
Süperman sayesinde “köpek sahiplenme” aramaları yüzde 500 arttı
11 Temmuz’da vizyona giren James Gunn imzalı Süperman, yalnızca sinema salonlarını değil, hayvan barınaklarını da hareketlendirdi. Ancak bu kez sahnenin yıldızı, çelik gibi yumruklar atan kahraman değil; onun sadık patili dostu Krypto. Kısacası Süperman bu kez yalnızca kötülüğe karşı değil, iyiliği yaymak için de sahnede. Mesajı da çok net: “Bazen en kahramanca hareket, yeni bir dostu evinize kabul etmektir“.
Köpek eğitimi uygulaması Woofz’un verilerine göre, yeni Superman filmi vizyona girdikten sonra Google’da “yakınımdaki bir köpeği sahiplen” aramaları yüzde 513 artarken, “kurtarma köpeği sahiplen” gibi daha spesifik aramalarda da yüzde 163’lük bir yükseliş kaydedildi. Veriler, izleyicilerin yalnızca duygusal olarak değil, davranışsal olarak da etkilendiğini gösteriyor.
İlginin ivmelenmesinde markaların stratejik iş birlikleri de etkili oldu. Warner Bros., filmin vizyonundan hemen önce Best Friends Animal Society ile güçlerini birleştirerek ABD’de altı farklı eyalette sahiplendirme ücretlerini sıfırladı. Bu kısa süreli kampanya, toplamda 454 evcil hayvanın yeni bir yuvaya kavuşmasını sağladı.
Krypto karakterinin, yönetmen James Gunn’ın kendi sahiplendiği köpek “Ozu”dan ilham alarak yaratıldığı biliniyor. Fiziksel benzerliğin ötesinde, filmde Superman’in Krypto’yu kurtarmak için hayatını riske attığı sahne, izleyicilerde derin bir etki yaratmış gibi görünüyor. Nitekim film sonrasında “schnauzer sahiplen” gibi tür özelinde aramalarda da yüzde 300’lük artış dikkat çekiyor.
Ancak uzmanlar, bu tür ani yükselişlerin dikkatle ele alınması gerektiği konusunda uyarıyor. Woofz CEO’su Natalia Shahmetova, bu ilgiyi umut verici bulmakla birlikte, köpek sahiplenmenin anlık bir karar değil; uzun vadeli sorumluluklar içeren bir süreç olduğunun altını çiziyor.
İyi hikaye eyleme geçirir!
Bu gelişme, duygusal pazarlamanın ve hikâye anlatımının yalnızca ürün ya da hizmet tanıtımıyla sınırlı kalmadığını; toplumsal davranışları dönüştürme gücüne de sahip olduğunu bir kez daha gözler önüne seriyor. Krypto karakterinin tetiklediği sahiplenme dalgası, izleyiciyle kurulan samimi bağın nasıl gerçek eylemlere dönüşebileceğini gösteriyor. Film stüdyoları ve markalar için bu, fikri mülkiyetlerin sadece kurgusal değil; toplumsal fayda odağında stratejik kaldıraçlar olarak da kullanılabileceğinin güçlü bir örneği niteliğinde.