
Suriyeliler dönmek istemiyor! Nedeni ise Suriye değil…
Türkiye’de yaşayan Suriyelilerin geri dönüş eğilimleri, artık yalnızca Suriye’deki siyasi gelişmelere değil, Türkiye’deki sosyal deneyimlerine de bağlı olarak şekilleniyor. XSIGHTS Araştırma ve Danışmanlık tarafından gerçekleştirilen yeni bir araştırma, Suriyelilerin kalıcı ya da geçici yaşam tercihlerinde güven duygusu, sosyal temas ve kamu hizmetlerinden memnuniyet gibi faktörlerin belirleyici rol oynadığını ortaya koyuyor.
Araştırma sonuçlarına göre, Suriyelilerin Türkiye’de kalma ya da dönme kararlarında siyasi faktörlerden ziyade, sosyal uyumun daha etkili olduğu görülüyor. Katılımcıların yüzde 79’u Türkiye’de kendini güvende hissettiğini belirtirken, yüzde 71’i komşularıyla iyi ilişkiler kurduğunu ifade ediyor. Sosyal temas arttıkça, Türkiye’de kalma isteği de güçleniyor.
Buna karşın, katılımcıların yüzde 44’ü Suriye’ye geri dönmeyi düşündüğünü dile getiriyor. Geri dönüşün temel motivasyonları arasında “vatan sevgisi” yüzde 40 ile ilk sırada yer alırken, “gelecek umudu” yüzde 15 ile ikinci sırada bulunuyor. Özellikle 18-24 yaş arası gençlerde geri dönme eğiliminin diğer yaş gruplarına kıyasla daha yüksek olması dikkat çekiyor.
Kamu hizmetlerinden memnuniyet oranları da bu sürecin önemli bir parçası. Suriyelilerin yüzde 84’ü sağlık hizmetlerinden memnun olduğunu belirtirken, eğitim hizmetlerinden faydalanma oranı yüzde 68 olarak ölçülüyor. Ancak, yüzde 28’lik bir kesim kamu hizmetlerinin kapsayıcı olmadığını düşünürken, sivil toplum kuruluşlarının sunduğu hizmetlerden yararlanma oranı yalnızca yüzde 12 seviyesinde kalıyor.
XSIGHTS’ın verileri, Suriyelilerin Türkiye’de kalma kararlarında aidiyet hissinin ve kabul görme algısının ne denli merkezi olduğunu ortaya koyuyor. Bireylerin bir topluluğa ait hissetmeleri için öncelikle o topluluk tarafından kabul edilmeleri gerektiği vurgulanıyor. Güvenlik hissi, sosyal bağlar ve kamu hizmetlerine erişim gibi unsurların, kalıcılık kararları üzerinde belirleyici olduğu görülüyor.
Öte yandan, Suriye’deki rejim değişikliği gibi siyasi gelişmeler, bu denklemi yeniden şekillendirme potansiyeli taşıyor. Maslow’un İhtiyaçlar Hiyerarşisi’nde de belirtildiği gibi, aidiyet gibi sosyal ihtiyaçların karşılanabilmesi için önce temel güvenlik ihtiyaçlarının sağlanması gerekiyor. Bu açıdan değerlendirildiğinde, Suriye’nin henüz kalıcı bir istikrar ortamı sunamaması, geri dönüş kararlarını zorlaştıran önemli bir etken olarak öne çıkıyor.
Araştırma, güncel gelişmeler öncesinde yapılmış olsa da, sosyal uyumun Suriyelilerin yaşam tercihleri üzerindeki etkisi hâlâ geçerliliğini koruyor.
“Sosyal uyum, geri dönüş kararlarında belirleyici”
XSIGHTS Kurucusu ve Genel Müdürü Çiğdem Penn, araştırma bulgularını şöyle değerlendiriyor:
“Bu çalışma, göç yönetiminde yalnızca güvenlik ve sınır politikalarıyla sonuç alınamayacağını net biçimde ortaya koyuyor. Kendini güvende hisseden, komşularıyla iyi ilişkiler kurabilen ve kamu hizmetlerinden memnun olan bireylerin Türkiye’de kalmayı tercih etmesi, sosyal uyumun geri dönüş kararlarındaki belirleyici rolünü gösteriyor.”
Çiğdem Penn aynı zamanda uyum politikalarının önemine de değinerek, “Uyum politikaları hem toplumsal barış hem de göçün sürdürülebilir yönetimi açısından stratejik birer yatırımdır. Çünkü geri dönüş kararları sadece bireysel tercihlere değil, deneyimledikleri sosyal çevreye ve kamu hizmetlerine bağlı olarak şekilleniyor. Sosyal uyumu artıran politikalar sadece toplumsal barışı değil, göç yönetiminde öngörülebilirliği de güçlendiriyor. Bu nedenle kamu, sivil toplum ve özel sektörün koordineli, veri temelli ve uzun vadeli uyum stratejilerine ihtiyacı var” dedi.
Araştırmanın metodolojisi:
8 Aralık 2024 tarihinde Suriye’de yaşanan rejim değişikliği, Türkiye’de yaşayan yaklaşık 3 milyon Suriyeli için önemli bir dönüm noktası yarattı. Bu gelişmenin ardından XSIGHTS, 21 Şubat–14 Mart 2025 tarihleri arasında İstanbul, Gaziantep ve Şanlıurfa başta olmak üzere sekiz ilde, 18-64 yaş arası bini aşkın bireyle yüz yüze görüşerek kapsamlı bir araştırma gerçekleştirdi. Çalışma, Suriyelilerin güvenlik algısı, sosyal ilişkileri, kamu hizmetlerine erişimi ve geri dönüş eğilimleri arasındaki ilişkileri detaylı bir şekilde inceliyor.