, manipülasyon amaçlı olduğu gerekçesiyle dikkate almamak,
• Medyayı (iflah olmaz, omurilikten fanatik taraftar olanlar dışında) “bizden” ve “onlardan” yana diye ayırmak, andıçlamak,
• Uluslararası medyayla ilişkileri yönetmemek, tersine orada da asimetrik bir ilişki kurmak, (orada da iflah olmaz “güdümlüler” hariç) sistematik bir çalışma yapmamak,
• Ve nihayet seçim çalışmalarına ve siyasi iletişim çalışmalarına seçimlere taş çatlasa altı ay önce başlamak ve seçmeni ev ev ziyaret ederek ikna edeceğinizi sanmak…
Umarız bunları boşuna söylüyoruzdur da Türkiye gelecek seçime kadar huzur, sükûnet ve suhulet içinde seçimsiz bir döneme adımını atabilir…

Hopi’ye herkes bayılıyor. Peki ayrıntıyı kim “anlıyor”?
Bir reklam bu kadar mı sempatik olabilir? Bir oyuncu bu kadar mı renkli, inandırıcı ve içten oynayabilir? Bir prodüksiyon bu kadar mı özenle ve sadeliğin etkisiyle hazırlanabilir?
Cem Yılmaz 90’lı yıllarda bir reklam filmiyle ilk kez adından söz ettirmişti (Panasonic Cep telefonu). Tolga Çevik öyle değil tabii ancak bu reklam filmi onun hem tanınırlığını katlayacak, hem de marka değerini.
Hopi’nin reklam ajansı TBWA\İstanbul’u gönülden kutluyorum. Tabii yönetmen Bora Egemen ve yapım şirketi “25 Film”i de…
Buraya kadar Sezar’ın hakkı Sezar’a… Ancak… 
Sanki küçük bir sorun var. Çevremde Hopi’nin potansiyel müşterisi olabilecek hiç yoksa 50 kişiye sordum. Tabii ki bilimsel bir anket çalışması, köklü bir araştırma değil bizimkisi. Ancak yine de hani “Derinlemesine yüz yüze görüşme” dedikleri türden bir mini sorgulama olarak kabul edilebilir.
Açık yüreklilikle itiraf etmeliyim ki Hopi’nin ne olduğu konusunda fikri olan sadece bir-iki kişi vardı. Ancak “Nedir, nasıl çalışır, aldın mı, üye oldun mu, nerede nasıl kullanılır, ne işe yarar?” sorularının hiçbirine sağlam bir yanıt alabildiğimi söyleyemem.
Ortada ya bir terslik var, ya da kasıtlı bir durum. 
Baştan bir lansman yapıldı. Herkese Hopi markası duyuruldu. Hem de çok başarılı bir şekilde. Şimdi yukarıdaki soruları yanıtlayan ve müphemiyeti ortadan kaldıracak bir iletişime hem de PR desteğiyle başlayacaklar. Eğer durum böyle ise, “Şapka!”yı çıkarır helal olsun, der geçeriz… 
Aksi takdirde iletişim sürecinin işleyişinde bir sorun var demektir. “Biz anlattık sen anlamamışsın!” numarası da olmaz. Anlamayan değil anlatamayan sorumludur…
Bu süper reklamın bir tek “İ’nin üzerindeki noktası” eksik sanki… Onu düşünmüşlerdir ve çözerler umarız… 

