
Yemeksepeti, Türkiye’nin Keyif Haritası’nı açıkladı: Her 3 kişiden 2’si sipariş anından keyif alıyor
Yemeksepeti’nin Türkiye genelinde gerçekleştirdiği araştırma, keyfin formülünü ortaya koyuyor. Türk halkı için yemek siparişi vermek, sadece karın doyurmak değil; kendini ödüllendirmek, anda kalmak ve iyi hissetmek demek.
Yemeksepeti, “Türkiye’nin Keyif Haritası” adını verdiği ve FutureBright Group iş birliğiyle hayata geçirdiği kapsamlı araştırmasıyla, Türk halkının gündelik hayattaki mutluluk anlayışını, keyif veren anların yapısını ve bu keyfin tetikleyicilerini detaylı bir şekilde inceledi. Araştırma, bireylerin soyut mutluluk kavramlarından çok, somut ve ulaşılabilir anları tercih ettiğini; özellikle de yemek siparişi gibi günlük ritüellerin ne denli önemli bir keyif kaynağı olduğunu gözler önüne seriyor.
Veriler, Türk halkının yüzde 67’sinin yemek siparişi vermekten keyif aldığını ortaya koyarken, bu deneyimi sadece bir ihtiyacı karşılama eylemi olarak görmek yerine, bir “öz bakım ritüeli” olarak değerlendirdiğini gösteriyor.
Özellikle “kendini ödüllendirmek” (yüzde 43), “yemek yapmak istememek” (yüzde 44) ve “vakit bulamamak” (yüzde 43) gibi nedenler, bu keyif anının duygusal boyutunu ortaya koyuyor.
Katılımcıların en çok tercih ettiği yiyecekler ise;
- Kebap (yüzde 38)
- Hamburger (yüzde 19)
- Pizza (yüzde 16) olarak sıralanıyor.
Bu tercihler, bireylerin sosyal ortamda ya da yalnızken farklı yemekleri tercih ettiklerini de ortaya koyuyor.
Tatlılar, duyusal bir şımartma aracı
Tatlı tüketimi Türk halkı için bir zorunluluk değil, doğrudan duyusal hazza yönelik bir şımartma aracı. Araştırma, katılımcıların tatlıları yalnızca “keyif almak” için tükettiklerini ve bu tercihin başka hiçbir işlevle ilişkilendirilmediğini ortaya koyuyor. Tatlılar, yemek siparişinin sonunda gelen küçük bir ödül olmanın ötesinde, kişinin kendine verdiği duygusal bir armağan haline gelmiş durumda. Bu tercihler, mikro hazların Türk halkının keyif anlayışında ne kadar merkezi olduğunu da gözler önüne seriyor.
“Anı yaşamak” ve “özgür hissetmek” ilk sırada

Katılımcıların yüzde 86’sı keyfi “anı yaşamakla”, yüzde 93’ü ise “özgür hissetmekle” bağdaştırıyor. Bu oranlar, Türk toplumunun keyif arayışında soyut kavramlardan çok, anın içinde yaşanan deneyimlere önem verdiğini gösteriyor. Günlük sorumluluklardan uzaklaşmak, yüzde 94 oranında bireyler için iyi hissetmenin temel şartı olarak belirtiliyor. Bu durum, modern hayatta bireyin kendine ait zaman yaratma ihtiyacını ve bu zamanın nitelikli bir şekilde geçirilme arzusunu da doğruluyor.
Araştırma sonuçlarını değerlendiren Yemeksepeti CEO’su Mert Baki, markanın yalnızca yemek ulaştıran bir uygulama olmadığını; aynı zamanda bir “keyif aracı” olduğunu vurgulayarak şöyle diyor: “Yemeksepeti olarak misyonumuz, insanlara gündelik yaşamın koşturması içinde kendilerine ayırdıkları kısa ama değerli anlarda bir nefes olabilmek. Keyfin, büyük planlar ya da uzak hedeflerle değil, tam aksine o anın içinde, bir tık kadar yakın olduğuna inanıyoruz.”
Z Kuşağı için keyif, bir hayatta kalma stratejisi
Araştırmanın verileri, Z kuşağının keyfi yalnızca bir “iyi hissetme” anı değil, aynı zamanda bir hayatta kalma aracı olarak gördüğünü ortaya koyuyor. Genç bireyler, ruh hallerini koruyabilmek için “anı yaşamak” üzerine kurulu mikro stratejilere yöneliyor.
Katılımcıların yüzde 79’u genel olarak kendini “keyifli” hissettiğini belirtirken, bu oranın yaşla birlikte düştüğü ve sosyoekonomik statüyle doğru orantılı olarak değiştiği görülüyor. Özellikle 18-39 yaş grubundaki bireyler, pozitif ruh halini sürdürebilmek için günlük hayatın küçük keyifli anlarına daha fazla tutunuyor.
Sipariş süreci de bir keyif ritüeli
Online yemek siparişi, kullanıcılar için sadece pratiklik değil, baştan sona keyifli bir süreç anlamına geliyor. Katılımcıların yüzde 67’si indirim ve özel teklifleri araştırmaktan, yüzde 48’i ise ne sipariş edeceğine karar verme aşamasından keyif aldığını belirtiyor.

