
Sporun Z raporu: “Şampiyon markalar”
Sporun Z raporu: “Şampiyon markalar” dosyasının ilk bölümünde sporun markalar için nasıl anlam yaratan ve aidiyet oluşturan bir platform olduğunu ele almıştık. Peki, hangi markalar geçtiğimiz sezon hikayesini sporun gücüyle birleştirerek iletişimde fark yarattı? Kimler sporun birleştirici gücünü iletişim stratejilerine taşıdı ve daha da önemlisi hangi markalar sporun dönüştürücü gücüne katkı vererek gönüllerin “şampiyonu” oldu? Hepsi ve daha fazlasının yanıtlarını WON Ajans Yönetici Direktörü Neyire Katipoğlu liderliğinde arıyoruz…
Sporun her daim destekçisi olanlar

Sponsorluk, günümüzde sadece finansal bir destek değil; markaların kimliklerini şekillendirdikleri, değerlerini gösterdikleri, sosyal etkilerini yayabildikleri stratejik bir alan olarak konumlanıyor. Özellikle de sürdürülebilir bir iletişim dili kurabilen, kulüple, bireyle ya da organizasyonla ortak değer üretebilen iş birlikleri dikkat çekiyor. Karşılıklı fayda üreten bu modeller sadece markayı değil, aynı zamanda sporu da ileri taşıyan kaldıraç etkisi yaratıyor.
Bununla birlikte spor dünyasında doğru içgörüye dayanmayan, doğru stratejiyle şekillenememiş iş birlikleri, iki taraf için de fayda sağlamayarak belki de boşuna harcanan bir pazarlama bütçesi olarak kalabiliyor. Sponsorlukta karşılıklı fayda sağlayan iletişim modelleri markaların öne çıkmasını sağlıyor. Uzun yıllardır sporun farklı alanlarında yer alan ve bu alana sadece bütçe değil aynı zamanda vizyon koyan markaların başında kuşkusuz Turkcell, Beko, Anadolu Efes, VakıfBank ve P&G markalarını sayabiliriz.
“Biz voleybol ülkesiyiz”

Vestel’in voleybola olan katkısını da yine bu listeye eklemek gerekiyor. Sadece başarı odaklı değil; altyapıyı güçlendiren, gençleri teşvik eden projelerle markanın sürdürülebilir etkisi dikkat çekiyor. Filenin Sultanları ile özdeşleşen bu destek, aynı zamanda milli gurura ortak olmanın ve bu duyguyu tüketiciyle birlikte yaşamanın güçlü bir örneği.
Son 12 sezonun 8’inde şampiyonun adı: VakıfBank

VakıfBank Kadın Voleybol Takımı, Vodafone Sultanlar Ligi’nde bu yıl da şampiyonluğa uzanarak son 12 yılda 8. şampiyonluğuna ulaşmış oldu. Bu tarihi başarı yıllara yayılan bir emeğin, sistemli altyapının ve toplumsal sorumluluk bilincinin izlerini taşıyor.
Kurumsal vizyonunun merkezine spora katkıyı yerleştiren VakıfBank, yaklaşık 40 yıldır sadece rekabete değil, gelişime de yatırım yapıyor. Türkiye genelinde ve Saraybosna’da açtığı 10 spor okulu sayesinde yüzlerce genç voleybolcuyu destekliyor, altyapısından VakıfBank altyapısından şu ana kadar yüzden fazla milli sporcu yetiştirmesinin yanı sıra yüzlerce voleybolcuyu da Türk sporuna kazandırmasıyla yalnızca sahada değil toplum nezdinde de sporun gerçek şampiyonlarından biri olarak kabul ediliyor.
Vodafone Sultanlar Ligi

Toplumsal etki vizyonunu sporun gücüyle birleştiren Vodafone, Türkiye Voleybol Federasyonu’yla gerçekleştirdiği iş birliğiyle kadın sporuna verdiği desteği bir üst seviyeye taşıyor. Türkiye Kadın Voleybol Milli Takımlarının ana sponsoru ve Sultanlar Ligi’nin isim sponsoru olan Vodafone, kadın voleyboluna yönelik dünyadaki en yüksek ve en kapsamlı sponsorluk anlaşmalarından birine imza attı.
Vodafone’un attığı bu adım, sporun sosyal bir araç olarak potansiyelini gözeten, sürdürülebilir bir vizyonla kurgulanıyor. Kadın sporcuların görünürlüğünü artıran, genç kızlar için rol modeller yaratan bu sponsorluk, sporun kültürel dönüşümdeki rolünü güçlendiriyor ve Vodafone’u sezonun şampiyon markalarından biri haline getiriyor.
BtcTurk ile 81 ilde kız çocukları futbolla bir araya geliyor

Yine sporun birçok farklı alanında destekleri bulunan BtcTurk, spor sponsorluğu denildiğinde akla gelen ilk markalardan. Sektörel olarak görece daha yeni olan bu oluşum, marka olarak sürecin başından itibaren spor konusunda ciddi yatırımlar yaparak yüksek bir marka bilinirliği yarattı.
Özellikle milli takımlara olan desteğini ciddi şekilde iletişim çalışmalarında kullanan BtcTurk, sporu yatırımlarıyla bir üst seviyeye taşıyan markalardan biri. BtcTurk yeni neslin de yanında olduğunu gösteren ve 81 ilde kız çocuklarını futbol ile bir araya getiren Türkiye Futbol Federasyonu ile yürüttüğü projesiyle de oldukça ses getirdi.
Lc Waikiki, Türkiye Milli Paralimpik Komitesı’nin destekçisi…

Sporun ilham verici gücünü odağına alan bir diğer marka da LC Waikiki. Türkiye Milli Paralimpik Komitesi’nin 2024–2025 dönemindeki ana sponsoru olarak, sporcuların azim ve kararlılıkla yazdığı başarı hikâyelerine eşlik ediyor.
Paralimpik sporculara verilen bu destek, toplumun farklı kesimlerine ulaşmayı hedefleyen kapsayıcı bir iletişim anlayışını da beraberinde getiriyor. LC Waikiki’nin bu hamlesi, sporun sadece bir müsabaka alanı değil, aynı zamanda eşitlik, güçlenme ve umut yaratma alanı olduğunu bir kez daha gözler önüne seriyor. Sezonun en güçlü toplumsal mesajlarından birini veren bu sponsorluk, LC Waikiki’yi “Sporun Şampiyonu” unvanına layık markalar arasına taşıyor.
Can Tribünü’ne Fair Play ödülü

Can Yayınları, Darüşşafaka Spor Kulübü iş birliğiyle hayata geçirdiği ve dünya spor tarihinde bir ilk olan “kitap sponsorluğu” projesiyle Tanıtım Dalında Şeref Diploması’na layık görüldü. Uluslararası Fair Play Komitesi (CIFP) tarafından verilen bu ödülle, Can Yayınları bu ödülü alan ilk yayınevi olarak tarihe geçti.
Proje kapsamında, sezon boyunca Darüşşafaka’nın altyapı takımlarının tüm iç saha maçlarında hem ev sahibi hem de misafir takım oyuncularına edebiyatın seçkin eserleri hediye edildi. Ayhan Şahenk Spor Salonu’nda oluşturulan 200 kişilik “Can Tribünü”nden bilet alan sporseverlere ise birer kitap armağan edilerek spor ve edebiyat arasında anlamlı bir bağ kuruldu.