
Dikkat! Tüketici karanlık ticari uygulamaların farkında…
Dijitalleşmeyle birlikte tüketici alışkanlıkları büyük bir değişim geçiriyor. Online alışveriş, kişisel veri paylaşımı ve sosyal medya etkileşimleri gibi faktörlerle şekillenen dijital tüketici davranışları, markalar için önemli bir rehber oluşturuyor. Ancak bu dönüşüm, gizli ücretler, zorlaştırılmış iptal süreçleri, yanıltıcı yönlendirmeler, zorunlu veri paylaşımı ve sahte aciliyet gibi karanlık ticari uygulamalarla gölgeleniyor. Peki, tüketicilerin en çok mustarip olduğu karanlık ticari uygulamalar hangileri? Türk halkı kişisel verilerini paylaşırken nelere dikkat ediyor? Ticaret Bakanlığı ve AKADEMETRE iş birliğiyle yapılan “Dijital Mecralarda Reklam ve Haksız Ticari Uygulamalar Araştırması” bu sorulara yanıt arıyor.
Online alışveriş ve dijital medya kullanımı artarken dijital dünyadaki tüketici davranışları da günbegün karmaşıklaşıyor. “Dijital Mecralarda Reklam ve Haksız Ticari Uygulamalar Araştırması”na göre katılımcıların yüzde 48’i dijital mecraları yoğun kullanıyor; iletişim kurma, içerik arama ve sosyal medya takibi gibi alanlarda aktifler. Ayrıca, her 10 internet kullanıcısından 7’si online alışveriş yapıyor ve ağırlıklı olarak online pazaryerlerini tercih ediyor.
Tüketiciler kişisel veri paylaşımında temkinli

İnternet siteleri veya mobil uygulamalar üzerinden alışveriş yapan tüketiciler, kişisel verilerinin nasıl kullanıldığı konusunda endişe duyuyor. Araştırmaya göre katılımcıların yüzde 80’i yalnızca zorunlu hizmetler için veri paylaşımına sıcak bakıyor. Ancak birçok şirket, indirim, puan kazanımı ve kişiselleştirilmiş önerilerle kullanıcıları daha fazla veri paylaşmaya yönlendiriyor. Bu da zorunlu veri paylaşımı (Privacy Zuckering) olarak adlandırılan karanlık ticari uygulamanın bir örneği olarak karşımıza çıkıyor.

İnternetten alışveriş yapanların yüzde 60’ı, veri talebinin tüketiciyi bilgilendirme ve gündemde tutma amacı taşıdığını düşünse de kötüye kullanım endişesi yüksek.
Dijital manipülasyona dikkat!

Sosyal medya davranışları ve influencer’lara bakış
Araştırmaya göre kullanıcılar, influencer içeriklerini sorguluyor, sahte ve yanıltıcı reklamlara karşı daha temkinli yaklaşıyor. Sosyal medya üzerinden ürün tanıtan influencer’ların en önemli gerekçesi size göre nedir?

Araştırmaya göre, tüketiciler influencer’ların paylaşımlarını artık daha fazla sorguluyor, sahte ve yanıltıcı reklamlara karşı daha temkinli yaklaşıyor. Kullanıcıların yüzde 70’i influencer’ların asıl amacının ticari kazanç sağlamak olduğunu düşünüyor.
Ancak influencer iş birliklerinin birçoğu, “gizli reklam” (Stealth Marketing) yöntemiyle tüketiciyi fark etmeden belirli ürünleri satın almaya yönlendiriyor. Birçok içerikte “iş birliği” veya “reklam” ibaresi yer almazken, influencer’lar tarafsız bir deneyim paylaşıyor gibi gösteriliyor.
Araştırmaya göre, her 10 internet kullanıcısından 6’sı yanıltıcı veya manipülatif içeriklere sahip reklamlara maruz kalıyor. Bu reklamlar, tüketicileri satın almak istemedikleri ürün veya hizmetleri almaya zorluyor.
Yanıltıcı yönlendirme (Misdirection) ve daha pahalı seçeneğin öne çıkarılması (Forced Continuity) gibi karanlık ticari uygulamalar, tüketicileri istemedikleri aboneliklere veya gereksiz harcamalara sürüklüyor.
Tüketiciler arama motorlarında “reklam” ibaresini görmüyor…

