Ekrem Ekicigil: “Kişiselleştirmede yeni bir dönem başlıyor”
ECHO Summit’in “Running MAC” oturumunda Adform Account Director Ekrem Ekicigil, çerezsizlik çağı ve bu süreçte nasıl ayakta kalınabileceğinin detaylarını konuştu.
Toplamda 12 oturumda 22 sektör profesyonelinin sunumuyla e-ticaretin yeni dinamiklerinin keşfedildiği ECHO Summit’in “Running MAC” oturumunda Adform Account Director Ekrem Ekicigil, çerezlerin olmadığı bir dünyada markaların tüketici verisini nasıl toplayıp kullanması gerektiğini anlattı.
Ekicigil Adform olarak gerçekleştirdikleri çalışmalara değinerek, “Bir süredir birinci taraf verileri kullandığımız çözümler üzerinde çalışıyoruz. Birincil taraf veriler sayesinde erişim ve tıklamalarda gözle görülür artış elde ettik,” dedi ve ekledi: “Gerçekleştirilen kampanyaların sonuçlarında yüzde 66’ya varan performans artışı gördük. Cookie’lerin nasıl çalıştığını düşünecek olursak, bugün hayata geçirdiğimiz tüm hedefleme stratejilerini, kişiselleştirilmiş reklam stratejilerini cookie’ler sayesinde mümkün oluyor. Ancak bugün yalnızca üçüncü taraf cookie’leri destekleyen tarayıcılardan bunu gerçekleştirebiliyorsunuz. Eğer bir tarayıcı (Safari ve FireFox gibi) cookie’leri desteklemiyorsa stratejilerinizden yeterince verim alamıyorsunuz.”
Pazarlama ve reklam süreçlerinde hem kanal hem de iletişim türü kapsamında bütüncül bir yaklaşımın getirilerine de değinen Ekicigil, kişiselleştirilmiş reklamlarda hibrit çözümlerden bahsetti. Ekicigil sözlerini şöyle sürdürdü: “Kişiselleştirilmiş reklam denilince çoğu müşterinin aklına belirli bir format üzerinden gerçekleştirilen reklamlar geliyor. Örneğin bir ayakkabıya bakıyorsunuz sonra o ayakkabı internette reklam olarak karşınıza çıkıyor. Bazı markalar ise kişiselleştirme ve hedefleme açısından tamamen geleneksel çözümlerle karşımıza çıkıyor. Bazı firmalar ise bunu hibrit bir şekilde yapıyor. Yani şablonların yanı sıra geleneksel çözümler de sunuyor. Örneğin yine bir ayakkabıya baktık diyelim. Yine bu ayakkabı internette karşımıza çıkıyor ama örneğin düz beyaz bir zemin önünde değil de, arka planında ilgi alanımız olan unsurlara yer vererek karşımıza çıkıyor. Böylelikle ayakkabının çekiciliğini artırıyor.”