
Bumerang gençler: Yuvaya dönenlerin sayısı artıyor
Son yıllarda Türkiye’de ve dünyada sıkça karşılaşılan bir toplumsal olgu dikkat çekiyor: Üniversite mezunu gençlerin, mezuniyet sonrası ya da bir süre iş hayatını deneyimledikten sonra yeniden aile evine dönmeleri. Bu gençlere verilen isim ise oldukça dikkat çekici: “Bumerang gençler”. Tıpkı bir bumerang gibi, çıktıkları yuvaya geri dönen bu gençler, sadece bireysel yaşamlarıyla değil, aynı zamanda sosyal yapılarla, konut piyasasıyla ve iş gücü dinamikleriyle de yakından ilgili bir dönüşümün göstergesi.
“Bumerang genç” terimi, sosyologlar ve ekonomistler tarafından 2000’li yılların başından itibaren daha sık kullanılmaya başlandı. Terim, üniversiteyi bitirip kısa ya da uzun süreli bağımsız bir hayat sürdüren ancak ardından tekrar anne-baba evine dönen genç yetişkinleri tanımlamak için kullanılıyor. Bu dönüşün nedenleri çeşitlilik gösterse de, temelinde ekonomik zorluklar, işsizlik, düşük ücretler, yüksek kiralar ve belirsiz gelecek beklentileri yer alıyor.
Türkiye’de Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) ve çeşitli araştırma kuruluşlarının verileri, 25-34 yaş arası gençlerin önemli bir kısmının hâlâ ailesiyle yaşadığını gösteriyor. Gençlerin evden ayrılma yaşı giderek yükseliyor; evlilik yaşı erteleniyor; kendi başına bir hayat kurma süreci ekonomik nedenlerle sekteye uğruyor. Özellikle büyük şehirlerde yükselen konut fiyatları ve düşük başlangıç maaşları bu döngüyü hızlandırıyor. Aynı zamanda pandemi sonrası artan uzaktan çalışma imkanları da, bireyleri tekrar aile evine dönmeye yönelten bir başka etken oldu.
Sebep yalnızca ekonomik değil…
Her ne kadar ekonomik gerekçeler ön planda olsa da bumerang gençlik olgusunun sadece maddi koşullarla açıklanması mümkün değil. Z kuşağının hayatla kurduğu ilişki, aidiyet duygusu, bireysellik anlayışı ve hayat beklentileri de bu dönüşte rol oynuyor. Özgürlükle güvenli alan arasında salınan bu kuşak, aile evini sadece maddi bir liman değil, aynı zamanda duygusal bir sığınak olarak da görüyor.
Bumerang gençlik, ebeveynler üzerinde ekonomik ve psikolojik bir yük oluşturabiliyor. Öte yandan aile içi ilişkilerin yeniden tanımlanmasını, kuşaklar arası etkileşimin artmasını ve geleneksel aile yapısının evrim geçirmesini de beraberinde getiriyor. Ayrıca konut politikalarından iş piyasasına kadar pek çok alanın bu olguyu dikkate alarak şekillendirilmesi gerektiği açık.
Yeni normal mi, geçici bir durum mu?
Bumerang gençlik, sadece gençlerin başarısızlığı ya da bağımsızlıktan kaçışı olarak okunmamalı. Aksine bu, sistemin genç bireylere sunduğu yaşam olanaklarının bir yansıması. Bu gerçeklik, geleceğin sosyal politikalarının, iş modellerinin ve konut stratejilerinin yeniden düşünülmesini zorunlu kılıyor. Belki de bu bumerang hareketi, yeni bir toplumsal modelin işaret fişeğidir…
Instagram, TikTok, YouTube… Sosyal medya yarışında hangi platform önde?