Yaşanan değil yaşayan mutfaklar
Mutfak, gıda ya da beslenme konusunda öncesinde ne konuşur, ne derdik bilmiyoruz ama an itibarıyla çok emin olduğumuz bundan böyle yediğimiz, içtiğimize daha çok dikkat edeceğimiz. Bosch’un Marketing Türkiye ile birlikte tasarladığı, FutureBright’ın araştırmasını yaptığı “Başka Bir Ev Araştırması” bize, mutfağın yaşama alanımız olduğu kadar artık yaşayan bir alana dönüştüğünü söylüyor.
Yaşamı etkileyen kriz zamanlarında koşulsuz ilk akla gelen ne yiyip içeceğimiz oluyor. Siparişi eve getiren şirketlerinden birine sormuştum, böyle zamanlarda en çok ne talep ediliyor diye. Yanıtı su ve unlu gıdalar olmuştu. Kriz uzun sürdüğünde, ki öyle oldu, oluyor; gıdaların yanı sıra en büyük yardımcımız olan mutfaktaki cihazlar da öne çıkıyor. Bosch Ev Aletleri Pazarlama Müdürü Özlem Koçdar; “Pandemi döneminde ‘En Güzeli Evde’ platformumuzla tüketicilerimizi daha yakından gözlemleme şansı bulduk. Değerli şefler ve çözüm sunan teknolojilerle ev yemeklerine yeniden büyük ilgi gösteren tüketicilerimizin yanındayız. Mutfaklar artık kesinlikle evin kalesi. Evde en az bir şef var artık. İsraf ve teknolojik donanım da şeflerimizin en çok dikkat ettiği konu başlıkları arasında” diyor. “Başka Bir Ev Araştırması”nda ev ahalisinin bu süreçte öncelikli olarak değiştirmek istediği eşyalar listesinde ilk sırayı televizyon alıyorsa da ikinci sırada ivedilikle buzdolabı bulunuyor. Televizyonu uzun süreli kapalı kalmada dış dünyayla iletişim ve keyif ihtiyacı için değiştirirken, buzdolabını yaşam savaşında en güçlü silahı olarak algılıyor.
Her yıl 931 milyon ton gıda israf ediliyor
Birleşmiş Milletler Gıda İsrafı Raporu’nda dünya genelinde her yıl toplam 931 milyon ton gıdanın israf edildiği söyleniyor. Yine her yıl 7,7 milyon ton yiyeceğin çöpe atıldığı Türkiye, kişi başına en çok gıdanın israf edildiği 10 ülke arasında 3. sırada. 2050 yılında dünyada 300 milyon insanın açlıkla mücadele etmek zorunda olacağı tahminini de aklımızdan çıkarmadan bu gidişe dur demenin yolunu bulmak gerekiyor.
Pandemi döneminde kaygılarımız bize ihtiyacımızdan bir fazla almayı öğretti. Türkiye İsrafı Önleme Vakfı’nın hazırladığı raporda çarpıcı rakamlar var. Türkiye milli gelirinin yaklaşık yüzde 15’ini yani yıllık 500 milyar liraya yakın bir kısmını israf ediyormuşuz. Bu rakamın 214 milyar TL’si gıda israfından oluşuyor. Bir çarpıcı rakam da Türkiye’de bir yılda yetişen 49 milyon ton meyve ve sebzenin yüzde 25-40’ını israf ediyor olmamız.
Düşük gelirli ülkelerde taze sebze ve meyvenin altyapı yetersizliği nedeniyle gelişmiş ülkelere göre daha fazla israf edildiği görülüyor. Kayıpların önemli bir kısmının yeterli soğutucu ortamların olmadığı, kötü saklama koşulları nedeniyle yaşandığını yine araştırmalar söylüyor. Gıda kalemindeki tasarruf algısı önemli bir çoğunluk için (yüzde 80,7) dışarıdan yemek yerine evde yemek hazırlamaya özen göstermek olarak şekilleniyor. Yani evde pişirmek ve fazlasını diğer öğünlerde tüketmek Türklerin tasarruf algısında güçlü bir duygu olarak yerini koruyor.
