Dijital dünyada ilham arayışının adresi Pinterest, rekor büyümeleriyle yıldızı parlayan bir platform… 570 milyon aylık aktif kullanıcıya ulaşan Pinterest, özellikle Gen Z’nin benimsemesiyle yeni bir ivme kazandı. Pinterest Global Satış Kanalları Direktörü Martin Machinandiarena ile Pinterest’in rekor büyümesinin arkasındaki dinamikleri, Z kuşağının platforma olan ilgisini ve Türkiye pazarındaki stratejilerini konuştuk. Machinandiarena’ya göre “Geleceğin trendleri Pinterest’te”…
Pinterest, uzun süredir kullanıcılar için bir “ilham platformu” olarak tanımlanıyor. Sizce bu konumlandırmanın temelinde hangi kullanıcı ihtiyaçları ve davranışları yatıyor?
İlhamdan bahsetmişken; Pinterest’in başlangıçta bilinçli bir şekilde olumlu ve ilham verici bir yer olarak tasarlandığını unutmamak gerekiyor. Burası, insanların bir sonraki büyük fikirlerini ararken kendilerini iyi, güçlenmiş ve motive olmuş hissetmelerine yardımcı oluyor. Bu çok kişisel bir deneyim. Temelinde pozitiflik yatıyor. Biz, nefrete değil umuda yatırım yapan bir şirketiz. Pinterest haberlerin ve başkalarıyla etkileşimin olduğu sosyal bir platformdan ziyade, kişisel bir deneyim sunuyor. Burası, insanların sevdiği bir hayatı tasarlamak için geldikleri yer ki ana misyonumuz da bu. Pinterest’i internetin güvenli ve pozitif bir köşesi haline getirme çabası, her adımımızın merkezinde yer alıyor.
Ayrıca, bu durumun Türkiye’de ve dünya genelinde büyümemizin ve özellikle Z kuşağının en hızlı büyüyen kullanıcı grubumuz olmasının sebeplerinden biri olduğunu düşünüyoruz. Çünkü onlar pozitifliğin peşindeler.

Kullanıcılar Pinterest’i nasıl kullanıyor? Ne tür içerikler ve trendler öne çıkıyor?
Çoğu platform, aslında eğlence odaklı. İnsanlar bu platformlara zaman geçirmek, kaydırarak vakit öldürmek, eğlenmek, başkalarıyla bağlantı kurmak veya video izlemek için giriyor. Oysa Pinterest’e gelen kullanıcıların aklında çok spesifik bir fikir, bir proje var. Belki tam olarak ne aradıklarını bilmiyorlar ama ilham arıyorlar. Fikirlerini kaydetmek, projeleri için harekete geçmek istiyorlar. Hatta artık kullanıcılarımızın yüzde 66’sı alışveriş yapmak için Pinterest’e giriyor. Örneğin, bir kullanıcı iş görüşmesi için şık bir kıyafet bulmak için geliyor. Tam olarak ne istediğini bilmiyor: Belki bir ceket, belki bir gömlek… Rengi mi markası mı önemli, emin değil. Ama Pinterest’te gezinirken, aradığı şeyi adım adım netleştiriyor ve sonunda “İşte tam da almak istediğim mavi renkli ceket bu!” diye karar veriyor.
Kullanıcıların ne aradığını görebildiğimiz için trendleri tahmin etme konusunda benzersiz bir avantajımız var. Örneğin; seyahat trendlerinde, insanların gelecek yılın tatili için nereye bakmaya başladığını görüyoruz. Böylece hangi bölgenin popülerleşeceğini önceden fark edebiliyoruz. Moda söz konusu olduğunda, renklerin veya stillerin yükselişini aylar öncesinden gözlemliyoruz. Bu verileri ölçekli bir şekilde analiz edip, “Pinterest Predicts” adını verdiğimiz bir rapor haline getiriyoruz. Bu raporda, gelecek yılın en büyük trendlerini yayınlıyoruz. En ilginç kısmı ise tahminlerimizin yüzde 80’i tutuyor! Yani modadan dekorasyona, yemekten seyahate kadar geleceğin trendlerine adeta bir pencere açıyoruz.
Pinterest’in son dönemdeki büyüme trendinin arkasında hangi faktörler var?