Arama motorları, internet kullanıcıları için en önemli bilgi kaynağı olsa da araştırma bulguları bu içeriklerin algılanışına dair çarpıcı veriler sunuyor.
Her 10 internet kullanıcısından 6’sı arama motorlarını bilgi edinmek için kullanıyor. Ancak, sonuçlar gösteriyor ki tüketicilerin büyük bir kısmı “Reklam” ibaresini gözden kaçırıyor ve ilk çıkan bağlantıya tıklıyor. Bu, şirketlerin arama motorlarında en üst sıralarda yer almak için büyük reklam bütçeleri ayırmasının temel nedenlerinden biri.
Bu durum, gizlenmiş reklamlar (Obfuscated Advertising) ile ilişkili olup, kullanıcılara doğal içerik gibi sunulan reklamların tüketici tercihlerini yönlendirmesinin önünü açıyor.
Tüketici yorumlarına güveniliyor mu?

Dijitalleşen alışveriş dünyasında tüketici yorumları, potansiyel alıcılar için önemli bir referans noktası. Ancak araştırmaya göre her 2 kullanıcıdan 1’i yorumların tarafsız olmadığını düşünüyor.
Bazı kullanıcılar, olumsuz yorumların sansürlendiğini veya tamamen kaldırıldığını belirtiyor. Bu da yanıltıcı sosyal kanıt (Fake Social Proof) ve seçici içerik gösterimi (Review Manipulation) uygulamalarının varlığına işaret ediyor.
İndirimli satışlar kişiselleştirilmiş fiyatlar

Her 10 kişiden 7’si alışveriş platformlarındaki indirimli fiyatların gerçekçi olmadığına inanıyor, bu da fiyat manipülasyonlarının güvensizlik yarattığını gösteriyor. Dinamik fiyatlandırma, her 2 kişiden 1’inin alışveriş deneyimini olumsuz etkilerken, her 10 kişiden 4’ü kişiselleştirilmiş fiyatlarla karşılaştığını belirtiyor. Dijital izlerin takip edilerek fiyatlandırma yapılması, tüketicilerin gizlilik ve veri güvenliği endişelerini artırıyor.
Araştırma bulguları, Türkiye’de dijital tüketicilerin giderek daha fazla manipülatif ticari uygulamalara maruz kaldığını gösteriyor. Yanıltıcı reklamlar, zorunlu veri paylaşımı, influencer iş birlikleri, dinamik fiyatlandırma ve arama motorları gibi dijital alanlarda uygulanan karanlık ticari taktikler, tüketici haklarını tehdit ediyor.
Bu noktada tüketici farkındalığının artırılması, yanıltıcı uygulamalara karşı regülasyonların sıkılaştırılması ve şeffaflık ilkelerinin uygulanması, karanlık ticari uygulamaların etkisini azaltmada kritik bir rol oynayacak gibi görünüyor.
Araştırmanın metodolojisi
Türkiye Cumhuriyeti Ticaret Bakanlığı ve AKADEMETRE iş birliğiyle gerçekleştirilen “Dijital Mecralarda Reklam ve Haksız Ticari Uygulamalar Araştırması”, Türkiye’yi temsilen İstanbul, Ankara, İzmir, Adana, Antalya, Bursa, Konya, Kocaeli, Gaziantep, Şanlıurfa, Manisa, Kayseri, Samsun, Balıkesir, Aydın, Tekirdağ, Van, Trabzon, Malatya, Erzurum, Mardin, Zonguldak, Ağrı, Kastamonu ve Kırıkkale illerinde ikamet eden 15 yaş ve üstü bin internet kullanıcısıyla yüz yüze görüşme tekniğiyle gerçekleştirildi.
Reklamlarda cinsiyet eşitliği artıyor ama kapsayıcılık hâlâ eksik