
Vibe’ı yakala: Marketing Türkiye Aralık sayısı yayında!
Duyguların, sezgilerin ve anın enerjisinin pazarlamayı şekillendirdiği yeni bir dönemden geçiyoruz. Artık markalar, yalnızca ürün ya da hizmet satmıyor; bir “vibe”, yani his ve ruh vadediyor. Tüketicilerle kurulan bu duygusal bağ, satın alma kararlarını olduğu kadar marka sadakatini de derinden etkiliyor. Bir trendin ötesine geçerek, pazarlama evreni için yeni bir rota sunan “Vibe Marketing”i her anlamda ele alırken, lider stratejistlerin ve bu alanda fark yaratan markaların içgörülerine derinlemesine bir bakış sunuyor Aralık sayısının kapak dosyası.
Bir önceki ay Ali Saydam’ın PR’ın geleceğini tartışmaya açan köşe yazısının ardından Aralık sayısında sektörün öncü isimlerinin içgörüleriyle hazırlanan “PR sektörü: Ölümle ölümsüzlük arasında!” dosyası kapsamlı bir perspektif sunarken, “Mavi yaka Türkiye”yi anlamak dosyası ise Türkiye’nin fotoğrafını mavi yakanın perspektifinden çekiyor…
“İstikrarlı Markalar”dan dijital platform rekabetine, sadakat programlarından, lider okulu şirketlere kadar pek çok güncel başlık Aralık sayısında derinlikli analizlerle yer alırken, Levent Gültekin ve Özge Erdem röportajları da okurları bekliyor.
Kısacası: Bu sayıda vibe yüksek, içerik dolu!
Keyifli okumalar…
Ali Saydam yazdı: “Bir sorunumuz var, ancak ümidimiz daha çok var…”

Marketing Türkiye’nin geçen sayısında yayınlanan makalemizin başlığı “İletişim nereye?..” idi. Üst başlığında ise “Ne PR kalacak, ne de PR’cı!” uyarısı bulunuyordu. Bazılarımız ya yazının tamamını okumamış, ya okuduklarını anlamamış ya da ben kendimi doğru ifade edememiş olmalıyım ki; halkla ilişkiler (PR) mesleğinin son bulacağını iddia ettiğimi düşünüp, bir hayli de hislenmişler. Oysa, anlatmaya çalıştığımız çok basit bir gerçekti…
“Kutuplaşma, gazeteciliği boğuyor!”

Geleneksel medyanın sıkışan çerçevelerinden çıkıp dijital platformlarda kendine geniş bir ifade alanı yaratan isimlerden Levent Gültekin… Yıllar boyunca televizyon programları ve köşe yazılarıyla geniş kitlelere ulaşan Gültekin, bugün YouTube üzerinden milyonlarca izleyiciye doğrudan sesleniyor. Türkiye’de medyanın geçirdiği dönüşümü, kutuplaşmanın gazetecilik üzerindeki etkilerini ve dijital dünyanın sunduğu yeni fırsatları konuşmak üzere bir araya geldiğimiz Gültekin, “Yargının iktidarın bir aparatı gibi davrandığı bir ortamda toplum adına iktidarı denetlemek, bu bağlamdan eleştiriler yöneltmek de pek kolay olmuyor ve doğal olarak gazetecilik tüm bunlardan olumsuz etkileniyor” diyor…
PR sektörü: Ölümle ölümsüzlük arasında!

İletişim dünyası, köklü kabullerle yeni çağın parametreleri arasında hızla şekil değiştiren bir eşikten geçiyor.
PR’ın rolünü, yöntemlerini ve stratejik konumunu da yeniden tanımlayan bu dönüşüm, mesleğin bütün aktörlerini “yeni normal”i sorgulamaya davet ediyor. Sektörün önde gelen isimleriyle işte bu yeni normalleri, PR’ın bugünkü panoramasını ve yakın gelecekte bizi bekleyen dönüşüm dalgasını konuştuk… Elbette “PR öldü?” iddialarının derinleştirdiği tartışmaları da…
“Mavi yaka Türkiye”yi anlamak…

Türkiye ekonomisinin görünmeyen omurgasını oluşturan mavi yakalı çalışanlar, artık yalnızca üretim sahasının değil; tüketim alışkanlıklarının, teknoloji adaptasyonunun ve marka stratejilerinin de merkezinde yer alıyor. Değişen yaşam koşulları, artan enflasyon ve dijitalleşmenin iş kültürüne etkileriyle birlikte bu kesimin beklentileri, değerleri ve öncelikleri yeniden şekilleniyor. Research Istanbul’un Marketing Türkiye için gerçekleştirdiği “Mavi Yaka Türkiye” araştırması tam da bu dönüşüme mavi yakalıların gözünden bir perspektif sunuyor…
“Veriyi doğru yorumlamanın yolu, insanı anlamaktan geçiyor”

