
Türkiye’de her 10 kişiden 7’si eğitim politikalarından şikayetçi!
Ipsos’un 2025 verilerine dayanan araştırmaları, vatandaşların büyük çoğunluğunun mevcut eğitimden ve müfredattan memnun olmadığını ortaya koyuyor. Eğitimde reform ihtiyacını ve geleceğin rekabetçi dünyasında çocukların yetkinlik kazanabilmesi için atılması gereken adımları bir kez daha gündeme taşıyan bulgular, Türkiye’nin 30 ülke arasında eğitim kalitesine en eleştirel yaklaşan ülkelerden biri olduğunu gösteriyor.
Ipsos’un küresel ölçekte gerçekleştirdiği Global Advisor Eğitim Monitörü ve Türkiye’deki Gündeme Dair araştırma verileri, eğitim sistemlerine yönelik memnuniyet düzeylerini ortaya koyuyor. Bulgular, dünya genelinde eğitim kalitesine dair memnuniyet oranlarının düşük seyrettiğini gösteriyor.

Listenin zirvesinde 2025’te de Singapur yer alırken, Türkiye’de eğitim kalitesinden memnuniyet oranı yüzde 15’e yükseldi. 2024’te yüzde 13 olan bu oran küçük bir artışa işaret etse de, yüzde 63’lük memnuniyetsizlik düzeyiyle Türkiye, 30 ülke arasında eğitim kalitesine en olumsuz bakan ülke konumunda bulunuyor. Bu tablo, hem eğitimde reform ihtiyacını hem de eğitimin ekonomik kalkınmadaki kritik rolünü bir kez daha gündeme taşıyor.

Toplumun eğitim politikalarına bakışı da çarpıcı. Araştırmaya göre, her 10 kişiden 7’si mevcut eğitim politikalarından memnun değil. Bu oran geçen yıla göre yüzde 5’lik bir artış gösterirken, toplumun beklentilerinin giderek yükseldiğini ortaya koyuyor.

Müfredat konusunda ise tablo daha da net: Türkiye’de her 10 kişiden 8’i eğitim müfredatının yeterli olmadığını düşünüyor. Katılımcılar, çocukların ve gençlerin küresel rekabete hazırlanabilmesi için müfredatın daha esnek, uygulamalı ve teknoloji odaklı olması gerektiğini vurguluyor. Bunun yanında öğretmen kalitesi, okul altyapısı ve sosyoekonomik koşullar da eğitimin başarısında belirleyici unsurlar arasında öne çıkıyor.

Üniversite eğitiminin hayatta başarı için gerekli olduğuna inananların oranı 2025’te yüzde 43’e yükseldi. 2024’te bu oran yüzde 40 seviyesindeydi. Araştırma, AB SES grubundaki bireylerin üniversite eğitiminin önemine daha fazla inandığını gösterirken, DE SES grubunda ise bu konuda net bir görüşe sahip olmayanların dikkat çekici biçimde yüksek olduğu görülüyor.

Teknolojinin eğitimdeki rolü de tartışmaların merkezinde. Uluslararası düzeyde bireylerin yarısı, okullarda akıllı telefonların yasaklanması gerektiğini savunuyor. Türkiye’de de tablo farklı değil: Her iki kişiden biri bu görüşü destekliyor.

Öte yandan, yapay zekaya bakış daha olumlu. Küresel ortalamada yüzde 37’lik bir kesim okullarda yapay zekanın kullanılmaması gerektiğini düşünürken, Türkiye’de yüzde 47’lik bir kesim tam tersine yapay zekanın eğitim ortamında yer alması gerektiğini savunuyor.
Teknolojinin eğitim üzerindeki olumlu etkisine dair beklentiler ise yıllar içinde gerilemiş durumda. Türkiye’de 2023’te yüzde 42 olan oran, 2024’te yüzde 33’e düşerken 2025’te de aynı seviyede kaldı. Bu durum, eğitimde teknolojinin rolüne yönelik toplumsal sorgulamanın derinleştiğini gösteriyor.
“Singapur, İrlanda ve Hindistan, eğitim kalitesinden en memnun ülkeler”

