
Aktif giyim trendinin önlenemeyen yükselişi
Günümüzün hızla değişen yaşam ritmi, giyim tercihlerinde fonksiyonellik ve rahatlığı ön plana çıkarıyor ki bu da aktif giyimin, spor yaparken ya da günlük yaşamda konforlu ve şık hissetmek isteyenlerin favorisi olmasını sağlıyor. Teknik kumaşların sunduğu nefes alabilirlik ve esneklik gibi özellikler, athleisure akımıyla birleşerek spor salonlarından sokak modasına geniş bir kullanım alanı yaratıyor. Spor giyim parçalarının günlük kombinlerde kullanılmasıyla ortaya çıkan bu akım, özellikle genç tüketiciler ve sosyal medya etkisiyle hızla büyüyor. Ünlülerden influencer’lara geniş bir kitle, fonksiyonel ve estetik kıyafetleri bir arada tercih ediyor…
Athleisure, yani spor giyimin günlük moda ile iç içe geçtiği trend, günümüzün en güçlü moda akımlarından biri. Ancak kökleri 20. yüzyıl başlarına dayanıyor. 1920’lerde Fransız tasarımcı Jean Patou, tenis oyuncusu Suzanne Lenglen için tasarladığı tenis eteğiyle spor ve modayı bir araya getirdi. 1930’larda Champion gibi markalar, işçiler için dayanıklı ve rahat kapüşonlu sweatshirtler üretmeye başladı. 1958’de spandeks kumaşın icadı, esnek ve hareket kabiliyeti yüksek kumaşların aktif giyimde standartlaşmasını sağladı.
2000’li yılların ortalarında yoga pantolonlarının yükselişiyle Lululemon gibi markalar, fonksiyonel ve şık koleksiyonlarıyla spor giyimle günlük modayı birleştirdi. Bu tasarımlar, kullanıcıların spor salonundan dış mekanlara rahatlıkla geçiş yapmasını sağladı.

Pandemi dönemiyle evde geçirilen zamanın artması, giyim alışkanlıklarını kalıcı şekilde değiştirdi. Ev konforunu önceliklendiren tüketiciler, spor taytları ve oversize sweatshirtler gibi aktif giyim ürünlerini dış mekanlarda da tercih etmeye başladı. Aktif giyim, pandemi sonrası sadece spor giyim kategorisi olmaktan çıkarak hayatın her alanına yayılan bir yaşam tarzı haline geldi.
2025’ten 2033’e aktif giyimde dev büyüme beklentisi
Sağlıklı yaşam, konfor arayışı ve fonksiyonel moda anlayışının kesişiminde büyüyen aktif giyim sektörü, önümüzdeki yıllarda da ivme kaybetmeyecek. IMARC Group’un 2025–2033 dönemini kapsayan “Activewear Market Report”una göre, küresel aktif giyim pazarı 2024’te 414,2 milyar dolar büyüklüğe ulaştı. Pazarın, 2025’ten itibaren yıllık ortalama yüzde 5 büyüyerek 2033’te 672 milyar doları aşması bekleniyor.
Türkiye’de ise aktif giyim pazarı, rahatlık odaklı tüketim alışkanlıkları ve athleisure tercihlerinin etkisiyle güçlü bir büyüme trendinde. Cognitive Market Research verilerine göre, Türkiye’deki athleisure pazarı 2025’te yaklaşık 2,28 milyar dolar büyüklüğünde ve 2025-2033 arasında yıllık yüzde 9,8 büyüyerek 2033’te 7,14 milyar dolara ulaşacak.
Fitness kültürünün yaygınlaşması, athleisure modasının günlük yaşama entegrasyonu ve sürdürülebilir tekstil arayışı, bu büyümenin temel dinamikleri arasında. Nefes alabilir, nem tutmayan, esnek ve geri dönüştürülebilir kumaşlarla tasarlanan ürünler, yalnızca spor salonlarında değil, gündelik yaşamda da tercih ediliyor.