“Faaliyet gösterdiğimiz tüm bölgede değişmeyen tek şey tüketicilerin üstün ‘ürün performansı’ beklentisi” diyor P&G Türkiye, Kafkasya & Orta Asya Pazarlama ve Sağlık, Ağız Bakım Ticari Operasyonlar Başkanı Özge Erdem…
Bir “pazarlama okulu” olarak tüketici memnuniyetinin en büyük öncelikleri olduğunu belirten Erdem, farklı coğrafyalarda, farklı kültürlerde elde edilen başarının sırrının da bu olduğunu söylüyor… P&G attığı her adımı veriye dayandırırken Özge Erdem, “Veriyi doğru yorumlamanın yolu, insanı anlamaktan geçiyor. Bu nedenle veri bilimiyle içgörüyü birleştiren multidisipliner bir yapı kurduk” diyor… Erdem ile kurdukları o yapıyı ve yönettiği çok kültürlü coğrafyadaki pazarlama dinamiklerini konuştuk…
İstikrarlı markalar!
İstikrarlı marka olmak, kaliteli ürün veya hizmet sunmanın ötesinde; tüketiciye her temas noktasında güven vermek, sözünde durmak ve uzun vadeli bir vizyonla hareket etmek anlamına gelir. Marketing Türkiye için Sia Insight tarafından gerçekleştirilen “İstikrarlı Markalar” araştırması, tüketicinin markalarda aradığı güven, tutarlılık ve sürdürülebilirlik kriterlerini ortaya koyuyor. Bulgular; istikrarın yalnızca geçmişe değil, markanın bugünü nasıl yönettiğine ve geleceğe nasıl baktığına dair güçlü bir algı yarattığını gösteriyor.
Zamansız zarafetin yükselişi: Japonya

Modern dünyanın hızla değişen estetik anlayışı içinde Japonya “ilham ülkesi” olarak öne çıkıyor. Minimalizmi, zarafeti ve dengeyi merkezine alan yaşam felsefesiyle sessiz ama güçlü bir etki yaratıyor. Sosyal medyadan modaya, güzellikten teknolojiye kadar yayılan bu dalga, yalnızca bir trendi değil, dünyanın “sadeleşme” arayışını da temsil ediyor. Küresel tüketiciler Japon markalarına duydukları güveni sadelik, dayanıklılık ve tutarlılık üzerine inşa ederken Türkiye de bu ilginin dışında kalmıyor. Üstelik Japonya’da da Türk kültürüne, gastronomisine ve el işçiliğine duyulan merak giderek artıyor. Peki, Japon markalarının güven temelli bu yükselişi Türkiye’de nasıl yankı buluyor? Ve iki ülke arasındaki bu kültürel alışveriş, geleceğin tüketim trendlerine nasıl yön verecek?
Türkiye’nin en sevilen sadakat programları

Markalar için rekabetin giderek sertleştiği bir dünyada, tüketiciyle uzun soluklu bir bağ kurmanın en etkili yollarından biri sadakat programları. Alışveriş deneyimini kişiselleştirerek müşteriye değer sunan bu programlar markayla kurulan duygusal ilişkiyi de güçlendiriyor. Bu içgörüden hareketle Marketing Türkiye için Adgager’ın gerçekleştirdiği “Türkiye’nin En İyi Sadakat Programları” araştırması tüketicilerin hem akılına hem de gönlüne giren sadakat programlarını kapsamlı verilerle ortaya koyuyor.
Yalkın Yel yazdı: İletişimin hep var olan yeni doktrini: Liquid Brand
Liquid Brand… Peki bu kavram nedir? Hızlı ve net olarak konuya girecek olursak; marka bir yapı değil, bir akıştır. Bir markanın kimliği sabit formlarla değil; ritim, tekrar, duygusal yankı ve bağlamla var olur. Bu nedenle Liquid Brand yaklaşımı markayı bir organizmadan öte bir süreç olarak görür. Sürecin kendisi, yani bu yaklaşımı benimsemek, markanın geleneksel tutarlılık anlayışıyla günümüzün hızla değişen beklentileri arasında bir nefes gibidir….
Türkiye’nin dijital platform karnesi: Zirve sabit, alt sıralar hareketli!