Ipsos Türkiye CEO’su
Ipsos Türkiye CEO’su Sidar Gedik, araştırma verilerini şöyle yorumladı: “Ipsos’un dünya genelinde 30 ülkede yapılan Eğitim Monitörü araştırması sonuçlarına göre vatandaşlar ülkelerindeki eğitim kalitesinden büyük oranda memnun değil. Türkiye’de eğitimden memnun olmayanların oranı yüzde 63 ve ülkeler arasındaki en olumsuz bakış açısına sahip ülkeyiz. Eğitim kalitesinden en memnun ülkelere baktığımızda ise ilk üç sırada Singapur, İrlanda ve Hindistan geliyor. Memnuniyet konusunda Gündeme Dair araştırmamız ile daha detaylı sorular sorarak eğitim politikaları ve eğitimin kalitesi gibi konularda da düşünceleri inceledik. Ülkemizde her 10 kişiden yedisi eğitim politikalarından memnun olmadığını belirtiyor. Türkiye’de her iki kişiden biri, eğitimin bugün geçmişe kıyasla daha kötü olduğunu düşünüyor. Her yaş grubunda bu düşüncenin baskın olduğu görülüyor. Ancak daha eski yıllarla kıyaslama imkanı olan 46 yaş ve üzerindeki bireyler çok daha memnuniyetsiz.
İş hayatına geçmeden önceki son durak olan üniversite konusunda farklı görüşler var. Üniversite eğitiminin gençlerin hayatta başarılı olması için gerekli olduğunu düşünenlerin de oranı yüzde 43. AB sosyo-ekonomik statü (SES) grubundaki bireylerin bu konudaki düşünceleri, diğer SES gruplarına göre daha olumlu. Bu SES grubunda her iki kişiden biri üniversite eğitiminin hayatta başarılı olmak için gerekli olduğu düşüncesinde. C1,C2 ve DE SES gruplarındaki bireylerde ise olumlu bakış açısı azalıyor.
Araştırmanın enteresan sonuçlarından biri de teknolojinin eğitim üzerindeki etkisi. Ülkelerin çoğunda teknolojinin eğitim üzerinde olumlu etkisi olacağı konusundaki görüşlerin yıllar içinde gerilediği görülüyor. Türkiye’de de 2023 yılında teknolojinin eğitim üzerinde olumlu etkisi olacağını düşünenlerin oranı yüzde 42 iken 2024 yılında yüzde 33’e gerilemiş ve bu yıl benzer seviyede kalmış durumda. Hem Türkiye’de dem de dünyada eğitimin geliştirilmesine dair güçlü bir toplumsal talep olduğunu görüyoruz. Teknoloji ve yapay zekanın sunduğu fırsatlar doğru değerlendirildiğinde, daha kapsayıcı ve çağın ihtiyaçlarına yanıt veren eğitim sistemlerine sahip olmak hayal değil.”
Araştırmanın metodolojisi:
Raporda paylaşılan veri ve bulgular, Ipsos tarafından yürütülen “Gündeme Dair” ve “Global Advisor Eğitim Monitörü” araştırmalarından derlenmiştir. “Gündeme Dair” araştırması, 18 yaş üstü bireyleri kapsayacak şekilde, İBBS 1 düzeyinde Türkiye temsili örneklemle gerçekleştirilmiştir. Araştırma haftalık olarak 400 kişiyle online anket yöntemi (CAWI) kullanılarak yürütülmüştür. 15–31 Ağustos 2025 tarihleri arasında yapılan saha çalışmasında ise toplam 800 kişi ile görüşülmüştür.
2025 Eğitim Monitörü araştırması ise 20 Haziran–4 Temmuz 2025 tarihleri arasında küresel ölçekte gerçekleştirilmiştir. Japonya’da 2000 kişiyle yapılan çalışmaya ek olarak Avustralya, Belçika, Brezilya, Kanada, Fransa, Almanya, İngiltere, İtalya, Meksika, İspanya, Amerika, Arjantin, Şili, Kolombiya, Macaristan, Endonezya, İrlanda, Malezya, Hollanda, Peru, Polonya, Romanya, Singapur, Güney Afrika, Güney Kore, İsveç, Tayland ve Türkiye’de ise her bir ülkeden 1000 katılımcıyla görüşmeler gerçekleştirilmiştir.