Ahmet Pura yazdı: “2018 daha güzel olsun!”
Öncelikle, 2017 yılı reklam yatırımlarının bilinen pazar gerçekleri doğrultusunda cılız olduğunu ifade etmem gerekir. Türkiye’nin reklam yatırımları potansiyelinin gerçekleşenin çok daha üstünde olduğunu hepimiz biliyoruz. Dünya reklam yatırımları içinde binde 4 olan pay, bu potansiyel adına hem umut hem umutsuzluk veriyor. Bizim kanımız odur ki 2 milyar dolar civarında gerçekleşen reklam yatırımları çok uzun vadede değil, orta vadede 5 milyar dolara ulaşmalıdır. Ancak pazar gerçeklerinin dışında, sektör uygulamalarındaki anlamsızlıkları ve kısır davranışları da gözden ırak tutmamamız gerekiyor. Bu konuyla ilgili en net mesaj dünya sorunu olarak da algılanan fotoğrafta görünüyor. 2017 Mart ayında İngiliz Reklamverenler Derneği ISBA’nın organize ettiği ve 300’ün üzerinde reklamveren, reklam ajansı ve medya tepe yöneticisinin katıldığı toplantının manifestosu bize bazı ipuçları veriyor. Manifestodan alıntılarsak; ilk maddede “şeffaflık ve güven” yer alıyor. Şeffaflık, güven için gerekli olan en önemli yapı taşıdır. Sektörde reklamverenlerin, ajansların, medya sahiplerinin ve dijital platformların birlikte hareket etmeleri ve ellerinden geleni değil “yapılması gerekeni” yapmaları çok önemli. Ayrıca reklamveren ve medya ajansları arasında adil bir değer değişimi öngören kontratlar da bu güvenin oluşmasına yardımcı olacaktır.
Ayrıca “pazarlama yetkinliği” de önemli bir madde olarak ele alınıyor. Pazarlama alanındaki en büyük sorun, marka sahiplerinin marka yaratıcılarının eğitimlerine yeterince yatırım yapmamaları olarak görülüyor. Ayrıca marka yatırımcılarının da dijital medya ekosistemi hakkında yeterli bilgiye sahip olmadığının hepimiz farkındayız.
“İnovasyon ve iş birliği” gerekiyor
vasyon ve iş birliği”. Tüketici davranışları hızla değiştiğinden reklamverenler de buna bağlı olarak bu değişime ayak uydurmak zorunda. İnovasyon her zaman bu değişimin bir parçası olmalı. Meraklı, zeki ve başarısızlıkla daha rahat başa çıkabilen Millennial’ları takımlara dahil etmek ve iç/dış iş birlikleri inovasyona destek olacaktır.
Sosyal medya kullanımı da ayrı bir sorun ve de başarı unsuru olacaktır. Reklamverenlerin mesajlarını iletmek için bu ortamda sadece 1-2 saniyeleri var. Bu sürelere ve akıllı uygulamalara uyumlu içeriklerin hazırlanması gerekiyor. Ayrıca sosyal medyada markalar hakkındaki olumsuz yorumların yönetilebilmesi de büyük önem kazanıyor.
Dünya reklamverenleri açısından verilen bu mesajlar birebir ülkemizi de ilgilendiriyor. Dünya Reklamverenler Federasyonu WFA’in Yönetim Kurulu’na 2017’de beşinci kez seçilmiş olmamız ve orada dünya gelişimini yakından takip ederken ülkemizdeki gelişmeleri de aktarabiliyor olmak sektörün de şansıdır diye düşünüyorum. Ayrıca reklam yatırımlarını kısa ve orta vadede etkileyebilecek, RVD bünyesinde Gıda Taahhüdü’nün imzalanması ve Dijitalde Güvenli Reklam Platformu’nun kurulması da 2017 yılının sektör içeriğinde önemli uygulamalardır.
