“Geleneksel metodlarla kadının iş hayatındaki yerinin geliştirilmesi mümkün değil”
Mercer, Davos Ekonomik Forumu’nda kadınları iş hayatında tutmak, çeşitliliği desteklemek ve iş sonuçlarına katkıda bulunmalarını sağlamak için firmaların neler yapması gerektiği ile ilgili araştırma sonuçlarını birlikte açıkladı.
Türkiye’de PERYÖN – Mercer işbirliğiyle gerçekleştirilen, 42 ülkeden 1.3 milyonu kadın 3.2 milyon çalışanın katıldığı ‘Kadınların İşgücüne Katılımı Araştırması’nın sonuçlarına göre, geleneksel metodlarla kadının iş hayatındaki yerinin sağlamlaştırılması ve geliştirilmesi mümkün değil.
Her yıl dünya genelinde yaklaşık 700 araştırma gerçekleştiren Mercer’ın kadınların iş gücüne sağladığı katkıyı mercek altına aldığı ‘Kadınların İşgücüne Katılımı Araştırması’ sonuçları kadınların iş dünyasındaki yeri hala istenilen düzeyde olmadığını gösteriyor.
Gelecek 10 yıl içerisinde de işgücünde herhangi bir eşitlik mümkün gözükmüyor.
Türkiye’de, Türkiye İnsan Yönetimi Derneği (PERYÖN) işbirliğiyle gerçekleştirilen araştırmaya katılım, yüzde 31 Amerika/Kanada, yüzde 21 Avrupa, yüzde 23 Latin Amerika, yüzde 15 Asya ve yüzde Avustralya/Yeni Zelanda olarak gerçekleşti.
Araştırmaya göre, geçen 20 yılda yapılan geliştirmeler, kadının iş yerindeki konumunu biraz daha iyiye taşısa da, temsil, eşitlik ve kariyer açısından kadınlar erkeklerden hala çok gerideler.
Araştırmaya katılan firmaların kadınlara bakış açısı geleneksel olarak kalmaya devam ettiği sürece gelecek yıllarda da bu konularda bir eşitlikten bahsetmek oldukça güç. Firmaların yetenekli kadın işgücü havuzunu yaratamaması kadınların iş hayatındaki yerini tehdit ediyor.
Gelecek 10 yılda kadının temsili Latin Amerika’da yüzde 36’dan yüzde 49’a, Avustralya ve Yeni Zelanda’da yüzde 35’den yüzde 40’a, Amerika ve Kanada’da sadece 1 puan artışla yüzde 39’dan 40’a çıkması bekleniyor. Bu konuda son sırada yer alan Asya’da ise işgücünde kadın temsilinde yüzde 25’den yüzde 28’e bir artış söz konusu.
Araştırmanın sonuçlarına göre, dünyada iş gücünün yüzde 40’ı kadın ve kadınlar daha çok destek birimlerinde rol alıyor. Profesyonel seviyede ise kadın iş gücünün oranı yüzde 38 olarak karşımıza çıkıyor. Kadınların yüzde 33’ü müdür seviyesinde, yüzde 26’sı kıdemli müdür ve yüzde 20’si ise direktör rollerinde görev alıyor.
Cinsiyet eşitliği için yönetim desteği şart
Araştırmanın sonuçlarına göre, işyerlerinde eşitliği sağlamak adına gerçekleştirilen en etkili yöntemlerden biri, üst yönetimin bu çalışmaya birebir katılması ve desteklemesi.
Katılım gösteren firmaların yüzde 57’si üst yönetimin böyle bir çalışmada yer aldığını belirtti. Ayrıca iş yerlerinde bu konuya adanmış bir grubun olması, kadın-erkek ücretlerindeki eşitlik, esnek çalışma saatleri ve evden çalışılabilen programlarını geliştiren firmalar, kadınların lider rollerde yer almasını kolaylaştırıyor. İş dünyasında kadınları daha yukarı seviyeye taşımak adına geleneksel yaklaşımların aksine, daha çeşitli emeklilik programı, cinsiyete göre sağlık programı ve yatırım eğitimleri gibi uygulamaları hayata geçiren firmalar daha başarılı oluyor.
Amerika ve Kanada özellikle emeklilik ve birikim programları gibi kadınlara özel programlarda ilk sırada yer alıyor. Firmaların yüzde 50’si kadın sağlığı ve bunu destekleyen programların kadınları işe alma ve elde tutmada çok önemli olduğunu belirtiyor ve yüzde 22’si cinsiyete özel analizler yapıyor. Ancak firmaların yüzde 9’u kadına özel sağlık programı ve finansal danışmanlık veriyor.
