Abur cubur yemiyorum, sağlıklı atıştırıyorum
Türk Pediatri Kurumu (TPK), ülkemizde 5 yaşın altında her 4 çocuktan 1’ini tehdit eden aşırı kilo veya obezite ile mücadele için “Abur Cubur Yemiyorum, Sağlıklı Atıştırıyorum” bilinçlendirme kampanyasını başlatıyor. Kontrolsüz ve bilinçsiz abur cubur tüketimiyle oluşan olumsuz beslenme alışkanlıklarıyla mücadele için başlatılan kampanya ile ebeveynlerin çocukları için sağlıklı atıştırmalık alternatiflerine yönlendirilmeleri hedefleniyor. Kampanyanın 3 önemli iletişim ayağının ilkini bilgilendirici TV filmi, ikincisini sağlıklıatıştır.com websitesi, üçüncüsü ise ebeveynlerle ve sağlık çalışanlarıyla yapılacak toplantı ve seminerler oluşturuyor. Bilinçlendirme kampanyasının tanıtıldığı basın toplantısına beş yaşında bir oğlu olan oyuncu Özge Özberk de destek veriyor.
Ülkemizde 5 yaşın altındaki çocuklarda aşırı kilo veya obezite her 4 çocuktan 1‘ini pençesi altına alarak günümüzün en büyük sağlık sorunlarından biri haline geldi. Ayrıca bulaşıcı olmayan ama ölümle sonuçlanan hastalıkların da ilk nedenleri arasında yer alıyor.
Türkiye’de ise çocuklarda obezite, 9 yıl içinde 2 kat artış gösterdi. Modern çağın beraberinde getirdiği beslenme tarzındaki değişiklikler ve fiziksel hareket azlığı gibi bir takım olumsuz şartlar da obezite riskini günden güne arttırıyor.
1930’da kurulan ve Türkiye’nin ilk pediatri kurumu olan Türk Pediatri Kurumu (TPK); toplumumuzun temelini oluşturan çocuklarımızın “abur cubur” olarak tanımlanan ve aşırı tüketimi tavsiye edilmeyen gıdaları, kontrolsüzce ve bilinçsizce tükettikleri gerçeğinden yola çıkarak, çocukların ara öğünlerdeki sağlıksız atıştırmalık alışkanlıklarında pozitif değişim yaratmak amacıyla “Abur Cubur Yemiyorum, Sağlıklı Atıştırıyorum” bilinçlendirme kampanyasını başlattı.
‘Abur Cubur Yemiyorum, Sağlıklı Atıştırıyorum’ yasaklayıcı değil yol gösterici
TPK Başkanı ve İ.Ü. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı’ndan Prof. Dr. Fügen Çullu Çokuğraş, TPK olarak başlattıkları kampanya ile çocuklarda kalıcı bir alışkanlık değişimi yaratmak için yasaklayan değil, yol gösteren olacaklarını belirtiyor. Tüm ebeveynleri çocukları için yapacakları atıştırmalık seçimlerinde sağlıklı tercihlere yönlendirmeyi hedeflediklerini söyleyen Çokuğraş, şöyle devam ediyor: “Toplumumuzun temelini oluşturan çocuklarımızın “abur cubur” olarak tanımlanan, aşırı tüketimi tavsiye edilmeyen gıdaları, kontrolsüzce ve bilinçsizce tükettikleri bir gerçektir. Örneğin çocuklarla gidilen market alışverişlerinde çocukların abur cubur raflarındaki ısrarcı tutumları sonucunda anne-çocuk arasında çatışma yaşandığını ama annelerin çocuklarına kıyamayıp, çocuklarının istediklerini almak zorunda kaldıklarını hastalarımızdan sıklıkla dinlemekteyiz. Kısacası çocuk doktorları olarak her geçen gün çocuklarımızın olumsuz beslenme alışkanlıkları geliştirdiğine üzülerek şahit olmaktayız. Bu noktada hem fizyolojik açıdan sağlıklı atıştırmalık alternatifleri seçmenin, hem de psikolojik açıdan anne-çocuk çatışmasını önleyecek, çocuğu ve dolayısıyla da anneyi mutlu eden alternatifler seçmenin mümkün olabileceğini anlatmaya karar verdik. Ve bugün Türk Pediatri Kurumu olarak “Abur Cubur Yemiyorum, Sağlıklı Atıştırıyorum” bilinçlendirme kampanyamızı başlatıyoruz. Kampanyamız ile kontrolsüz ve bilinçsiz abur cubur tüketimiyle oluşan olumsuz beslenme alışkanlıklarıyla mücadele etmeyi; tüm ebeveynleri çocukları için yapacakları atıştırmalık seçimlerinde sağlıklı tercihlere yönlendirebilmeyi hedefledik. Kalıcı bir alışkanlık değişimi yaratmak istiyorsak, yasaklayan değil, yol gösteren olmalıyız. Hangi atıştırmalıklar seçilmeli, porsiyonlar ne olmalı, hangi sıklıkta tüketilmeli gibi uygulanabilir öneriler geliştirdik.“
Kampanyanın bilimsel dayanağı Prof. Adam Drewnowski’nin boş-dolu kalori teorisi üzerine oturuyor.