Çocuklar koruma altında…
Sorumlu Reklamcılık Yürütme Kurulu’muz tarafından hayata geçirilen Gıda Taahhüdü, Türkiye’de 12 yaşın altındaki çocuklara yönelik olarak tüm televizyon kanallarında, çocuklara özel tematik kanallarda, yazılı basında, radyo, sinema ve dijital mecralardaki yiyecek ve içecek reklamlarında ortak belirlenen beslenme kriterlerini sağlamayan ürünlerin yer almamasını öngörüyor. Yürütme kurulumuza üye şirketlerin bu gönüllü taahhüdü, çocuklara sağlıklı yaşam alışkanlıkları kazandırılması ve bu alışkanlıkların toplum genelinde yaygınlaştırılması yolunda ebeveynlerin ve kamu otoritesinin çabalarına destek olmayı amaçlıyor.
IAB Türkiye ve Reklamcılar Derneği ile birlikte hayata geçirdiğimiz Dijitalde Güvenli Reklam Platformu (GÜR) ise dijital mecradaki yasadışı uygulamalar konusunda bilgi eksikliğini gidermeyi ve tedarik zincirinin şeffaflaşmasını sağlamayı hedefliyor. Ayrıca RVD bünyesinde sosyal sorumluluk anlamında da değerlendirilebilecek ve cinsiyet eşitliği çerçevesinde çalışacak bir Unstereotype yürütme kurulu kurulması da oldukça önemli. Bu yürütme kurulunun ana amacı ise özellikle kadınların farklı medya kanallarında, reklamlarda konumlandırılmasını irdelemek olacak. Tüm bu uygulamaların cılız yatırımların yapıldığı bir senede hayata geçiriliyor olması çok önemli gelişmelerdir. Ancak bu değerlendirmeler ışığında 2018 için de reklam yatırımlarının patlamasını beklemek yine de biraz iyimserlik gibi görünüyor. Sektör bağlamında yaratılan tüm güzel uygulamaların, yakın vadede genel ekonomik gelişmelerle de harmanlanarak beklediğimiz ve layık olduğumuz yatırım hedefine bizi ulaştırmasını diliyoruz.
Mecralardan beklentilerimiz var 2018 yılında mecraların ayrı ayrı ticari telaşlardan arınıp, sektör büyümesi adına reklamverenlere bütçe arttırıcı heyecanı verecek yenilikler yaratmalarını bekliyoruz. Özellikle yasa ile kurulan Gümrük ve Ticaret Bakanlığı bünyesindeki Reklam Konseyi’nin ilk toplantısını 2018 başında yapacağını umuyoruz. Konseyin, kuruluş amaçları doğrultusunda reklamı ilgilendiren tüm paydaşların bir araya geleceği bir ortamda, yani sektör temsilcilerinin, ilgili kamu kurumlarının ve akademisyenlerin uygulamalardaki çelişkileri ortadan kaldıracak ve sektörün dünya yatırımları içinde hak ettiği yere ulaşmasını sağlayacak desteklerin tarifini verebilecekleri bir ortam sağlamak gibi önemli bir misyonunun olduğunu düşünüyoruz. Ayrıca, tüketici ve üretici haklarının en iyi şekilde korunması adına denetim kurumlarının yani RTÜK, Reklam Kurulu ve Reklam Özdenetim Kurulu’nun akılcı uygulamalarının da sektörün gelişmesine destek olacağı kanısındayız.
Değerlendirmeler ışığında 2018 için reklam yatırımlarının patlamasını beklemek biraz iyimserlik gibi görünüyor.
Sektörde gelgitler yaşanıyor
2017’deki WFA ve ISBA mesajları dünya genelinde de sektörde gelgitler yaşandığını gösteriyor. Ancak verilen bu mesajların uygulamada sektörde olumlu atılımlara da ışık tutabileceğini kabul etmemiz gerek. Özellikle ülkemizde ölçümleme olgusunun önemli bir yere gelmiş olması, sektörel iş birliklerinin güç birliğine dönüşmesi, hep ifade edilen şeffaflık ve güvenin sağlanması konusunda önemli bir şans yaratacaktır. 2018 büyümesinin dünyada yüzde 8,
Türkiye’de en az yüzde 18 olması beklentisiyle, sektörümüzü oluşturan tüm paydaşlara iyilikler ve başarılar diliyorum.