Kadınlar arasında özellikle spor taytları ve yoga pantolonları büyük rağbet görüyor. IMARC Group ve GlobalData raporları, bu segmentlerin konfor ve şıklık sunması sebebiyle en hızlı büyüyen ürün grupları olduğunu gösteriyor. Satışların önümüzdeki dönemde yıllık yüzde 7-8 oranında artması bekleniyor. Performans tişörtleri de nem emici ve nefes alabilir teknolojilerle talep görmeye devam ediyor; bu alanda da 2024-2030 döneminde yüzde 6 civarında büyüme öngörülüyor.
Kuzey Amerika pazarı ise güçlü tüketici farkındalığı, teknolojik tekstil yatırımları ve e-ticaretin yaygınlığıyla globalde en yüksek paya sahip. Nike, adidas, Under Armour, Puma, The North Face ve Lululemon gibi markalar, performansın yanı sıra estetik ve sürdürülebilirlik kriterlerine uygun koleksiyonlarla öne çıkıyor.
Pazardaki büyümeyi tetikleyen ana faktörler arasında şu eğilimler öne çıkıyor:
- Sağlık ve spor odaklı yaşam biçimlerinin yaygınlaşması.
- Athleisure akımının, spor kıyafetlerinden günlük şıklığa uzanan ürün taleplerinin artışı.
- Teknik ve sürdürülebilir kumaş yatırımlarıyla moda-performans dengesine odaklanma
- Dijitalleşmenin getirdiği online alışveriş ve influencer etkisi
Aktif giyim trendinin yükselen güçleri: Z kuşağı ve influencer’lar…
Aktif giyim trendinin yükselişinde, Z kuşağının benzersiz tüketim alışkanlıkları ve sosyal medya fenomenlerinin etkisi kritik bir rol oynuyor. Bu genç nesil, sadece ürün satın almakla kalmıyor; yaşam tarzlarını, kimliklerini ve değerlerini yansıtan moda seçimleriyle pazarı şekillendiriyor.
Z kuşağı, rahatlığı ve fonksiyonelliği estetikle birleştiren ürünlere büyük ilgi gösteriyor. Spor salonundan sokak modasına kolaylıkla adapte edilen athleisure parçaları, bu kuşağın günlük stilinde vazgeçilmez hale geliyor. Onlar için aktif giyim, sadece kıyafet değil, sağlıklı yaşam ve sürdürülebilirlik gibi değerlerin dışa vurumu anlamına geliyor.
Aktif giyim pazarı artık sadece sporcuları değil, günlük yaşam tarzını da kapsıyor. Performans kıyafetleri, evde çalışma, dışarı çıkma ve sosyal etkinliklerde de tercih ediliyor. Bu eğilim, sektörü estetik ve fonksiyonel moda yaklaşımıyla günlük hayata entegre ediyor.
“Aktif giyim zihinsel bir geçiş yaratıyor”
Spor salonlarıyla sınırlı kalmayan aktif giyim, bugün sokak modasından ev rahatlığına kadar günlük yaşamın her alanında kendine yer buluyor. Avustralyalı fitness uzmanı Jemma Bracks’e göre, sabahları spor taytı veya performans tişörtü giymek, zihni egzersiz yapmaya, hareket etmeye ve üretkenliğe yönlendiriyor. Bracks bu durumu, “Aktif giyim zihinsel bir geçiş yaratıyor; ‘Hadi kalk, bir şeyler yap!’ mesajı veriyor” sözleriyle ifade ediyor. Araştırmalar da aktif giyimle güne başlayanların motivasyonunun arttığını ve daha fazla hareket ettiğini gösteriyor.
Moda dünyasında da bu eğilim güçleniyor. Markalar, fonksiyonellik kadar estetiğe de odaklanarak, kullanıcıların gün boyu hem rahat hem de stil sahibi hissetmesini hedefliyor. Böylece aktif giyim, fiziksel sağlığın yanı sıra zihinsel iyiliği de destekleyen bir yaşam tarzının önemli bir parçası haline geliyor.
