
Nefes aldıran rekabet: Hava temizleme pazarında yeni dönem…
Kuşkusuz sağlıklı hava, sadece bir konfor unsuru değil; yaşam kalitesini doğrudan etkileyen bir ihtiyaç. Bu durum kentleşme, çevresel tehditler ve artan sağlık bilinciyle birleşince hava temizleme cihazlarına olan talep de günbegün artıyor… Artan talep, pazara yeni oyuncuların girmesinin önünü açarken; markalar da tüketicinin değişen beklentilerine daha yaratıcı, daha bütünsel ve teknolojik ürünlerle yanıt veriyor.
Hava kirliliği artık sadece dış mekanlarla sınırlı bir problem değil. Trafiğin yoğunlaştığı metropollerde, inşaat çalışmalarının gölgesinde kalan semtlerde ve kışın bacalardan yükselen dumanlarla birlikte evlerimizin içi de görünmeyen risklerle doluyor. Özellikle çocuklu aileler için bu durum ciddi bir endişe kaynağı. Küçük bedenlerin daha fazla etkilenmesi, sağlıklı nefes almanın ev içi gündemde ilk sıralara çıkmasına neden oluyor.
Aynı hassasiyet, patili dostlarıyla yaşayan bireylerde de kendini gösteriyor. Tüy, toz ve partikül gibi alerjenleri filtreleyen cihazlar, yalnızca insan sağlığı için değil, evdeki tüm canlılar için koruyucu bir bariyer oluşturuyor. Hava temizleyiciler bu noktada güvenli ve sağlıklı bir yaşam alanının garantörü olarak görülmeye başlandı.
Tüketici sağlıklı havanın peşinde
Geçmişte sadece alerjik bireylerin ya da bebekli ailelerin radarına giren hava temizleme cihazları, bugün global sağlık trendlerinin, çevresel endişelerin ve kentleşmenin etkisiyle tüketici elektroniğinde yükselen bir kategoriye dönüşmüş durumda. Özellikle pandemi sonrası dönemde iç mekân hava kalitesi, “görünmeyen tehdit” algısıyla birlikte daha çok sorgulanır hale geldi. Dünya Sağlık Örgütü’nün 2023’te yayınladığı rapora göre, dünya nüfusunun yüzde 99’u hâlâ sağlıksız hava soluyor. Bu gerçeklik, hava temizleme cihazlarını lüks değil, ihtiyaç kategorisine taşıyor.

Avrupa’da en kirli hava kalitesine sahip 15 şehirden 7’si Türkiye’de!
Türkiye’de hava kirliliği, özellikle büyükşehirler ve sanayi bölgelerinde kronikleşen bir çevre sorunu olarak öne çıkıyor. Sanayi tesislerinin yoğunluğu, araç trafiğindeki artış, düşük kaliteli yakıt kullanımı ve kış aylarında ısınma amacıyla kullanılan fosil yakıtlar, hava kalitesinin hızla bozulmasına neden oluyor. İstanbul, Ankara ve İzmir gibi metropollerde, bu durum solunum yolu hastalıklarından kronik rahatsızlıklara kadar birçok sağlık sorununu tetikliyor.
2023 Dünya Hava Kalitesi Raporu’na göre Türkiye, küresel sıralamada 44. sırada yer alırken Avrupa’da en kirli hava kalitesine sahip 15 şehirden 7’si Türkiye’den. Iğdır, PM 2.5 partikül maddesi açısından Türkiye’nin en kirli havasına sahip ili olurken, Ocak ayında dünyanın en kirli şehirlerinden biri olarak kayıtlara geçti. Türkiye’nin yıllık PM 2.5 ortalaması ise Dünya Sağlık Örgütü’nün belirlediği sınırın yaklaşık dört katına ulaşmış durumda. Bu tablo, Türkiye’de hava kirliliğinin yalnızca bir çevre sorunu değil, aynı zamanda ciddi bir halk sağlığı tehdidi olduğunu gözler önüne seriyor.
Küresel pazarda hızlı büyüme
Grand View Research verilerine göre hava temizleme cihazları pazarının 2024 sonunda 15,5 milyar dolara ulaştığı tahmin ediliyor. En büyük pazarlar arasında Çin, ABD ve Güney Kore bulunuyor. Akıllı ev sistemleriyle entegrasyon da cihazların konumunu yeniden tanımlıyor. Google Home, Alexa gibi platformlarla çalışan hava temizleyiciler aynı zamanda IoT ekosisteminin de bir parçası haline geliyor.

