Yenilikçi şirketler yüzde 90 büyüyecek
PwC’nin en son küresel yenilik çalışması olan “Yeniliği Yakalamak” araştırması, Teknoloji, Medya ve Telekomünikasyon (TMT) şirketlerinin en yenilikçi %20’sinin önümüzdeki 5 yıl içinde %90’ın üzerinde büyüme oranı beklediklerini ortaya koydu. 20 ülkeden 374 üst düzey yöneticinin katıldığı anketin sonuçları, yenilikçi TMT şirketlerinin ilk %20’sinin, en az yenilikçi şirketlerle karşılaştırıldığında, son üç yılda toplu olarak 45 milyar dolar ekstra gelir sağladıklarını ve bunun da şirket başına 1 milyar dolara ya da %14 gelir artışına eşdeğer olduğunu gösteriyor.
Anket çalışmasından elde edilen bilgilerin değerlendirmesine göre, en yenilikçi %20 şirketin gelir artışı, çığır açan ve radikal yeniliklerin büyük bir kısmı için tutarlı bir yenilik stratejisi ve planı oluşturup uygulamalarından kaynaklanıyor. Üç araştırmadan ilki olan ve TMT şirketlerinde yeniliği araştıran rapor, yeniliğin öncü TMT şirketleri için büyümeyi nasıl hızlandırdığına dikkat çekiyor. Anket verilerine göre, TMT yenilik portföyünün %40-55’i ek yeniliklerden oluşuyor. Bu yenilikler, genellikle mevcut bir ürün veya hizmette pazar payını ve marjları korumak amacıyla yapılan ve rakiplerin hızlı bir şekilde karşılık verdiği değişiklikler. Çığır açan yenilik olarak kabul edilen, teknolojide ve iş modellerinde yapılan daha önemli değişiklikler ise, ankete katılan TMT şirketleri portföyünün %20-35’ini oluşturuyor. Rakipler bu tür yeniliklere yeterince hızlı veya yeterli bir şekilde yanıt veremediği için, bu değişiklikleri benimseyen şirketler genellikle daha belirgin bir gelir ve marj artışı elde ediyor.
Radikal yenilikler, pazarı alt üst ediyor ve rekabetçi manzarada ‘oyunun kurallarını değiştiren’ bir işlev görüyor. TMT şirketleri portföyünün yalnızca %5-15’i, yeni ürün ve hizmet kategorilerinde göze çarpan büyüme sağlama potansiyeline sahip olan bu tür yeniliklerden oluşuyor.
Başarıda “yenilik” faktörü
PwC raporu, görüşme yapılan TMT yöneticilerinin %83’ünün yeniliğin şirketlerinin başarısı için önemli olduğunun bilincinde olduğunu ve %48’inin ise yeniliği bir gereklilik olarak gördüğünü ortaya koyuyor. Buna rağmen, görüşülen yöneticilerin yalnızca üçte ikisinden azı iyi tanımlanmış bir yenilik stratejisine sahip ve TMT yöneticilerinin yaklaşık yarısı şirketlerini “lider ama öncü değil” olarak tanımlıyor.