Hangi kampanya Çankaya’ya çıkacak?
Haber: Sercan Meriç [email protected]
Türkiye için oldukça hareketli geçecek bir süreci geride bırakmamıza iki gün kaldı. Hareketliliğin sebebi, siyasal tarihimizde ilk kez Cumhurbaşkanı’nı halkın seçecek olması… Cumhurbaşkanlığı Seçimi’nin ilk oylaması bu pazar yapılacak. Adaylar arasından oyların yüzde 50’den fazlasını alan olmazsa, kazananın belli olması için ikinci tur beklenecek. İkinci turda ilk ikiye kalan adaylar arasından en çok oyu alan seçimi kazanacak. İkinci tur için belirlenen tarih ise 26 Ağustos. Türkiye, çok partili dönemden bu yana seçim dönemlerinde partilerini temsil eden liderlerin kişisel performanslarına çokça tanık oldu. Hatta kimi zaman liderin “kült”leştirilmesi, siyasal partinin önüne geçmesi ve parti içi demokrasi tartışmaları kamuoyunda tartışıldı. Ancak bu seçimde ilk defa adaylar kişisel olarak yarışın içinde yer alıyor. AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, beklenildiği gibi adaylığını açıkladı. Adaylık toplantısında da kendisi için hazırlanan logo-amblem büyük yankı uyandırdı. Ardından CHP ve MHP’nin Çatı Adayı Prof. Dr. Ekmeleddin İhsanoğlu’nun seçim kampanyası kamuoyuna tanıtıldı. İhsanoğlu için bulunan “Ekmek için Ekmeleddin” sloganı da kamuoyunda çokça tartışıldı. Son olarak HDP’nin Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş’ın “Bir Cumhurbaşkanı Düşünün” sloganlı kampanyası basına tanıtıldı. Demirtaş için Kardeş Türküler’in Gezi Parkı protestoları sırasında bestelediği “Tencere Tava” şarkısının adaylık kampanyası için uyarlanması ve adaylık için hazırlanan afişler de iletişimcilerin ilgisini cezbetti. Marketing Türkiye olarak cumhurbaşkanlığına aday olanların profillerini, süreci iletişim yönünden nasıl yürüttüklerini, algı yönetiminde ne kadar başarılı olduklarını Marka Danışmanı Güven Borça ve Ali Saydam ile Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Görevlisi ve Yazar Doç. Dr. Nuran Yıldız’la konuştuk…
Ali Saydam, Erdoğan ve Demirtaş’ın performanslarını gayet iyi bulduğunu kaydederek, “Demirtaş eline geçirdiği fırsatı mükemmel değerlendiriyor. Medyada bu kadar yer alma ve yaklaşımını bu kadar net ifade etme şansını başka ne zaman, nasıl elde edecekti… Ekmeleddin Bey ise kendi ifadesiyle ‘siyaset adamı’ değil. O nedenle kendisinden siyasi iletişim performansı beklemek yanlış olur” diyor. “Erdoğan’ın enerjisi ve belagatiyle ‘Yeni Türkiye’ vizyonunu çizerken, üst yapı konularına değinmemesi Türkiye’nin gelecek tasarımı açısından hedef kitlede bir eksiklik yaratabilir” görüşünü belirten Saydam, “Ekmeleddin Bey’e biçilmiş roldeki en büyük yanlış, onu Başbakan’la baş etsin diye, ‘halk adamı gibi’ konumlamaya çalışmak, ‘Bozkırın Yiğit Evladı’ demek, bu iyi yetişmiş elit insana bir de üstüne ilk adıyla hitap ederek ‘Ekmek için Ekmeleddin’ sloganını yapıştırmak yanlışların en büyüğü” açıklamasını yapıyor.
Marka Danışmanı Güven Borça, Ekmeleddin İhsanoğlu değerlendirmesiyle söze başlıyor. “İhsanoğlu adı çekirdek CHP kitlesinde bir karın ağrısı yarattı” diyen Borça, “Kitlenin içine tam sinmedi çünkü ‘Beyaz Türkler’ bir Atatürk bekliyor. Ama o da çıkmıyor çünkü memlekette siyasetçi yetiştirme kanalları işlemiyor. Daha doğrusu böyle bir kanal yok. Bir gencin üniversiteyi bitirip de siyasi kariyer yapma kararı vermesi ve merdivenleri adım adım çıkmaya başlaması söz konusu değil. İş devşirmeye gelince de sıkıntı ‘bilinir’ aday bulma meselesi” şeklinde konuşuyor. Adaylık sürecinde tanınan ve bilinen kişilerin arandığını, birçok iletişimcinin adaylığının açıklanmasının ardından dahi İhsanoğlu’nu tanımadığının altını çizen Borça, sözlerini şöyle sürdürüyor: “İletişimcinin bilmesi gereken ilk şey bilinirliği (awareness) sağlamanın çok zor bir şey olmadığıdır. Dolayısıyla ben hep çok bilinmeyen ama altyapısı sağlam bir aday bulurlar mı diye hayal ettim. Ve bu adayı da buldular. Sevindim.” Borça, “kahraman” tiplemesine uygun iletişim yapan Başbakan Erdoğan’ın karşısında muhalefetin barışçı ve uzlaşmacı iletişim yürütmesi gerekliliğini yıllardır düşündüğünü söylüyor ve “Arketip olarak kahraman için en büyük sıkıntı, düşmansız kalmaktır. Başbakan siyaset yaptığı sürece bu düşmanları kolaylıkla buldu ve kendini bunlara karşı savaşan kahraman olarak konumlandırdı. Statüko, ordu, dış güçler, paralel yapı… Dolaysıyla Ekmeleddin Bey’in ana stratejisi teknik açıdan doğrudur. Ama etkinlik açısından aynı şeyi söyleyemeyeceğim.
Nuran Yıldız “İhsanoğlu ise sürenin kısa oluşunun, tanınmayışının ve yaşının gereken performansa uygun olmamasının dezavantajlarını yaşıyor. Demirtaş, bu süreci kendi politik çizgisinin mesajlarını Türkiye kamuoyuna ulaştırma fırsatı olarak görüyor ki bu da doğru” ifadelerini kullanıyor. Yıldız, Erdoğan’ın iletişim yönetiminde diğer seçim kampanyalarına göre daha farklı bir ton olduğunu belirtiyor. Adayların kampanya sürecindeki sloganlarını hayal kırıklığı olarak niteleyen Yıldız, sadece Erdoğan’ın logosunun farklılık gösterdiğini söylüyor. “Üç seçim kampanyasıda siyasal iletişim tarihimizin ‘Altın Bamya’ ödülüne aday olacak kadar kötü” diyen Yıldız, adaylarla ilgili sözlerini şöyle sürdürüyor: “Erdoğan’ın üslubunu yumuşatması doğru. Gezi’nin iyi niyetli protestocularıyla barış mesajları vermemesi, Gezi’yi bir bütün olarak Cemaat işi olarak değerlendirmesi yanlış. Oysa Erdoğan seçilirse Geziciler’in de Cemaatçiler’in de cumhurbaşkanı olacak. Ekmeleddin İhsanoğlu tarafında daha yanlış olan, seçim gibi popülaritenin önem kazandığı bir süreçte hiç tanınmayan birinin aday gösterilmiş olması. Temel yanlış olunca süreç de yanlış gider.”