Aktif giyim pazarında öne çıkan markalar
Lululemon: Yoga ve pilates koleksiyonlarıyla başlayan yolculuğunu, athleisure modasının küresel lideri olarak sürdürüyor. Yüksek kaliteli teknik kumaşlar ve şık tasarımlarıyla hem spor hem günlük kullanımda tercih ediliyor. Özellikle kadın tüketiciler arasında yüksek sadakat sağlıyor.
Oysho: İspanyol perakende devi Inditex’in aktif giyim markası olan Oysho, uygun fiyatlı, şık ve fonksiyonel ürünleriyle Türkiye ve global pazarda gençlerin favorisi haline geldi.
Alo Yoga: Sadece spor giyim değil, sağlıklı yaşam kültürünü temsil eden marka, Instagram gibi platformlarda güçlü topluluklara sahip. Influencer iş birlikleri ve sürdürülebilir malzeme kullanımıyla trend belirleyici konumda.
“Aktif giyim özgürlük getirdi”

Wellness & Yoga Trainer
✓ Aktif giyim son yılların kurtarıcısı ve değişen spiritüel uyanışlarla da kendini sıkmadan rahat giyinmenin özgürlüğü olarak hayatımızda yer alıyor. Sadece sporla değil, hareket halindeki koşturmalı günlük yaşamımızda da tercih ediliyor.
✓ Aktif giyim ürünlerinin nefes alan esnek ve yumuşak kumaştan yapılması önemli. Bu alanda alışveriş yaparken aldığım ürünlerin pamuklu olmasına, nefes almasına, özellikle spor yaparken performansı desteklemesine, rahatlığına ve sürdürülebilirliğine önem veriyorum.
✓ Aktif spor ve yoga yaptığım için istediğim tasarımda ve fiyatta giyim ve aksesuar bulmakta zorlanıyordum. Bu sebeple 10 yıl önce Türkiye’deki ilk aktif giyim markalarından birini kurdum ve tasarımlarını yaptım. Son yıllarda bu alanda yerli markaların sayısında da artış var; kimilerinin kumaşlarını iyi buluyorum. Ancak kimileri kumaşlarında hala fazla polyester barındırıyor veya modelleri çok iyi değil.
✓ Yurt dışında aldığımız meşhur global markalar da ülkemize geldi. Çünkü talep var. Ancak yine de yeterince spor yapan ve iyi ürün almaya özen gösteren bir kitle olduğunu düşünmüyorum. Elbette ekonomik koşular ve yüksek fiyatlar da kaliteli ürünlere ulaşımı zorlaştırıyor.
“En önemli konu kumaş kalitesi”

Lululemon Ambassador / Pilates Eğitmeni
✓ Aktif giyim benim için hem rahatlığı hem şıklığı ifade ediyor. Günlük hayatımda rahat ve şıklığı bir arada giymeyi tercih ediyorum.
✓ “İyi bir aktif giyim parçası”nın olmazsa olmaz özelliği kesinlikle kumaş kalitesi! Giyeceğiniz parçanın dikiş kalitesi her şeyi yansıtıyor. Hareket alanını kısıtlamıyor olması en önemli özelliklerinden. Ve tabii ki bu kumaşlar şıklığını korurken, nefes alabilen bir teknoloji kullanılması çok önemli. Böylelikle birkaç yıkamadan sonra ürün formunu kaybetmiyor.
✓ Son yıllarda Türkiye’de yerli aktif giyim markalarının çoğalması bu alana yönelik ilginin ne denli arttığının da bir göstergesi. Ulaşılabilir ama kalitesini kaybetmeyen markaların Türkiye pazarına giriyor olması bence muhteşem. Hepimiz iyi deneyimleri hak ediyoruz. İnsanlar iyi ürünlere erişilebilir fiyatlara ulaşmak istiyor. Bu anlamdaki gelişim hepimizin hayatlarında ve kullanım alanlarında doğru ürünlere ulaşmamızı sağlıyor.
