
Alana değil aldırana bak
Anne ve babalar olarak kontrol çoğu zaman sizde olsa da kimi zamanlar hayatımızın en değerli parçaları haline gelen çocuklarımızın isteklerine ve taleplerine yenik düşüyoruz. Bunun en belirgin örneğiyse satın alma süreçlerinde karşımıza çıkıyor.
Çocuklarımızın mutluluğu ve onların ihtiyaçları için çoğu zaman rutin haline gelen alışveriş alışkanlıklarımızı baştan şekillendirebiliyoruz. Peki, çocukların ebeveynlerin satın alma alışkanlıklarına etkisi, hangi durumlarda karşımıza çıkıyor?
Kontrol çocuklara mı geçiyor?
Yukarıdaki sorunun yanıtının, bazı durumlarda “evet” olabileceğini düşünüyorum. Ebeveynler olarak çocuklarınızın ilgisini ve dikkatini çekebilecek şeyleri satın alırken, önceliği onların taleplerine verebilirsiniz. Bu durum çok sayıda anne ve babanın başına gelmiştir. Çocuğunun, “Anne, ben aslanlı dondurma istiyorum!” cümlesine kayıtsız kalacak bir anne var mıdır bilmiyorum. Bu cümleyi duyduktan sonra marka ve türden bağımsız dondurma satın alan bir ebeveyn için dondurma alma alışkanlığı “aslanlı dondurma” olarak değişecektir. Bu durum farklı örneklerle çeşitlendirilebilir.
Son yıllarda yayınlanan Toyota reklamlarını düşünün. “Benim babam Toyota gibi adam!” sloganı pek çok ailedeki otomobil satın alma algısını, çocuklar üzerinden verilen bu nokta atışı mesajla değiştirmiştir.
Çocukların ilgisini çeken reklamlar ve ürünlerin ebeveynlerin radarına girmeme ihtimali neredeyse sıfır. Günün büyük bir kısmını ekran önünde ve reklam izleyerek geçiren çocuklarınız, sizin satın aldığınız ürünler hakkında da yorumlarını dile getirebilir. Bu girişimin sonucundaysa siz ebeveynlerin satın alma davranışları ve alışkanlıkları değişebilir.
Aylık yapılan market alışverişlerinde bile yapacağınız listenin son haline çocuklarınız müdahale edebilir. Çocuğunuz, kampanyalarla belirli bir alışveriş limiti sonrasında kendisine hitap eden bir şeyin hediye edileceğini biliyorsa alışverişinizin o fiyat limitine ulaşmama şansı yok.
Alışverişe çocuk eli değdi!
Çocuklu ailelerin yaz tatili için yapacağı ödemeler ve tarih planlamaları bile çocuğun okul dönemi sonrasında olmak zorunda. Bu da bir alışveriş alışkanlığındaki değişime uzun vadeli bir örnek olabilir.
Bu konu hakkında önemli bilimsel çalışmalar da yapılıyor. Aşina Gülerarslan tarafından yapılan “Tüketici Olarak Çocuk ve Ailenin Satın Alma Kararlarına Etkisi” isimli çalışması bu konuda oldukça zengin bir kaynak sunuyor bizlere.
Aşina Gülerarslan yaptığı araştırmanın analiz bölümünde “Ailelerde karar verme süreci incelenirken çocukların özellikle tatil, yiyecek, yetişkin ve çocuk giyimi tercihlerinde etkili oldukları gözlemlenmiş, çocukların problem tespiti, araştırma, karar ve satın alma basamaklarında hatırı sayılır etkileri olduğunu ortaya konulmuştur” (Kaur ve Singh 2006: 8) bilgisini aktarıyor.
Pazarlama stratejilerinin de çocuklara yönelik olmaya başladığı dönemler içindeyiz. Çocukların maruz kaldığı reklamların sıklığı, içeriği ve etki çapı, ebeveynlerin satın alma süreçlerini ve alışkanlıklarını net bir biçimde değiştirebilir.
Nüfusun önemli bir kısmını meydana getiren çocuklar, sadece nesillerin devamı açısından değil, pazarlama, reklamcılık ve ekonomik açıdan da büyük öneme sahip bir konumda. Günümüzde çocuklar ekonominin itici güçlerinden biri olarak görülüyor ve pazarlama alanında önemli bir hedef grubunu oluşturuyor.
Kararı onlar veriyor
2010 yılında yapılan Marketing Türkiye’de de yer alan bir araştırmaya göre ülkemizde, 8-19 yaş grubunda 20 milyona yakın çocuk nüfusu var. Çizgi film kahramanlarıyla, çizgi filmlerle üretilen reklamlar yoluyla direkt olarak etki altına kolaylıkla alınabilen bu kitle ebeveynlerin de satın alma kararlarını etkileyebilir hale geliyor.
Büyüyerek devam eden kids marketing ise bu konuda en çok yol gösterici konu başlıklarından biri. Reklam ve pazarlama dünyasında hem bugünün hem de geleceğin müşterileri olan çocuklarımız, bugün için maddi özgürlükleri olmasa da ailelerinin maddi gücünü yönlendirebilme yetisine sahip. Bunun bilincinde olan markalar da reklam çalışmalarını çocuklara hitap edecek şekilde tasarlıyor. Günümüzde, gıda, kıyafet gibi sektörlerde ebeveynlerin satın alma süreçleri, çocuklar üzerinden oluşturulan dolaylı bir yol ile değiştirilebiliyor.
Örnek verecek olursak; Nike reklamlarında yer alan futbol yıldızları çocukların, özellikle de erkek çocuklarının kahramanları niteliğinde. Futbolcuların yer aldığı bu reklamlarda yer alan ürünler çocukların ilgisini fazlasıyla çekiyor. Bu da aslında ebeveynlere bir mesaj olma özelliğine sahip. Bu tür ürün gruplarında çocukların hayran olduğu insanların giydiği şeyleri istemesi kadar doğal bir şey de yok.
Gıdada karar çocukların
Bir diğer örnekse gıda sektöründen. Max ve Cheetos reklamlarını gözünüzün önüne getirin. İşte bu reklamlarda yer alan kahramanların söyledikleri çocuklarınızın üzerinde önemli bir etki gücüne sahip. Reklamlarla yönlendirilen bir çocuğun, ebeveynlerinin başka bir gıda ürünü seçmesi sizce mümkün mü?
İşte bu örnekler ve sebepler ışığında baktığımızda, satın alanların ebeveynler ancak satın aldıranların çocuklar olduğu bir dönemde olduğumuzu net bir biçimde görebiliyoruz.
Bizler ve sizler de çocuklarına düşkün, onların mutluluğunu her şeyin önünde tutan ebeveynler olarak, onların hayatımızdaki etki alanını büyütmelerini kabul ediyor ve alışveriş alışkanlıklarımızı onlara göre şekillendiriyoruz.