Karanlık kişilikler, yalan haberlere inanmaya daha meyilli…
Human-Computer Media Institute tarafından yapılan bir araştırmaya göre narsistik ya da psikopatik gibi karanlık kişilik özelliği gösteren kişiler gerçeği bükmeye ve manipüle etmeye daha müsait oldukları için yalan haberlere inanma, doğru haberleri ise reddetme eğilimindeler...
Çalışma için 600 kişiye doğrulukları test edilemeden kısa haberler verildi. Ayrıca her katılımcıya içgüdülerini anlamak üzere insanların ne sıklıkla bir şeyler uydurduklarını varsaydıklarına dair soruların yer aldığı bir anket yapıldı ve katılımcının okuduğu şeye kendi inancına göre eklemeler yapıp yapmadığı test edildi. Çalışma sonunda karanlık kişiliğe sahip olanların okuduklarını başkalarının çıkarları, akıl sağlığı, iç huzuru dışarda bırakarak kendi inanç ve faydalarına göre yorumladıkları gözlendi.
Virüsü reddedenler gruba dahil ediliyor
Gerçeği dinlemektense ihtiyaçlarına ve isteklerine uygun bir anlatıyı tercih eden bu kişilik özelliğine sahip insanlar, bilimsel bulgular ve kişisel düşünceler arasında çok fazla şüphe olduğunu hissetme eğilimindeler. Aynı zamanda kurgu ya da gerçek ayırt etmeksizin okuduğu haberlerin kendi düşünceleri dışında yoruma kapalı olduğunu savunmaya oldukça meyilliler. Bütün olarak ele alındığında ise gerçekleri reddetme dürtüsü arttıkça doğru bir bilgi içeren ifadeyi diğerinden ayırt etme olasılığı düşüyor. Araştırmacılar, Covid-19 virüsünün medyanın “palavrası” olduğunu ya da en iyi ihtimalle abartıldığını düşündüğü için maske takmayı reddeden insanları söz konusu gruba dahil ediyor.
Aranızda medyaya güvenen var mı?
Medyanın erişim gücünden ve hızından hiçbirimizin şüphesi yok ancak emin olduğumuz bir başka şey varsa aynı erişim gücüne ve hızına “yanlış bilgi”nin de sahip olduğu… Tam da bu sebeple medyada güven ortamını yaratmak artık her zamankinden çok daha zor. Marketing Türkiye için Xsights Araştırma ve Danışmanlık’ın gerçekleştirdiği ve Ekim sayısında yer alan “Türkiye’de Medyaya Güven Araştırması”na göre toplumun yüzde 82’si medyaya güven duymadığını belirtiyor. 18-24 yaş aralığında ise “medyaya güveniyorum” diyen tek bir kişi bile yok! Çalışma çarpıcı sonuçlarıyla birlikte “nispeten” güvenilir medya markalarını da gözler önüne seriyor…