“İyi bir aktif giyim parçası şıklığı, performansı, konforu dengeler”

İstanbul Moda Akademisi (İMA) Direktörü
✓ Son yıllarda aktif giyim kategorisinde hem küresel hem de yerel ölçekte dikkat çeken çeşitli trendler ortaya çıktı. Bu trendler hem tüketici davranışlarından hem de teknolojik gelişmelerden etkileniyor. Pandemiyle birlikte evde ve açık havada spor yapma alışkanlıkları yaygınlaşırken, yoga, pilates ve yürüyüş gibi aktivitelere özel koleksiyonlara olan talep de yükseldi. Bu eğilim, personal trainer’larla çalışma kültürünü de beraberinde getiriyor. Artan ilgiye yanıt olarak Les Benjamins, Penti, Koton, Sportive gibi markalar aktif giyim yatırımlarını artırırken, Jerf ve Yorstruly gibi butik markalar da sosyal medyada güçlü bir görünürlük sağlıyor. Ekonomik koşullar, kullanıcıları ulaşılabilir ve fonksiyonel ürünlere yönlendirirken; yerli üretim bu talebi karşılamada önemli bir avantaj sunuyor. Ayrıca Instagram ve TikTok gibi platformlarda spor içerikleri paylaşan influencer’lar, tüketici tercihleri üzerinde belirleyici rol oynuyor.
✓ İyi bir aktif giyim parçası yalnızca şık değil; aynı zamanda performans, konfor, dayanıklılık ve sürdürülebilirlik gibi kriterleri de dengeli şekilde karşılamalıdır. Tüketiciler için kumaş kalitesi ve performans ön plandadır. Nefes alabilirlik, esneklik ve hızlı kuruma gibi özellikler spor sırasında konfor sağlarken; antibakteriyel yapılar ve dikişsiz tasarımlar cilt sağlığı açısından önemlidir. Ergonomik kesimler vücut hareketlerine uyum sağlarken, gizli cepler, yüksek bel ve destekleyici formlar kullanıcı deneyimini artırır. Sürdürülebilirlik ise giderek önem kazanıyor; geri dönüştürülmüş materyaller, etik üretim ve uzun ömürlü tasarımlar çevre bilincine sahip kullanıcılar için öne çıkıyor.
✓ Hem yerli markaların çoğalması hem de global oyuncuların pazara girmesi, sektör açısından çok katmanlı bir dönüşümü beraberinde getiriyor. Pandemi sonrası artan sağlıklı yaşam ve spor eğilimleri, Türkiye’de aktif giyim pazarının hızla büyümesine zemin hazırladı. Bu büyümeyi en iyi değerlendirenler ise esnek üretim yapıları ve yerel tüketiciye yakınlıkları sayesinde hızla adapte olabilen yerli markalar oldu.
✓ Yeni nesil yerli markalar, uygun fiyat, hızlı teslimat ve yerel estetik anlayışı gibi avantajlarla pazarda güçlü bir konuma yerleşirken; yoga giyimi, tesettür spor giyimi ve minimalist tasarımlar gibi niş alanlara yönelerek fark yaratıyor. Nike, Lululemon ve Decathlon gibi küresel oyuncular sürdürülebilirlik ve yaşam tarzı odaklı stratejilerle pazarda kendine yer açıyor. Artan rekabet, kaliteyi ve tasarımsal çeşitliliği teşvik ederken; tüketiciler artık sadece ucuz değil, işlevsel ve değer sunan ürünleri tercih ediyor. Dijital pazarlama ise markalar için en etkili araçlardan biri haline geldi. Hem yerli hem global markalar, sosyal medya ve influencer’lar aracılığıyla tüketiciyle bağ kurarken, ürünün yanı sıra hikâye ve yaşam tarzı da öne çıkıyor.