
Filistinlilerin yüzde 71’i “Savaşın bir kazananı yok” diyor…
Gazze, bugün yalnızca fiziksel değil duygusal bir enkazın da ortasında. Barem’in global ortağı Worldwide Independent Network (WIN) ve Filistin Kamuoyu Merkezi (PCPO) ile gerçekleştirdiği saha çalışması, savaşın ardından Filistin halkının ruh hâline dair çarpıcı bir tablo çizerken, Filistin toplumunun duygularına, beklentilerine ve geleceğe bakışına dair de önemli tespitler yapıyor…
8–12 Ekim 2025 tarihleri arasında Gazze Şeridi’nde rastlantısal olarak seçilen 301 kişiyle yapılan araştırma, savaş sonrası duygusal manzarayı rakamlarla somutlaştırıyor. Katılımcıların yüzde 71,1’i savaşın bir kazananı olmadığını söylüyor. İsrail ya da Hamas’ı kazanan olarak görenlerin oranı ise yüzde 11’de kalıyor. Bu sonuç, ideolojik kutupların ötesinde, halkın yaşanan yıkımı “zafer” değil “kayıp” olarak gördüğünü ortaya koyuyor.

Kırılgan huzurun gölgesinde

Ateşkesin ardından görüşülenlerin yarısından fazlası (yüzde 53,8) “tedbirli bir rahatlama” hissediyor. Ancak bu geçici huzur hâli, toplumsal belirsizlik ve psikolojik yorgunlukla iç içe. Araştırma bulgularına göre, Gazze’de yaşam yeniden kurulmaya çalışılırken halkın önemli bir kısmı hâlâ korku, güvensizlik ve tükenmişlik duygularını taşıyor. Savaşın yarattığı ekonomik ve sosyal tahribat, günlük yaşamın hemen her alanında hissediliyor.
Hayatı yeniden kurma zamanı!


Katılımcılar, öncelikli ihtiyaç olarak yeniden yapılanma, insani yardım ve altyapı yatırımlarını sıralıyor. Yani öncelik artık “hayatı yeniden kurmak“.
Araştırma sonuçları, savaş sonrası Gazze toplumunun önceliklerinin büyük ölçüde somut ihtiyaçlara yöneldiğini ortaya koyuyor. Katılımcıların yüzde 41,5’i yeniden inşayı en acil mesele olarak görüyor. Yıkılan evlerin, altyapının ve temel hizmetlerin onarımı, kamuoyunun birincil talebi haline gelmiş durumda. Bu oran, savaş sonrası dönemin psikolojik olduğu kadar fiziksel bir toparlanma süreci olarak da algılandığını gösteriyor.
Yeniden inşayı, yüzde 20,3 ile insani yardım ve yüzde 13 ile ulusal birlik takip ediyor. Bu bulgular, halkın hem temel ihtiyaçların karşılanmasını hem de iç uzlaşıyı kalıcı barışın ön koşulu olarak gördüğüne işaret ediyor.
Daha az oranda dile getirilen göç (yüzde 7) ve hesap verebilirlik (yüzde 1,7) temaları ise Filistinlilerin kısa vadede çözüm aradığı öncelikler arasında ikinci planda kalıyor. Genel tablo, Gazze halkının savaş sonrası dönemi “yeniden yapılanma ve toparlanma” süreci olarak gördüğünü ve gündemini bu doğrultuda şekillendirdiğini gösteriyor.
Mısır’ın rolü daha “etkili”

Araştırmada dikkat çeken bir diğer bulguyu, barış sürecinde rol alan uluslararası aktörlere yönelik değerlendirmeler oluşturuyor. Katılımcıların yüzde 83,5’i Mısır’ın arabuluculuğunu olumlu bulurken, ABD’nin rolü konusunda görüşler belirgin biçimde bölünmüş durumda (yüzde 44,5 olumlu). Bu sonuç, bölge halkının diplomatik süreçlerde bölgesel aktörlere daha fazla güven duyduğunu, dış müdahalelere ise mesafeli yaklaştığını ortaya koyuyor.
Gazze’nin geleceğine dair temkinli umut

Araştırma verileri, Gazze halkının geleceğe yönelik bakışında temkinli bir iyimserliğin hâkim olduğunu gösteriyor. Katılımcıların yüzde 40,9’u “kademeli iyileşme” beklediğini belirtirken, yüzde 38,9’u “uzun süren zorlukların” devam edeceğini düşünüyor. Bu oranlar, savaşın ardından halkın duygusal olarak umut ve gerçekçilik arasında konumlandığını ortaya koyuyor.
Öte yandan, yalnızca yüzde 9,6’lık bir kesimin “olumlu siyasi değişim” beklentisi içinde olması, siyasal çözüm konusunda güvenin sınırlı kaldığını gösteriyor. Yüzde 10,6’lık “emin değilim” yanıtı ise belirsizlik duygusunun hâlâ güçlü olduğunu işaret ediyor. Sonuç olarak, Gazze’nin geleceği halkın gözünde bir “yeniden inşa” umuduyla birlikte, uzun soluklu bir mücadelenin gölgesinde şekilleniyor.
Araştırmanın Metodolojisi
8–12 Ekim 2025 tarihleri arasında Gazze Şeridi’nde rastlantısal olarak seçilen 18 yaş üzeri 301 kişiyle yapılan araştırmada bilgisayar destekli telefon görüşmeleri (CATI) yöntemi kullanıldı. Yüzde 95 güven düzeyinde tutulan araştırmada hata payı yüzde ±5,6’dır.
Barış ve istikrar arzusu
WIN Grup Üyesi Dr. Nabil Kukali, anket sonuçlarının savaş sonrası Filistin kamuoyunun net bir fotoğrafını ortaya koyduğunu vurguluyor. Dr. Kukali, bulguların çatışmanın yüksek maliyetine dair derin bir farkındalığı yansıttığını ve şiddet döngüsünü sonlandırarak barış ve istikrara doğru ilerlemek için güçlü bir arzu ortaya koyduğunu belirtirken: “Savaş artık halk tarafından bir kahramanlık eylemi olarak değil, gelecek nesilleri tehdit eden insani ve ekonomik bir yük olarak görülüyor” diyor.
Dr. Kukali’ye göre, Arap ve uluslararası desteklerle, Gazze üzerinde doğrudan yabancı vesayet veya yönetimi reddeden; güvenliği sağlayan, yeniden yapılanmayı destekleyen ve ulusal meşruiyeti koruyan adil bir çözüm, çatışmayı sona erdirmek için toplumda net bir kamuoyu oluşmasını mümkün kılacaktır.