Tüketici yerel işletmelere yöneliyor
Ekonomik koşullar, tüketicinin fiyat-performans beklentisini belirlemede şüphesiz önemli rol oynuyor. Günümüzün enflasyonist ikliminde ise tüketici, alışveriş yapmak için küçük işletmelerin kapısını daha sık çalmaya başlarken satın aldığı ürünün, verdiği paraya değmesine de daha fazla özen gösteriyor… NielsenIQ tarafından yapılan “Balancing Act” araştırmasına göre Türkiye’deki tüketicilerin yüzde 94’ü alışveriş yapmadan önce “Cebimden çıkan para boşa gider mi?” diye düşünürken yüzde 62’si kendi bölgelerindeki küçük işletmelerden, yerel olarak üretilmiş ürünleri satın almayı tercih ediyor…
Küçük ve orta ölçekli şirketlerin kendi değerleriyle var olma çabalarına ve tüketicilerin aradığı temel değerlerle nasıl uyumlu kaldıklarına odaklanan Balancing Act araştırması, satın alma tercihleriyle ilgili veriler ortaya koyuyor. Buna göre; Türkiye’deki tüketicilerin yüzde 62’si COVID-19 dönemi öncesine göre daha çeşitli markaları satın aldıklarını ifade ediyor. Katılımcıların yüzde 72’si yeterince dikkatli bir şekilde araştırmaları halinde ihtiyaçlarına tam anlamıyla uyan bir marka bulabileceklerini düşünüyor.
“Küçük ve orta ölçekli işletmeler için fırsat olabilir”
NielsenIQ Türkiye Genel Müdürü ve Afrika ve Orta Doğu Analitik Başkan Yardımcısı Didem Şekerel Erdoğan, araştırma sonucunda elde edilen diğer bulguları şöyle açıklıyor:
• Araştırmamız, Türkiye’deki tüketicilerin yüzde 62’sinin kendi bölgelerindeki küçük işletmelerden, yerel olarak üretilmiş ürünleri satın almayı tercih ettiğini gösterdi. Yine tüketicilerin yüzde 65’i küçük işletmeleri desteklemeye çalışıyor. Aynı şekilde tüketicilerin yüzde 54’ü, KOBİ’lerin özgün olduğunu, yüzde 46’sı ise bu markaların genellikle daha pahalı olduğunu düşünüyor, ancak yine de, bu ürünler için daha fazla ödemeye hazırlar.
• Söz konusu küçük ve orta ölçekli işletmeler, günümüzün değişen tüketici ortamında büyük bir fırsata sahip. Araştırmamız kapsamında elde ettiğimiz veriler pandeminin tüketici ihtiyaçlarını, değer algısını ve önceliklerini değiştirdiğini ve bunun tüketicilerin satın alma davranışları üzerinde önemli bir etkisi olduğunu gösteriyor.
• Ürünün ödenen paraya değer olması (yüzde 94), ürün kalitesi (yüzde 91) ve bulunabilirlik (yüzde 90) tüketicilerin bir markayı satın alma kararını etkileyen en önemli unsurlar olarak dikkat çekiyor. Fiyatlar tüm kategorilerde yükselmeye devam ettikçe, işlevsel satın alma sürecinde uygun fiyat, bu eğilimi destekleyen başlıca neden olarak karşımıza çıkıyor.
• Global katılımcıların yüzde 48’inin gelecekte daha küçük işletmelerden alışveriş yapma sıklıklarını artırmayı planladıklarını ifade ederken, gelişen bu yeni ortamda satın alma motivasyonlarını anlayabilen KOBİ’lerin, büyük olasılıkla tüketicilerin en güncel tercihlerinden faydalanacaklar. Bana göre günümüzün makroekonomik ortamı, küçük ve orta ölçekli işletmelerin tüketicilerle bağlantı kurması için mükemmel bir alan yaratıyor ve bu alanda yenilik yapmak için doğru tüketici verilerine dayalı, doğru kaldıraçları keşfetmek ise asıl önemli nokta olacak.