
Google, dört yılda 790 milyon deprem bildirimi gönderdi
Google’ın Android Deprem Uyarı Sistemi, dört yıl içinde dünya genelinde 790 milyondan fazla bildirim gönderdi. Science dergisinde yayımlanan bir analiz, bu sistemin milyarlarca akıllı telefonu işbirlikçi bir sismik ağa dönüştürdüğünü ve küresel güvenlik üzerinde somut bir etki yarattığını ortaya koyuyor.
2019 yılında kullanıma sunulan sistem, bugüne dek 18 binden fazla sismik olayı tespit etti ve yaklaşık 100 farklı ülkede kapsama alanı oluşturdu. Temel işlevi yalnızca birkaç saniye sürse de, sistemin sunduğu önceden uyarı, acil durumlarda hayat kurtarıcı bir rol oynuyor.
Android cihazlarda yer alan ivmeölçer sensörleri ve arka planda çalışan Android bulut hizmetleri altyapısıyla çalışan sistem, yalnızca profesyonel sismografların algılayabileceği seviyedeki titreşimleri bile tespit edebiliyor. Google, şimdiye dek 2 binden fazla deprem için erken uyarı gönderdiğini ve bunun sonucunda toplamda 790 milyon bildirim ulaştırıldığını belirtiyor.
Sistemin kullanıcı erişimi de hızla büyüdü. 2019’da 250 milyon kişiye ulaşan sistem, bugün itibarıyla yaklaşık 2,5 milyar kullanıcıya hizmet veriyor. Bu büyümenin temelinde, teknolojinin iki ana bileşeni bulunuyor: akıllı telefonlarda ekran döndürme gibi işlevleri yöneten hareket sensörleri ve kullanıcı müdahalesi olmadan çalışan Android bulut altyapısı.

Sistem, bir depremin olası varlığını doğruladığında, olayın şiddetine göre iki farklı bildirim protokolünü devreye sokuyor. Düşük şiddetteki sarsıntılar için, kullanıcıları dikkatli olmaya çağıran “Dikkatli Olun” uyarısı gönderiliyor. Ancak daha güçlü ve yıkıcı potansiyel taşıyan depremler için, “Harekete Geçin” başlıklı, derhal sığınma çağrısı içeren daha net ve acil bir uyarı iletiliyor.
Bu sistemin ne kadar etkili olduğu ise Kasım 2023’te Filipinler’de meydana gelen 6,7 büyüklüğündeki depremde açıkça görüldü. Söz konusu olayda, uyarılar sarsıntı başlamadan 18,3 saniye önce kullanıcılara ulaştı; merkez üssüne en yakın bölgelerde ise bu süre 15 saniyeydi. Bu kısa ancak kritik zaman aralığı, birçok kişinin güvenli alanlara ulaşması için hayati önem taşıdı.
Kaynak: CNBC-E