
SEO’dan GEO’ya geçiş: Markalar yapay zeka çağına nasıl ayak uyduruyor?
Dijital pazarlama dünyası, yıllardır arama motorları odaklı stratejilerle şekillenirken, artık yeni bir dönemin kapısı aralanıyor: GEO, yani Generative Engine Optimization (Üretken Motor Optimizasyonu). Markalar ve perakendeciler, SEO’nun klasik yöntemlerinden GEO’ya geçiş sürecinde, içeriklerini yapay zeka destekli arama platformlarında görünür kılmanın yollarını arıyor. Özellikle ChatGPT ve Google Gemini gibi AI platformlarının yükselişi, kullanıcıların alışveriş alışkanlıklarını değiştiriyor ve markaları “AI’de görünür olmak” konusunda yeni bir rekabetin içine itiyor.
GEO, yani Generative Engine Optimization (Üretken Motor Optimizasyonu), içeriklerin yapay zeka destekli arama platformlarında (ChatGPT, Google Gemini gibi) görünürlüğünü artırmayı ifade ediyor. ABD’de yapılan bir araştırmaya göre, tüketicilerin yaklaşık yüzde 60’ı çevrim içi alışverişte generatif yapay zeka araçlarından yardım alıyor. Böylece bir kullanıcı AI motoruna ruj veya tişört sorduğunda, ilgili markaların sonuçlarda görünmesi kritik hâle geliyor.
Ancak bu süreç, markalar için kolay değil. Google veya Yahoo’da görünmek için ürün sayfalarına, bloglara ve diğer içeriklere hangi anahtar kelimeleri ekleyeceklerini hesaplayan markalar, artık hiper-özgül sorgulara yanıt veren AI motorlarıyla başa çıkmak zorunda. Üstelik bu yeni yaklaşımın finansal etkileri de olacak; zira bazı AI motorları artık alışveriş imkânı da sunuyor.
“GEO’ya ayak uydurmak artık bir zorunluluk”
ABD Polo Assn.’nin Global Dijital ve E-Ticaret Başkan Yardımcısı Jose Nino, GEO’ya hazırlık sürecini şöyle özetliyor: “Geçen ay koşu ayakkabısı aradım, bir hafta sonra AI modu ile tekrar aradım ve sonuçlar tamamen farklıydı. GEO’da dilediğiniz kadar reklam verin, Gemini yanıtların kontrolünü ele alıyor ve neyin bu sonucu oluşturduğunu tam olarak bilmiyorsunuz. Bu süreci yöneten biri var ve henüz nasıl işlediğini anlamış değiliz.”
Öte yandan, GEO markalar için büyük bir fırsat alanı da sunuyor…
Markalar GEO’yu nasıl yönlendiriyor?
Markalar ve perakendeciler, AI tabanlı arama sonuçlarında öne çıkmak için farklı adımlar atıyor. Ancak çoğu, hâlâ sürecin başında olduklarını kabul ediyor. Target’ın Dijital Ürün Yönetimi Başkan Yardımcısı Ranjeet Bhosale, “SEO’nun geleceği sadece anahtar kelime sıralaması değil. Geleceğin SEO’su, GEO’ya girmek” diyor.
Target, artık beş temel alanı önceliklendiriyor: Fiyat, ürün, promosyon, stok durumu ve politikalar. Bu bilgilerin web sitelerinde AI tarafından okunabilir hâle getirilmesi hedefleniyor. Böylece kullanıcı, “Atlanta’da dört kişilik sağlıklı akşam yemeği, glutensiz, 20 doların altında ve hemen teslim alınabilir” gibi çok detaylı sorgular yaptığında, stokta ve yerel olarak uygun ürünlere ulaşabiliyor.
Credo Beauty E-Ticaret Direktörü Rebecca Armstrong, GEO konusunda hâlâ erken aşamada olduklarını söylüyor. Ancak kullanıcıların ne aradığını da takip ettiklerini belirtiyor. Örneğin Rebecca Armstrong, “zeytin tonlu ciltler için fondöten” arayışını gözlemlediklerini paylaşıyor.
SEO’dan vazgeçmiyorlar
GEO’ya hazırlanırken markalar SEO’yu tamamen terk etmiyor. Target, hâlâ kullanıcıların büyük kısmının tek veya çift anahtar kelimeyle arama yaptığını vurguluyor. ABD Polo Assn. de SEO’nun hâlâ önemli bir trafik kaynağı olduğunu belirtiyor. Nino, “Trafiğin yüzde 30-40’ı hâlâ SEO’dan geliyor” diyor.
Ancak kullanıcı davranışları değişiyor; daha uzun ve konuşma diline yakın sorgular yapılıyor. Target, müşterilerin daha detaylı ve doğal dil kullanarak arama yaptığını gözlemliyor. Sonuç olarak, markalar GEO’da öne çıkmayı hedefliyor ama hâlâ sürecin nasıl işlediğini anlamaya çalışıyor. Yetkililer, AI motorlarının şeffaflık sağlamasını bekliyor.
Kaynak: DigiDay