Geçen yıl gerçekleştirilen araştırmanın sonuçlarına göre, çeşitlilik ve farklılık programlarında yer alan erkek sayısı da yüzde 49’dan yüzde 38’e düştü.
Araştırmanın sonuçlarına göre, kadınlar adaptasyon, takım yönetimi ve duygusal zeka konularında erkeklerden daha başarılı performanslar gösteriyor.
Ücret eşitliğinde hiç ilerleme yok
Kadının işgücünde temsilinde ücret eşitliği çok önemli bir madde olarak karşımıza çıkarken 2014 yılı araştırmasından beri bu konuda hiçbir ilerleme tespit edilemedi. Ücret eşitliğinde yüzde 40 ile Amerika ve Kanada ilk sırada yer alırken, Avrupa yüzde 28 ve Asya yüzde 25 olarak sıralanıyor. Dünyada genel olarak bu oran yüzde 34 olarak karşımıza çıkıyor. Firmaların yüzde 29’u performans göstergelerinde cinsiyeti dikkate alırken, kadınların sadece yüzde 28’i kar/zarar tablosu gerektiren roller üstleniyor.
Mercer IMETA Bölgesi Pazarlama Direktörü Işıl Çayırlı Ketenci, konuyla ilgili: “Firmalar özellikle ücret ve terfi konularında eşitliği sağlamalı ve kadınları iş hayatında tutabilmenin yöntemleri üzerinde çalışmalı. Kadınlara yönelik programlarda fark yaratan ve uygulayan firmalar önümüzdeki yıllarda çok daha avantajlı konumda yer alacaklar. Ülkemizde özellikle ücretlerde eşitlik, esnek çalışma modelleri gibi konularda kadın istihdamını destekleyecek çalışmaların öncü firmalarla artış gösterdiğini görüyoruz ancak bunları içselleştirmek ve genele yaymakla bir gelişme kaydedebiliriz” dedi.
PERYÖN Başkanı Sevilay Pezek Yangın de “Kadın liderliği gelişimi PERYÖN’ün odaklandığı konuların başın yer alıyor. Kadınların İşgücüne Katılımı Araştırması, kadının iş hayatındaki etkinliğinin artırılması ve koşullarının iyileştirilmesine yönelik alınması gereken tedbirlere, hayata geçirilmesi önerilen uygulamalara dikkat çekmesi yönünden büyük önem taşıyor. Türkiye’de kadının iş yaşamına katılımı yüzde 30 düzeyinde. Kadın yöneticilerin oranı yüzde 12,2 iken kadın CEO’ların oranıysa yüzde 2 düzeyinde. Kadınlar iş hayatında, “finanstan anlamaz, duygusal davranır, ekip yönetemez” gibi olumsuz ön yargıları yönetmek durumunda kalıyor. Yapılan araştırmalar ise ön yargıların aksini söylüyor. Kadınlar ilişki yönetimi, aynı anda birden fazla işi yapabilme, sonuç odaklılık konularında kadınların daha yetkin olduğunu gösteriyor. Kadınlardan iş yaşamı dışında annelik, eş rolü ve ev işleri gibi birçok dinamiği de kariyerleriyle beraber yönetmeleri bekleniyor. Kadın liderliğinin teşviki ve kadınların istihdama katılımını artırmak için kadınlar, eğitim yıllarından itibaren yönetim rolleri için teşvik edilmeli. Kendi işlerini kurmaları ve istihdam yaratacak lider rollerine gelmeleri konusunda desteklenmeli. Toplum üzerinde etkileri olan film, dizi ve programlarda da örnek olabilecek, iş ve özel hayatında mutlu ve başarılı kadınlara yer verilmeli. Ayrıca ücret, işe alım ve terfi süreçlerinde cinsiyete özel kriterler tanımlanmaması, adil davranılması, işyerinde anne-baba dostu uygulamaların artırılması alınabilecek tedbirler arasında yer alıyor. İş hayatında cinsiyet çeşitliliği ve kadının güçlendirilmesi, ekonomik ve sosyal kalkınmanın en önemli gerekliliğini oluşturuyor. Yönetimde çeşitlilik, yaratıcılık ve yenilikçiliği tetikliyor, çeşitliliğe sahip yönetim kurulları daha iyi kararlar alıyor, şirketleri daha yüksek finansal performans elde ediyor. Bu yüzden iş hayatında kadınların yönetici rollerini üstlenmeleri, kadınların istihdama katılımı ve etkinliğini artırmak en önemli hedeflerimizden biri olmalı” açıklamasını yaptı.