
Ekolojik borç 22 yıla dayandı! 1,8 dünya varmış gibi tüketiyoruz…
Ekolojik Ayak İzi kavramının öncüsü Global Footprint Network, New York Üniversitesi’nin ulusal ayak izi ve biyokapasite hesaplamalarına dayanarak, 2025 yılı Dünya Limit Aşımı Günü’nü 24 Temmuz olarak açıkladı. Bu tarih, insanlığın doğaya olan yıllık talebinin, Dünya’nın aynı sürede bu kaynakları yenileme kapasitesini aştığı günü simgeliyor. Gıda, enerji, orman ürünleri ve karbon emisyonları gibi başlıklar temel alınarak yapılan bu hesaplamalar, gezegen üzerindeki baskının boyutunu ortaya koyuyor.
Bugün insanlık, doğanın kaynaklarını, dünyanın kendini yenileme hızından yüzde 80 daha hızlı tüketiyor. Yani mevcut yaşam tarzımızla, 1,8 dünya varmış gibi yaşıyoruz. Bu aşırı tüketim; ormansızlaşma, toprak erozyonu, biyoçeşitlilik kaybı, atmosferdeki karbondioksit yoğunluğunun artması ve giderek sıklaşan aşırı hava olayları gibi etkilerle kendini gösteriyor. Bununla birlikte, gıda ve enerji krizleri gibi günümüzün en yakıcı sorunlarının temelinde de bu dengesizlik yatıyor.
Veriler ne anlatıyor?
Dünya Limit Aşımı Günü, Birleşmiş Milletler kurumları tarafından sağlanan ulusal ayak izi ve biyokapasite verileriyle hesaplanıyor. Bu veriler düzenli olarak güncelleniyor ve geçmiş yıllara ait hesaplamalar da bu güncellemeler ışığında revize ediliyor. 2025 hesaplamalarında öne çıkan değişken ise okyanusların karbon tutma kapasitesinin aşağı yönlü revize edilmesi oldu. Bu güncelleme, kişi başına düşen ekolojik ayak izini artırırken, biyokapasiteyi düşürdü. Sonuç olarak, bu yıl Dünya Limit Aşımı Günü, geçtiğimiz yıla göre sekiz gün erkene çekildi. Bunun yedi günü, doğrudan veri güncellemelerinden kaynaklandı.
22 yıllık ekolojik borç
İnsanlık, 1970’ten bu yana gezegenin kendini yenileme kapasitesini aşmaya devam ediyor. Limit Aşımı Günü, neredeyse her yıl biraz daha erkene geliyor. Bugün itibarıyla insanlık, doğaya 22 yıllık bir ekolojik borç yüklemiş durumda. Eğer bu borcu telafi edebilseydik, Dünya’nın tam kapasiteyle çalışarak 22 yıl boyunca sadece bu açıkla ilgilenmesi gerekecekti. Ancak mevcut tüketim hızı devam ederse, bu borç her yıl yaklaşık 0,8 “Dünya yılı” kadar daha büyümeye devam edecek.
Tarihi geri almak mümkün…
WWF-Türkiye, Dünya Limit Aşımı Günü’nü ileri bir tarihe çekmenin mümkün olduğuna dikkat çekiyor. Örneğin, fosil yakıtlardan kaynaklanan karbon salımının yüzde 50 oranında azaltılması bu tarihi üç ay ileriye taşıyabilirken, otomobil kullanımının azaltılması 13 günlük bir kazanım sağlayabiliyor. Gıda israfını önlemek, yenilenebilir enerjiye geçiş yapmak, ulaşımda doğa dostu tercihlerde bulunmak ve daha sürdürülebilir ürünler tüketmek gibi adımlar, hep birlikte daha yaşanabilir bir geleceğin kapısını aralayabilir.
“Doğayla uyumlu yaşamı sadece bir tercih değil, zorunluluk olarak görmeliyiz”

WWF-Türkiye Genel Müdürü
WWF-Türkiye Genel Müdürü Ömür Kula, bu kritik eşiğe dikkat çekerek şunları söyledi:
“Doğanın bir yıl içinde bize sunduğu kaynakları yalnızca yedi ayda tüketmiş olmak hem ülkemizde hem de dünyada yaşamın sürdürülebilirliği açısından alarm verici bir gösterge. Türkiye gibi, iklim krizinden doğrudan etkilenen ve biyolojik çeşitliliğiyle öne çıkan bir ülkede, doğayla uyumlu yaşamı sadece bir tercih değil, zorunluluk olarak görmeliyiz. Bugün içinde bulunduğumuz ekolojik borç durumu, artık erteleyecek zamanımız kalmadığını açıkça ortaya koyuyor. Karar vericilerden iş dünyasına, bireylerden yerel yönetimlere kadar hepimiz, atacağımız her adımda, yapılacak her yasal düzenlemede, alınacak her kararda doğaya olan borcumuzu azaltacak tercihleri atmakla yükümlüyüz. Unutmayalım ki günü kurtarmaya yönelik atılan adımlar, eskisinden çok daha kısa vadede, gıda, enerji, iklim krizi olarak karşımıza çıkıyor. WWF-Türkiye olarak bu dönüşümün mümkün olduğuna inanıyoruz; yeter ki değişimin parçası olmayı seçelim.”