
2030’a kadar 7.6 milyon iş değişecek, yapay zeka yeni alanlar açacak
Coursera’nın yayımladığı Global Skills Report 2025, Türkiye’nin dijital dönüşüm sürecinde kritik bir dönemece girdiğini ortaya koyuyor. Rapora göre, 2030 yılına kadar ülkede 7.6 milyon mevcut iş yapısı dönüşecek ve bu alanların yerini teknoloji odaklı 8.9 milyon yeni rol alacak.
109 ülke arasında genel yetkinlik sıralamasında 55. sırada yer alan Türkiye, teknoloji temelli iş gücü dönüşümünde yüksek bir potansiyel taşıyor. Bu dönüşüm sadece iş tanımlarını değil, mesleklerin doğasını da baştan yazıyor. Artık muhasebe, pazarlama ve proje yönetimi gibi geleneksel alanlar bile yapay zeka, otomasyon ve veri analitiği gibi teknolojilerle yeniden şekilleniyor. Bu da çalışanlardan prompt mühendisliği, veri okuryazarlığı ve sistem düşüncesi gibi yeni nesil beceriler talep edilmesine yol açıyor.
Rapor, bu köklü değişimin yalnızca bireyleri değil, şirketleri ve ülkenin genel rekabet gücünü de etkilediğini vurguluyor. Türkiye’deki çalışma çağındaki nüfusun yetkinlik düzeyi işletme alanında yüzde 45, teknoloji alanında yüzde 60 ve veri bilimi alanında yüzde 49 olarak ölçülüyor. Bu oranlar, özellikle teknoloji ve veri temelli becerilerde gelişim alanı bulunduğunu gösterse de, hedefe yönelik yatırımlarla bu eksiklerin hızla kapatılabileceğine işaret ediyor.
Bu dönüşümün en somut göstergelerinden biri ise yapay zeka temelli eğitim içeriklerine artan ilgi. Coursera verilerine göre, Gen-AI kurslarına Türkiye’den yapılan kayıtlar son bir yılda iki katına çıkmış durumda. Bu artış, hem bireylerin geleceğin mesleklerine olan ilgisini hem de şirketlerin dönüşüme ayak uydurma konusundaki kararlılığını gözler önüne seriyor.
“Beceriler, kariyerin yeni para birimi”

Gilda&Partners Kurucu Ortağı
İnsan kaynakları danışmanlık firması Gilda&Partners Kurucu Ortağı Jilda Bal, bu verileri şöyle değerlendiriyor:
“Artık mesleklerden çok, beceriler işe alım kararlarını şekillendiriyor. Türkiye’de yüzde 60 yeterlilikle öne çıkan teknoloji becerileri, yalnızca bilişim teknolojileri alanında çalışanlar için değil, pazarlamadan insan kaynaklarına kadar her rolde temel haline geldi. Aynı zamanda veri bilimi gibi alanlarda yüzde 49 seviyesinde olmamız, kurumların rekabet avantajı için yetenek yatırımlarını hızlandırması gerektiğini gösteriyor.
Yapay zekayı bir tehlike olarak görmek yerine, bir dönüşüm aracı olarak görmemiz gerekir. Bu dijital dönüşümde öne çıkan şirketler, yetenek planlamasını bugünden başlatanlar olacak. Çünkü artık diploma tek başına yeterli değil. Değişen iş tanımlarına uyum sağlayabilecek, öğrenmeye açık ve teknik beceriye sahip adaylar öne çıkıyor. Bu yeni düzende fark yaratan kurumlar ise yalnızca yeni yetenekleri çekmekle kalmayıp, mevcut ekiplerinin potansiyelini açığa çıkaran ve öğrenmeyi kalıcı bir kültüre dönüştüren sistemler geliştirerek rekabet avantajını kalıcı hâle getirebilir.”