“Başka Bir Ev Araştırmasında” mutfak-yemek pişirme ve israf denklemini pratikte nasıl çözdüğünü bir ev kadını şöyle açıklıyor: “Dışarıdan yemek yerine evde yemek hazırlamaya özen gösteriyorum ve ihtiyacım dışında alışveriş yapmıyorum. Ev halkına yetecek kadar yemek yapıyorum, yenecek kadarından fazlasını yapmıyorum ve kalan yemekleri/gıdaları farklı şekillerde değerlendiriyorum. Tazeliğini yitirmek üzere olan sebze/meyveleri çöpe atmadan değerlendiriyorum. Et ve şarküteri ürünlerini daha az tüketiyorum.” Kalan yemekleri/gıdaları değerlendirme mutfakta artık yaratıcılığın da sınırlarını zorluyor. Bosch Ev Aletleri Pazarlama Müdürü Özlem Koçdar; “Blender’lar bu anlamda baş rolde oluyor. Mutfaktaki şefler, tazeliği bozulmaya yakın sebze ve meyvelerin muhteşem karışımlarına imza atıyorlar. Özellikleri farklı blender’lar sayesinde sağlıklı içecekler ya da çorbalar kolayca ve hızlıca hazırlanabiliyor. İsraf engellenirken sağlık da beraberinde geliyor. Ek olarak, yüksek motor gücüne sahip blender’lar sayesinde -örneğin; Bosch ErgoMixx motoru 1000 watt gücünde- sağlıklı içecekler ve çorbaların yanında fındık, fıstık ezmesini bile evde kolayca ve hızlı şekilde hazırlamak mümkün” diyor. Tüm bu içgörülerle pandemi döneminin insanımızın mutfaklarını yeniden keşfettiğini söylemek mümkün.
Garip ama yeni beslenme şekilleri doğuyor
Lezzet, ürün tüketiminde kategorinin en temel motivasyonu konumunda. Fiyat ve kolay ulaşabilme önem verilen diğer kriterler. Tüketimi eskisine göre arttırdığını söyleyenler, geleneksel anlamda mutfakta rolü geri planda olan erkekler. Yeni tarifleri denemek kadınları heyecanlandırmaya devam ediyor ve eskiye göre ev dışı tüketimi azaltırlarken sağlıklı gıda tüketimi ve evde pişirmeye daha fazla önem veriyorlar. Görülüyor ki yeni beslenme şekli edinmeye çalışan bir kitle giderek büyüyor.
“Tasarruf, Hijyen ve Stok” ihtiyacına yönelik ürünler ve bu konudaki teknolojik gelişmelerin iletişimi beklentilere yön veriyor. Her 10 kişiden 8’i bu ihtiyaçlara üstün özellikleriyle yanıt veren ürünlere sahip olmak isteyebileceğini belirtiyor. Kadınlar belirtilen tüm ürünlerin evinde bulunmasını erkeklere kıyasla daha çok istiyor. Önerilen tüm teknolojisi yüksek mutfak cihazlarına ilgi, salgın süresince evden çıkmayanlarda daha belirgin. Eşi ve çocuklarıyla birlikte yaşayan aileler buzdolaplarına daha çok ilgi duyuyor ve bu anlamda sebze-meyvelerin uzun süre korunduğu geniş hacimli cihazlara daha çok ilgi duyuyor. Merkezinde tazelik olan teknolojilere talebin arttığını belirten Bosch Ev Aletleri Pazarlama Müdürü Özlem Koçdar; “Toplumda kuvvetlenen sağlıklı beslenme algısı ve israf kaygısı, gıdaların daha taze saklanması çabalarını da beraberinde getiriyor. Tüm gıdalar için mükemmel saklama koşulları sunan Bosch buzdolaplarımız bu anlamda büyük ilgi görüyor. Kapasite ile birlikte tazelik en çok önemsediğimiz başlıklar. En tazesini; yani vitaminini, kokusunu ve taze görüntüsünü kaybetmemiş yiyecekleri sunmak için çabalıyoruz. Örneğin; Vita Fresh Plus ile 2 katı tazelik sunan sebze meyve çekmecesine geçen yıl, otomatik soğuk buhar püskürten Active Humidity bölmesini ekledik. Yeşillikler ve kök sebzeler için özel bir kompartıman bu ve tam 4 katı tazelik sağlıyor” diyor.
Tazelik buzdolaplarıyla da sınırlı kalmıyor örneğin vakum pompalı Bosch ErgoMixx el blender’ı da bu dönemde çok talep gören ürünler arasında. Blender’dan geçirdiğiniz besinler ya da arta kalan yemekler bu pompayla yine vakumlu bir kaba ya da kilitli poşete aktarılabiliyor. Böylelikle buzdolabında ya da buzlukta tazelik daha uzun süre muhafaza edilebiliyor. Sadece hazırladığınız yemekleri değil vakumlayarak sakladığınızda peynir, meyve gibi taze yiyeceklerinizin raf ömrü iki kat uzatılabiliyor. Yapılan tüm araştırmalar, ortaya çıkan tüm veriler mutfağın artık sadece yaşanan bir alan olmaktan çıkıp yaşayan bir yere dönüştüğünü gösteriyor…
“Temizlikte en güçlü dostumuz teknoloji!” haberimizi okumak için TIKLAYIN
Marketing Türkiye Haziran sayısını okumak için TIKLAYIN!