Türkiye pazarında veriler ne söylüyor?
Türkiye’de hava temizleme cihazlarına olan ilgi son beş yılda belirgin şekilde arttı. Yoğun trafik, inşaat faaliyetleri ve mevsimsel hava kirliliği, tüketici davranışlarını etkileyen faktörler arasında.
Euromonitor’a göre Türkiye’de hava temizleyici cihazların satış hacmi 2023 yılında bir önceki yıla göre yüzde 35 arttı. E-ticaret platformlarındaki arama verileri de bu yükselişi doğruluyor. Trendyol Insights’a göre 2024’ün ilk çeyreğinde “hava temizleyici” anahtar kelimesi bir önceki yıla kıyasla yüzde 62 daha fazla aratıldı.
Sosyal medyanın havasını Dyson temizliyor
Marketing Türkiye adına CreatorDen’in gerçekleştirdiği (1 Ağustos 2024 – 14 Mayıs 2025 tarihlerini kapsayan) analize göre sosyal medya mecralarında ses payı en yüksek marka yüzde 69,7 ile Dyson olurken onu yüzde 22,2 ile Philips ve yüzde 8,1 ile SharkNinja takip ediyor. Sosyal medya üzerinden en çok ulaşılan yaş grubu aralığı yüzde 60 ile 18-34 yaş aralığındaki tüketiciler olurken, verileri cinsiyet kırılımında incelediğimizde de radikal bir fark ortaya çıkıyor. Hava temizleme cihazı ürünleri sosyal medya iş birlikleriyle yüzde 75 oranında erkek kullanıcılara ulaşıyor.
Sıra No | Influencer | Marka |
1 | ozlemadasahin | Dyson |
2 | kosifozlem | Philips |
3 | sevdeerdogannı | Dyson |
4 | umrantoo | Philips |
5 | selenozyuurt | Sharkninja |
6 | kubraciimen | Sharkninja |
Sadece bir cihaz mı yeni bir yaşam standardı mı?
Hava temizleyiciler, yalnızca bir elektronik cihaz olmanın ötesine geçerek yeni bir yaşam standardını temsil ediyor. Akıllı ev sistemlerine entegre edilebilen ve kişiselleştirilebilir modellerle birlikte hava temizleyiciler sağlık bilinciyle teknolojiyi buluşturan bir kesişim noktasına dönüşüyor. Geleceğe dair öngörüler, cihazların nem kontrolü, ısı dengesi ve koku yönetimi gibi çok fonksiyonlu çözümlerle daha da gelişeceğini gösteriyor. Hava kalitesinin izlenebilir, kontrol edilebilir ve kişiselleştirilebilir hale gelmesi, bu teknolojilerin önümüzdeki yıllarda hem Türkiye’de hem de dünyada daha da yaygınlaşacağını kanıtlar nitelikte.
Rekabetin anahtarı teknoloji ve fiyat
Pazardaki rekabet, teknoloji odaklı farklılaşmalarla şekilleniyor. Dyson, Xiaomi, Philips, LG, Arçelik ve Vestel Türkiye’de pazara yön veren markalar arasında yer alıyor. Örneğin Dyson’ın yeni nesil modellerinde partikül algılayıcı sensörlerle hava kalitesi anlık olarak ölçümlenirken, Arçelik ve Vestel ise yerli üretim avantajıyla fiyat-performans dengesi sunarak orta segmente hitap ediyor.
Fiyatlar segmentlere göre geniş bir skalaya yayılıyor: Kimi modeller 4 bin TL bandında başlarken, üst segment ürünler 60 bin TL’ye kadar çıkabiliyor.
Araştırmanın metodolojisi:
Marketing Türkiye için CreatorDen’in gerçekleştirdiği analizde, CreatorDen’in sahip olduğu geniş içerik havuzu kullanılarak, 1 Ağustos 2024 – 14 Mayıs 2025 tarihleri arasında, yalnızca Instagram platformunda ve Türkçe olarak gerçekleştirilen paylaşımlar incelenmiştir. Analize, 200 binden fazla içerik üreticisinin içerikleri dahil edilmiştir. Değerlendirme sürecinde yalnızca marka etiketi kullanılan içerikler dikkate alınmış, ürün spesifik etiket içermeyen paylaşımlar manuel olarak ayıklanmıştır. Ayrıca, yalnızca link içeren ancak marka etiketi bulunmayan içerikler çalışmaya dahil edilmemiştir.