1 Beyaz yakalının sessiz çığlığı: "Tükenmişlik"ten kaçış var mı?
Beyaz yakalının sessiz çığlığı: “Tükenmişlik”ten kaçış var mı?
2 Bentley, 100 yılı aşkın tarihindeki en büyük logo değişikliğini yaptı
Bentley, 100 yılı aşkın tarihindeki en büyük logo değişikliğini yaptı
3 Starbucks’ı Çin’de tahtından indiren Luckin Coffee, şimdi ABD pazarında
Starbucks’ı Çin’de tahtından indiren Luckin Coffee, şimdi ABD pazarında
4 İkinci el otomobil pazarının Z raporu...
İkinci el otomobil pazarının Z raporu…
5 Suriyeliler dönmek istemiyor! Nedeni ise Suriye değil...
Suriyeliler dönmek istemiyor! Nedeni ise Suriye değil…
Güncel Haberler
Özge Akçizmeci yazdı: "Bu yıl Cannes Lions’tan neler öğrendik?"
Özge Akçizmeci yazdı: “Bu yıl Cannes Lions’tan neler öğrendik?”
Konut talebinde bayram etkisi: Satılıkta düşüş, kiralıkta artış
Konut talebinde bayram etkisi: Satılıkta düşüş, kiralıkta artış
Yaratıcılığın rotası yeniden oluşturuluyor!
Yaratıcılığın rotası yeniden oluşturuluyor!
Sosyal Medya
  • FACEBOOK
  • TWITTER
  • LINKEDIN
  • INSTAGRAM
  • YOUTUBE

İlgili Haberler

İkinci el otomobil pazarının Z raporu...
Haberler
İkinci el otomobil pazarının Z raporu…
İrem Alimoğlu
6 gün önce
18 ülkede görüşler ortak: "30'una kadar evlen, ev al, çocuk sahibi ol!"
Haberler
18 ülkede görüşler ortak: “30’una kadar evlen, ev al, çocuk sahibi ol!”
İrem Alimoğlu
1 Haziran 2025
Onlar TV'nin ilk ay karnesi...
Haberler
Onlar TV’nin ilk ay karnesi…
Nafizcan Önder
7 Mayıs 2025
"Aile Markası" olmanın sırrı Marketing Türkiye Temmuz-Ağustos sayısında...
Haberler
“Aile Markası” olmanın sırrı Marketing Türkiye Temmuz-Ağustos sayısında…
Nafizcan Önder
10 saat önce
  • Yarışmalar
  • Temsilcilikler
  • Etkinlikler
  • Yayınlar
Yarışmalar Yarışmalar Yarışmalar Yarışmalar Yarışmalar Yarışmalar
Temsilcilikler Temsilcilikler Temsilcilikler
Etkinlikler Etkinlikler Etkinlikler Etkinlikler Etkinlikler Etkinlikler Etkinlikler
Yayınlar

Esentepe Mahallesi, Kore Şehitleri Caddesi, No:7, Yegane Apartmanı, Kat: 2, Daire: 4,
Şişli/İstanbul

[email protected]
0 (212) 211 11 12

  • Haberler
  • Yazarlar
  • Söyleşiler
  • Yaratıcı İşler
  • Etkinlikler
  • Kariyer
  • Üye Girişi
  • Kayıt Ol
  • Hakkımızda
  • Künye ve İletişim
  • KVKK Açık Rıza Beyanı
  • Mesafeli Satış Sözleşmesi
  • Gizlilik, Kişisel Verilerin Korunması ve İşlenmesi Politikası

© 2001 Rota Yayın Yapım Tanıtım Tic. Ltd. Şti. Bu Sitede Bulunan Yazı Ve Çizimlerin Her Hakkı Saklıdır.

Abone Ol
  • Haberler
    • Ajanslar / Konkur
    • Atamalar
    • Dijital
    • KSS
    • Haberler
    • Insights
    • Trend
    • Marketing Türkiye 101
    • Türkiye’nin Gündemi
  • Yaratıcı İşler
  • Dergiler
  • Etkinlikler
  • Söyleşiler
  • Kariyer
  • Yazarlar
  • Araştırma

© 2001 Rota Yayın Yapım Tanıtım Tic. Ltd. Şti. Bu Sitede Bulunan Yazı Ve Çizimlerin Her Hakkı Saklıdır.

Asquared WordPress Agency tarafından tasarlanmış ve kodlanmıştır.