Ekran başında geçirilen saatler arttıkça dijital platformlar arasındaki yarış da adeta dizi finali kadar heyecanlı hale geliyor! Her biri “en çok izlenen” tahtına oturmak için yeni stratejiler, özel yapımlar ve cazip kampanyalarla sahaya inmiş durumda. Netflix hala zirvede olsa da tahtı sağlamda değil; HBO Max’ten Prime Video’ya, Disney Plus’tan Exxen’e kadar tüm platformlar abone sayısını artırmak için kıyasıya bir yarış içinde. Kuantum Araştırma tarafından Marketing Türkiye için yapılan “Dijital Platform Kullanım Araştırması” ise bu kızgın rekabette platformların karnesini ortaya koyuyor…
Lider okulu şirketler

Bazı şirketler vardır ki sektörde “oradan yolu geçenin” iyi bir lider olacağı herkesçe bilinir… Kariyer yolculuğuna bu kurumlarda başlayan pek çok isim, bugün farklı sektörlerde yönetim kademelerinde yer alıyorsa, ortada güçlü bir liderlik kültürü var demektir. “Lider okulu şirketler” tam da bu kültürün yansıması… Peki, Türkiye’nin “Lider Okulu Şirketleri”nin yıllara yayılan başarısının ardındaki sırlar neler? Sorunun yanıtını o okulların insan kaynaklarına yön veren liderlerinden aldık…
Türkiye’nin kargo karnesi açıklandı: Hız ve güven en büyük beklenti…
Pandemiyle birlikte e-ticaretin yükselişi, kargoyu alışveriş deneyiminin kalbine taşıdı. Kargo şirketlerinin taşıdığı paketler; hız, güven ve dijital takiple markaların itibarını da belirliyor artık. Areda Piar’ın Marketing Türkiye için hazırladığı “Kargo Kullanım Alışkanlıkları Araştırması”, kargo tercihlerinden memnuniyet düzeyine, teslimattaki sorunlardan güven algısına kadar sektörü tüm yönleriyle ortaya koyuyor. Araştırma sonuçları da gösteriyor ki kargo artık online alışverişin sessiz kahramanı değil; marka deneyiminin ve müşteri memnuniyetinin başrolü!
Deneyim ambalajla başlar!

Küresel ambalaj pazarı hızla büyürken, sürdürülebilirlikten tasarıma, akıllı teknolojilerden genç tüketici davranışlarına uzanan yeni bir dönüşüm dalgası sektörü baştan ayağa yeniden şekillendiriyor. 2025 ve sonrasında ambalaj, ürünü koruyan paket olmanın ötesine geçerek; markanın kimliği, tüketici deneyimi ve çevresel sorumluluğun kesişim alanı haline geliyor. Peki, yeni dönemin ambalaj trendleri neler? Ambalajla güçlü bir deneyim yaratmak gerçekten mümkün mü?
Derya Ergüç yazdı: Etki ekonomisinden etkileşime
Geçen sayıda kültürsanat iletişiminin etkileşim çağındaki yeni biçimlerini ele aldık. Bu kez, o etkileşimin nasıl bir dönüşüme aracılık ettiğini ve bu dönüşümün nasıl ölçülebileceğini ele alacağım. Çünkü kültürsanat alanında bugün artık sadece “kiminle hareket ediyoruz” değil, “birlikte nasıl dönüştüğümüz” de gündemde.
Küçük mutlulukların büyüttüğü sektör: Züccaciye

Türkiye ekonomisinde uzun süre “sessiz ama güçlü” bir üretim alanı olarak konumlanan züccaciye sektörü, artık sadece mutfak gereçlerinden ibaret değil. Cam, porselen, çelik ve küçük ev aletlerinden oluşan bu geniş pazar, son yıllarda ekonomik ve sosyolojik değişimlerin etkisiyle bir “yaşam tarzı anlatıcısına” dönüştü. Eskiden mutfak, yalnızca yemek pişirilen bir alan; tabak ve bardaklar ise işlevsel objelerdi. Bugün ise ev, bir sahneye dönüşmüş durumda ve züccaciye, bu sahnenin yıldızı konumunda… Peki, dünyanın en büyük ihracatçıları arasında yer alan Türk züccaciye sektörü, bu küresel dönüşüm karşısında nasıl bir strateji izliyor? Pazardaki tüketici eğilimleri nasıl şekilleniyor?