Ayrıca yüzde 37’si yorumları okumaktan, yüzde 28’i siparişi takip etmekten ve yüzde 32’si teslimat zamanını beklemekten memnuniyet duyduğunu ifade ediyor. Bu veriler, dijital sipariş sürecinin tüketici açısından duygusal ve zihinsel bir tatmin alanına dönüştüğünü açıkça ortaya koyuyor.
Keyfin üçlü formülü: Ev, yemek ve doğa
Türk halkı için keyif, evde geçirilen huzurlu anlardan, yemekle kurulan duyusal bağdan ve doğada bulunmanın verdiği özgürlükten oluşuyor. Araştırmada “yemek” kavramı, üç temel eylemin toplamı olarak ele alınıyor: “kendini sevdiği bir yiyecekle ödüllendirmek”, “yemek siparişi vermek” ve “yemek yapmak”. Bu tanım, yemekle kurulan ilişkinin yalnızca fiziksel değil, aynı zamanda duygusal ve ritüelistik bir boyutu olduğunu gösteriyor. Özellikle kadınlar ve 25-44 yaş grubu bireyler, bu alanlarda daha yoğun bir şekilde keyif arayışına giriyor.
Araştırmanın bir başka dikkat çekici sonucu da, Türk halkının geleneksel alışkanlıklarını halen ön planda tuttuğu. “Çay/kahve içmek”, “televizyon izlemek” ve “aileyle vakit geçirmek” gibi gündelik alışkanlıklar, modern dünyanın karmaşık mutluluk tanımlarını geride bırakıyor. Bu alışkanlıkların birlikte yarattığı ortam, bireyler için adeta bir “Türk usulü yoga” haline geliyor. Bu ritüeller, toplumun duygusal dayanıklılığını arttırırken, aynı zamanda mikro hazların önemini de gözler önüne seriyor.
Ancak her şey bu kadar parlak değil. Araştırma, bireylerin keyfini kaçıran unsurları da tespit ediyor. Uykusuzluk (yüzde 66), trafik (yüzde 52), uzun çalışma saatleri (yüzde 47) ve şehir kalabalığı (yüzde 81), bireylerin günlük ruh halini olumsuz etkiliyor.
Kadınlar ve 25-34 yaş grubu, toplumsal baskı ve gelecek kaygıları nedeniyle daha fazla keyif arayışı içinde. Bu grup aynı zamanda duygusal dayanıklılık ve keyif odaklı mikro ritüellere en çok yönelen kitleyi oluşturuyor.
Yemeksepeti: Dijital dünyada keyfin adresi

Araştırmaya göre Yemeksepeti, yüzde 43 oranıyla Türkiye’nin en çok tercih edilen online yemek siparişi uygulaması konumunda. “Keyfin Yerine Gelsin” sloganını bilenlerin yüzde 65’i bu ifadeyi doğrudan Yemeksepeti ile ilişkilendiriyor. Bu durum, markanın sadece operasyonel başarısını değil, aynı zamanda duygusal bağ kurma kapasitesini de gösteriyor. Yemeksepeti, bireylerin günlük yaşamında sıkça tekrar eden bu küçük ama anlamlı anı, bir deneyime dönüştürmeyi başarmış durumda.
Genel olarak “Türkiye’nin Keyif Haritası” araştırması, bireylerin mutluluk arayışının uzak ve ulaşılamaz idealler yerine, somut ve sade anlarda vücut bulduğunu gösteriyor. Yemek siparişi vermek gibi basit bir eylem bile, bireyin kendine vakit ayırdığı, özüyle bağ kurduğu bir ana dönüşüyor. Yemeksepeti, bu anın merkezine yerleşerek, dijital dünyada keyif sunan öncü marka konumunu daha da pekiştiriyor.