Dijital reklam panolarının iklim faturası ne kadar kabarık?
Dijital reklam panolarının kağıt ve baskı masraflarını ortadan kaldırarak ekosisteme fayda sağladığı düşünülebilir. Ancak genellikle şehirlerin işlek yerlerinde rengarenk ışıklar eşliğinde dönüp duran reklamlar için harcanan elektrik düşünüldüğünde iklim krizinin dijital panolara kestiği fatura kabarıyor. İklim krizinin etkileri her geçen gün kendini daha somut olarak gösterirken markalar, sürdürülebilir politikalar ortaya koymaya özen gösteriyor. Peki dijital reklam panoları sürdürülebilirliğin neresinde yer alıyor?
Bu ayın başlarında Greenpeace İngiltere, Twitter’da üzerine sprey boyayla “Bu reklam, ortalama üç hanenin kullandığı elektriği kullanıyor. Küresel ısıtma makinesi” yazılı bir reklam panosu paylaşmıştı. Ardından geçtiğimiz günlerde Fransa sokaklarında gece boyu yanan tabelaların ışıklarını söndüren genç iklim aktivistlerinin videosunun da sosyal medyada çok konuşulması dijital reklam panolarının iklim krizine olan etkileri üzerine bir kez daha düşünülmesine sebep oldu. Dijital reklam panoları, gerçekten “küresel ısıtma makineleri” mi? Cevap biraz karmaşık…. Elektronik her cihaz enerji kullanıyor, burada mesele sektörün enerji kullanımına karşı ne kadar sorumluluk aldığı…
Dijital reklam panoları, gerçekten “küresel ısıtma makinesi” mi?
Avrupa’daki şehirlerde, dijital reklam tabelalarının on binlercesi her yıl birkaç ev değerinde enerji tüketiyor. Medya sahiplerinin, analogdan dijitale geçiş yaparken nasıl hareket ettiği oldukça önemli. Outsmart’ın İçgörü ve Etkinlik Direktörü Tim Lumb, medya sahiplerinin karbon etkilerini ciddi şekilde azalttığını, enerji verimli tedarikçilere ve tedarik zincirlerine öncelik verdiğini, yenilenebilir enerji satın aldığını ve karbonu dengelediğini söyleyen bir savunma yayınladı. Fosil olmayan yakıt filolarını benimsemekten plastik kahve fincanlarını terk etmeye kadar her şeyin masaya yatırıldığını belirtti.
Reklamverenler tüketici duyarlılığının farkında
Medya ajansı Zenith’in Baş Strateji Sorumlusu Richard Kirk, “son derece görünür ve fiziksel olarak somut” olduğu için dijital reklam panolarının daha geniş bir reklam karşıtı duyarlılığın yükünü taşıdığına inanıyor. Ancak sektörün “anlatacak çok daha iyi bir sürdürülebilirlik hikayesi” olduğunu da ekliyor. Ajanslar artık etkilerini dengelemek için tüm medya ekosistemindeki karbon ayak izlerini hesaplıyor çünkü tüketici duyarlılığının en büyük kirleticilere karşı tepkilere neden olduğunu biliyorlar.
Karbon ayak izine yüzde 28 eklendi
Cavai’den yapılan bir araştırma, ortalama bir dijital reklam gösteriminin atmosfere 0,4 ila 9,65 kilometre arasında elektrikli bir araba sürmek, 1,5 ila 35 saniye arasında 40 inçlik televizyon seyretmek kadar atmosfere karbondioksit saldığını tahmin ediyor. Öte yandan Birleşik Krallık’taki ortalama yıllık ev elektrik tüketiminin yılda 3,760,000 watt olduğunu tahmin ediliyor, bu da 26.857.142 reklam gösterimine eşdeğer. Ayrıca, reklamcılık muhtemelen 2019’da Birleşik Krallık’taki her bir kişinin yıllık karbon ayak izine fazladan yüzde 28 ekledi.