
Banksy’nin “adaleti” ablukadan çıkamadı!
Sokak sanatının en gizemli figürü Banksy, Londra’nın kalbinde yine büyük bir tartışmanın fitilini ateşledi. Royal Courts of Justice’ın (Kraliyet Adalet Sarayı) duvarında beliren son eseri, yalnızca iki gün içinde sansasyon yarattı, ablukaya alındı ve bugün itibarıyla tamamen silindi.
Banksy’nin bizzat kimliğini doğrulayarak paylaştığı stencil, peruk ve cübbesiyle betimlenen bir hakimi, yerde yatan protestocuyu tokmağıyla vururken resmediyordu. Protestocunun elindeki kanlı pankart, yalnızca bireysel şiddete değil; aynı zamanda yargının bağımsızlığı, devlet otoritesi ve adalet kavramlarına yöneltilmiş sert bir eleştiri olarak yorumlandı. Özellikle geçtiğimiz hafta Filistin için yapılan gösterilerde 900 kişinin tutuklanmasının ardından gelen bu çalışma, güncel politik atmosferin de güçlü bir yansıması oldu.
Eserin kamuoyunda yarattığı etki, otoritenin refleksini de hızlandırdı. Önce duvar, güvenlik görevlileriyle koruma altına alındı. Ardından graffitinin üzeri metal bir plakla kapatılarak görünmez hale getirildi. Ancak bu sansür hamlesi, Banksy’nin mesajını daha da ironik bir noktaya taşıdı: Adalet eleştirisi, yine adaletin duvarları ardında hapsedildi.
Bugünse tartışmalar yeni bir boyut kazandı. İki gün önce Londra’nın merkezinde beliren eser, tamamen ortadan kaldırıldı. Banksy’nin “adalet sistemi”ne yönelttiği en sert eleştirilerden biri olan bu duvar resmi, böylece hem fiziksel hem de sembolik olarak susturulmuş oldu.
Banksy’nin politik göndermelerle dolu işleri, hükümet politikalarından savaşlara, toplumsal eşitsizlikten kapitalizme uzanan geniş bir yelpazede otoriteyi karşısına alıyor. Ancak bu kez, sanatçının adaletin tarafsızlığını sorgulayan eseri, adeta kendi kaderini yaşamış oldu: Ablukadan çıkamadı.