Prof. Dr. Fügen Çullu Çokuğraş, “Abur Cubur Yemiyorum, Sağlıklı Atıştırıyorum” kampanyasının bilimsel dayanağını ise şöyle özetliyor:
“Türk Pediatri Kurumu olarak yaptığımız her çalışmayı bilimsel bir dayanağa oturtmak öncelikli gözettiğimiz konudur. “Abur Cubur Yemiyorum, Sağlıklı Atıştırıyorum” kampanyamızın bilimsel dayanağını geçtiğimiz yıl TPK’nın 50. Yıl kongresine katılarak bizleri onurlandıran Washington Üniversitesi Halk Sağlığı Beslenme ve Obezite Araştırma Merkezi Direktörü Prof. Adam Drewnowski’nin boş-dolu kalori teorisi üzerine kurduk. Sağlıklı atıştırmalıkları belirlerken piyasada satılan 100’den fazla paketli atıştırmalığı mikro ve makro besin öğeleri açısından analiz ettirerek Prof. Adam Drewnowski’nin geliştirdiği “Besin Yoğunluğu Endeksi” nin dolu / boş kalorileri tanımlamasına göre sınıflandırdık.”
Çocuklar ara öğünlerde hangi gıdaları ne kadar tüketmeli?
TPK Yönetim Kurulu üyesi ve Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı’ndan Prof. Dr. Raşit Vural Yağcı, atıştırmalıkların boş-dolu kalori değerlerine göre besin yoğunluğu endeksi çıkardıklarını söylüyor ve şöyle devam ediyor: “3 yaşından itibaren, çocuklar haftada 100 ara öğün yiyorsa maalesef bunun yaklaşık %25’i abur cubur diyebileceğimiz, kalorisi yüksek, besleyiciliği düşük gıdalardır. Oysa ara öğünler için ideal kalori miktarı ara öğün başına günlük toplam kalori ihtiyacının 10%’u kadardır. Bu da 170 kcal’ye denk gelmektedir. Yani çocuklar ara öğünlerde maksimum 170 kcal almalı diyebiliriz. Bunda da boş-dolu kalori değerlerine dikkat etmeliyiz. Bir gıdanın etiketine baktığımızda dolu kalorilerin yani protein, lif, vitamin ve minerallerin fazla, boş kalori dediğimiz şeker, tuz, doymuş yağ gibi besin öğelerinin az miktarda içermesini tercih etmeliyiz; tercihlerimizi dolu kalorileri fazla olan üründen yana kullanmalıyız.
Ara öğünlerde çocuklar hangi gıdaları ne kadar tüketmeli sorusunu Prof. Dr. Raşit Vural Yağcı şöyle yanıtlıyor: “Kimi ürünlerin kalorisi son derece düşük ve besleyicilik değeri de son derece yüksektir. Bir diğer değişle; besleyicilik değeri %100’ün üzerinde ve kalori olarak da yaklaşık 170 kalorinin altındadırlar. Bu ürünlerin içinde özellikle şeker oranı düşük bir çok meyveyi sayabiliriz: Bunlara örnek olarak portakal, mandalina, nar gibi kış meyvelerini; salatalık, çilek gibi yaz sebze ve meyveleri örnek gösterebiliriz. Bunlar çocuklara günde 1-2 porsiyon ara öğün olarak gönül rahatlığı ile verilebilir.
Bir diğer grup, kalorisi 170’in altında olup, besleyicilik değeri 0 ile 100 arasında olanlardır, ki bu değer de iyi bir besin değeridir. Bu gruptaki ürünler, ara öğünlerde, atıştırmalık olarak günde 1 porsiyon verilebilirler. Bu grupta genelde süt ve süt ürünleri vardır. İçlerinde sade süt, sade yoğurtun yanı sıra çocuğun da istemesini sağlayacak ve onu mutlu edecek meyveli yoğurt ve meyveli sütleri sayabiliriz.
Diğer grup besleyicilik değeri 0 ile 100 arasındaki ama kalorisi 170’in üzerindeki gıdaları içeren gruptur. Bunların da tüketimini biz her gün olarak tavsiye ediyoruz ama porsiyonlarına dikkat ederek. Birçok kuru meyve, kuruyemiş, müsli, kaşar peyniri ve tahin pekmez bu gruptadır. Bu ürünler porsiyonlarına dikkat edilerek ara öğün seçimi olarak gönül rahatlığıyla çocuklara yedirilebilirler.
Abur cuburlar olarak nitelendirdiğimiz kalorisi 170’in üzerinde, besleyicilik değeri olarak da 0’ın altındaki ürünlerde doymuş yağ, şeker, tuz oldukça fazladır. Yani boş kalori içermektedirler. Dolayısıyla bunların çocuklarca her gün istense bile ebeveynlerce nadiren verilmesini önermekteyiz.”