
Sorun iş görüşmelerinde başlıyor: Beyaz yakalı kadınların yüzde 72’sine önce “özel hayat” soruluyor!
FutureBright Veri Teknolojileri ve SES Eşitlik ve Dayanışma Derneği iş birliğiyle Türkiye’de kurumsal çalışma ortamında yer alan kadınların deneyimlerini, arayışlarını, karşılaştığı sorunları ortaya çıkarma amaçıyla yapılan araştırma açıklandı… Dünya Ekonomik Forumu’nun 2025 Küresel Cinsiyet Eşitliği raporuna göre dünya genelinde kadınların iş gücüne katılım oranı yüzde 68, erkeklerin ise yüzde 90. Türkiye’de bu oranlar kadınlar için yüzde 35, erkekler içinse yüzde 70 civarında. İş hayatında yer alan kadınların yüzde 74’ü “İş hayatında kadın asla erkekle eşit değil” diyor. Kadınların yüzde 50’si ise “Ekonomik zorunluluk olmasa çalışmam” diyor.
Araştırma kapsamında beyaz yaka kadınların günlük yaşam ve sosyal hayatta karşılaştıkları sorunlar derinlemesine incelendi. Buna göre kadınların yalnızca yüzde 27’si “Türkiye toplumsal cinsiyet eşitliğinde iyi bir noktadadır” diyor. Geri kalan yüzde 73 ise “Yok öyle bir şey” diyor.
Kadınların yüzde 42’si iş görüşmelerinde cinsiyet temelli ayrıcalıkla karşılaştığını belirtiyor. Yüzde 40’ı ise çocuk sahibi olmanın kariyer önünde engel oluşturduğunu söylüyor. Kadınların yarısı ise “Eğer ekonomik zorunluluk olmasa çalışmazdım” diyor. Beyaz yaka kadınlar için çalışmak yalnızca gelir kaynağı değil aynı zamanda üretken olma ve toplumda değer görme biçimi. Beyaz yaka kadınların büyük çoğunluğu “Ekonomik özgürlüğe sahip olmak beni diğer alanlarda da bağımsız kılıyor” diyor. Bu özgürlüğün çocukları için de önemli bir rol modeli olmasını çok önemsiyorlar.
Aynı gruba ait kadınların 4’te 3’ü çalışma hayatındaki sistemin erkeklere göre kurulduğunu, bu dünyada var olabilmek için çaba harcadıklarını söylüyor. İş hayatında varlık gösterebilmek için aynı pozisyondaki erkeklere göre daha fazla emek ve enerji harcamak zorunda kalıyorlar. Kadınlar bunun temelinde yatan ana sorunun çocuklukta başladığını, aynı evde erkek çocuklarından farklı kurallarla ve derin cinsiyet ayrımıyla yetiştirildiklerini belirtiyorlar. Yüzde 58 oranında kadın, erkek çocuklarına göre ayrımcı şekilde büyütüldüğünü söylüyor.
Sorun iş görüşmelerinde başlıyor
Beyaz yaka kadınlar mülakatlar sırasında özel hayatının sorgulanmasından şikayetçi. Yüzde 72 oranında kadın iş görüşmesine başlarken önce özel hayatının, daha sonra yetkinliklerinin sorgulandığını gözlemliyor. Genellikle ilk soru olarak medeni durumu ile başlandığını belirtiyorlar. Bir diğer sık rastlanan soru ise çocuk sahibi olup olmadığı veya ileride çocuk sahibi olmaya niyetinin olup olmadığı…
Beyaz yaka kadınların yaklaşık 3’te 1’i çalıştığı kurumun kadınlara karşı bilinçli olarak ayrımcılık yaptığını düşünüyor. Erkeklere kıyasla kadının ne giymesi gerektiği ciddi bir tartışma konusu haline gelebiliyor, erkek çalışanlar çoğunlukla kendilerini daha haklı olarak görüyorlar, erkek çalışanlar kadınların sözlerini kesmekte beis görmüyorlar. Ayrıca kadınlar iş yerlerinde taciz sayılabilecek bazı davranışlara maruz kalabiliyorlar. Kadın ve erkek benzer davranışı gösterdiğinde erkeklere çok daha pozitif yaklaşılıyor.
Çocuk sahibi olmak problem olarak görülüyor
10 beyaz yaka kadından 4’ü çocuk sahibi olmanın kariyerinde sorun yaratacağını düşünüyor. Terfi, ücret artışı gibi kritik kararların cinsiyet temelli olarak alındığını gözlemliyorlar. Kadınların karar alma süreçlerinde erkeklerden daha az dikkate alındığını belirtiyorlar. Beyaz yaka annelerin evde bakıcı bulundurma ihtimali yüzde 17. Her 3 beyaz yaka anneden 2’si çocuğunun bakımını tek başına kendisi üstleniyor. Beyaz yaka kadınların yüzde 90’ı iş yerlerinde regl izni olmadığın söylerken, regl izni olanların yalnızca yüzde 65’i bu uygulamadan faydalanabiliyor. Beyaz yaka kadınlar güven bunalımı da yaşıyor. Çoğunlukla çalıştığı kuruma da meslektaşlarına da güvenemiyor. Kadınlar en çok kendilerine güvenmek zorunda hissediyorlar. Yüzde 68 oranında kadın yalnızca kendisine güvendiğini vurguluyor.
4 kadından 1’i bir önceki iş yerinden istifa etmek zorunda bırakılmış. Genel olarak verilen maaşın az olması ve yan hakların kısıtlı olması sebebiyle bir önceki iş yerinden ayrılmak durumunda kalarak yeni bir iş yerini tercih ediyorlar.
Her 2 beyaz yaka kadından 1’i Türkiye’de kadın haklarının geleceği konusunda umutsuz

SES Eşitlik ve Dayanışma Derneği Kurucu Başkanı
Araştırma hakkında değerlendirmelerde bulunan SES Eşitlik ve Dayanışma Derneği Kurucu Başkanı Gülseren Onanç şu ifadeleri kaydetti:
“Türkiye’de yaklaşık 10 milyon kadın istihdam ediliyor; bu rakam, çalışma çağındaki her on kadından yalnızca üçüne karşılık geliyor. Yani yedi kadın daha en işin başında çalışma hayatının dışında kalıyor. Bu 10 milyon çalışan kadının yaklaşık 4 milyonu, “beyaz yaka” olarak tanımladığımız; profesyoneller, yöneticiler, uzmanlar, bankacılar, mühendisler, akademisyenler, sağlık çalışanları ve ofis emekçilerinden oluşuyor. Bu grup, çalıştıkları kurumlara sundukları yüksek katma değerle, ekonominin sürdürülebilirliği açısından son derece kritik bir öneme sahip. ‘Beyaz Yaka Kadınlar Araştırması’, tam da bu grubun iş yaşamında karşılaştığı sorunların altında yatan nedenleri anlamak amacıyla yapıldı. Bu rapor, kadınların iş yaşamından sessiz kopuşunu durdurmaya yönelik bir çağrıdır. Özel sektör ve kamu otoritesi, çalışma hayatındaki kadınların sorunlarına çözüm üretmek ve kaybolan güveni yeniden inşa etmek üzere acilen harekete geçmelidir. Çünkü kadınların iş yaşamında kalması bir kadın meselesi değil, Türkiye’nin demokrasi ve gelişmişlik meselesidir.”
