Editörler Platformu’ndan Gezi Parkı Direnişi’ne ilişkin basın açıklaması
Editörler Platformu’nun Gezi Parkı Direnişi için yayınladığı basın bildirisi:
Gezi Parkı Direnişi için bildiri
Sansürün her türlüsü virüstür. En sinsi, en yaralayıcı, en ölümcül olanı da otosansürdür. Otosansürün köreltici, gerçeği denetim altına alan, uyuşturucu karakteri ona yadsınamaz bir “yasallık” kazandırmıştır. Toplumlar bu virüse bağışıklık kazanırlarsa özgür düşünceyi, gerçeği karakutuya tıkarlar. Nedense, istikrarlı biçimde o karakutular hep kayıptır ya da iktidar sahiplerince yok edilir.
Kişi fikirlerini açıkça dile getiremiyorsa ancak sahte bir yaşama eyleminden söz edilebilir. Korku, sinmişlik bir yaşama biçimi değil, ölme biçimidir. Bir ağaç basit bir simge olabilir, yaşadıkça canlı bir simgedir: Özgürce yaşamak isteyen insanlar kukla değildir. Kimse yaşama iradesini, yeryüzündeki en temel özgürlük olan nefes alma özgürlüğünü denetim altına alamaz. Nefes almayan bir toplum düşünemez: düşünmeyen bir toplum geriler, tek bir düşünceye hapsolur, tektipleştirilir. Geri kafalılığın, dargörüşlülüğün kuklası haline gelir. Artık yaşanan toprak, toprak değil kör noktadır. Toplumlar “yaşanacak yer” kurarlar, “ölünecek yer” değil.
Biz, özgür, bağımsız düşünceyle yazılan kitapların bir özgürlük alanı oluşturduğuna, bu kitaplarla kurulan dostluğun dönüştürücü, gerçek bir ilişkiye hayat verdiğine inanıyoruz. Kitaplarla nefes alıyor, kitaplarla varoluyoruz. Çünkü özgür, bağımsız, yaratıcı düşünceye merak duyuyor, bilgiyi ve özgür düşünceyi yaymak suretiyle gerçeği bilmek ve paylaşmak istiyoruz.
Türkiye Medyası karakutuları açma iradesini bir an önce gösterip gerçeği dile getirebilmelidir.
Gün “küçük bir azınlık” ya da “marjinal” olduğu iddia edilen, görmezden gelinen, ötekileştirilmeye çalışılan insanların nefes alma özgürlüğünü bir arada, yan yana icra etme günüdür. Farklı renklerin estetiğini, direnme gücüyle birleştirip direnmenin estetiğini sergileme günüdür. Gün güzelden, iyiden yana, bağımsızca, korkusuzca yaşadığımızı, nefes alma hakkımızı kullandığımızı dile getirme günüdür.
Bu dumanı, gaz bulutunu kaldırın, bırakın herkes nefes alsın, zihinler aydınlansın.
Silah korkaklığın simgesidir.
İnsan da ağaç gibi direndikçe güzeldir.