Yakın zamanda birinci çeyrek finansal sonuçlarımızı açıkladık. Hem kullanıcı sayısı hem de iş performansı açısından rekorlar kırdık. 855 milyon dolar gelir elde ettik ki bu geçen yıla göre yüzde 16’lık bir artış anlamına geliyor. Ancak beni asıl heyecanlandıran kullanıcı sayımızdaki büyümenin hızlanıyor olması. Küresel çapta yüzde 10’lık bir büyümeyle 570 milyon kullanıcıya ulaştık.
Neredeyse tüm pazarlarda büyüme kaydettik, özellikle de uluslararası pazarlarda. ABD dışındaki kullanıcılar, toplam kullanıcı kitlemizin yüzde 80’ini oluşturuyor. Türkiye’de olduğu gibi 40’ın üzerinde yeni pazarda faaliyete başladık veya yakın zamanda başlayacağız. Avrupa’da gelirimiz arttı, ancak asıl büyüme dünyanın diğer bölgelerinde gerçekleşti.
Bir diğer önemli nokta ise bu büyümenin ve daha en başta konuştuğumuz “pozitiflik” unsurunun Z kuşağı ile olan bağlantısı. Son birkaç yılda Z kuşağı Pinterest’in en büyük, en hızlı büyüyen ve ilginç bir şekilde en aktif kullanıcı grubu haline geldi. Bu aslında oldukça şaşırtıcı bir durum çünkü bu büyüklükte bir uygulama veya hizmet için yeni bir kullanıcı grubunun bu kadar kısa sürede en büyük ve en aktif kesim haline gelmesi inanılmaz bir gelişme.
Markalar için Pinterest nasıl bir değer sunuyor? Özellikle pazarlama stratejilerinde nasıl bir rol oynuyor?
Uzun süredir faaliyet gösterdiğimiz tüm pazarlarda markalar için vazgeçilmez bir ortak haline geldik ve umarım çok yakında Türkiye için de aynı şeyi söyleyebileceğiz. İnsanlar Pinterest’e, ne satın alacaklarına henüz karar vermeden önce geliyor. Bu, markalar ve perakendeciler için inanılmaz bir fırsat. Bu açıdan bakıldığında Pinterest’teki reklamlar diğer platformlardan farklı olarak aslında birer “içerik” niteliğinde. Pek çok platformda video izlerken veya haber okurken karşınıza çıkan reklamlar bir tür kesinti yaratır. Ancak Pinterest’te durum farklı. Örneğin yeni bir ceket arıyorsanız ve bir marka tam da aradığınız tarzda bir ürün sunuyorsa bu aslında faydalı bir deneyime dönüşüyor. Reklamlar burada kullanıcı deneyimine katkı sağlayabiliyor.

Martin Machinandiarena ve Sena Tufan
Pinterest’in markalar için sunduğu reklam ve sponsor içerikler hakkında bilgi verebilir misiniz? Hangi tür kampanyalar öne çıkıyor?
Tüm süreçler için çözümler sunuyoruz. Geçtiğimiz yıl en çok ilerleme kaydettiğimiz alan keşif ve marka bilinirliği gibi üst süreçlerin yanı sıra otomatikleştirilmiş alt süreç (performans odaklı) ürünlerimizi genişletmek oldu. Özellikle vurgulamak istediğim bir ürünümüz var: Performance Plus. Performance Plus, reklamverenlerin dönüşümleri daha kolay bulabilmesine odaklanan bir ürün paketi. Kampanyaları yönetme süresini yüzde 50 azaltırken aynı zamanda sonuçları iyileştirmeyi hedefliyor. Mühendislik çabalarımızı reklamverenler açısından satışları artırmaya yardımcı olacak şekilde odakladık ve en büyük ilerlemeyi de bu alanda kaydettik. Türkiye’de de Arçelik ile başarılı işler yürüttük. Yakın zamanda Suudi Arabistan’daki çok büyük bir proje olan Red Sea Global ile bir vaka çalışması yayınladık. Havayolu şirketleriyle de çalışıyoruz, Air France ile yeni bir çalışma paylaştık.

Küresel ölçekteki kullanıcı davranışlarında farklılıklar gözlemliyor musunuz? Pinterest’in farklı coğrafi bölgelerdeki kullanım trendleri hakkında bilgi verebilir misiniz?
Türkiye’de her ay 21,5 milyon kişi Pinterest’i kullanıyor. Bu, ülkenin internet kullanıcılarının yüzde 40’ı demek. Şu ana kadar Türkiye’de bir ekibimiz yoktu ancak artık Genart ile güçlü bir iş birliği içindeyiz. Kullanıcılarımızın yüzde 80’inden fazlası ABD dışında yaşıyor. Bu yüzden uluslararası genişlemeye, özellikle de Türkiye’ye yatırım yapmaya devam ediyoruz. Kısacası, Türkiye için şu an inanılmaz heyecan verici bir dönemdeyiz.
Gelecekte Pinterest platformunun nasıl evrileceğini düşünüyorsunuz? Kullanıcı deneyimi ve marka iş birlikleri açısından hangi yenilikler bekleniyor?
Şu anda odaklandığımız nokta, kişiye özel görsel keşif deneyimini en üst seviyeye çıkarmak. İnsanların aradıkları şeyi bulmalarını ve ilham almalarını kolaylaştırmak için çalışıyoruz. Öncelikle, kullanıcıların doğru kelimeleri bilmediği durumlarda bile ürünleri keşfedebilmelerini sağlayan yeni görsel arama araçları geliştiriyoruz. Görünce beğendiğimiz şeyi anlıyoruz ama kelimelere dökmek o kadar kolay olmuyor. İşte tam da bu noktada, insanların gördükleri bir tarzı doğru kelimelere dökebilmelerini sağlayacak çözümler üzerine yatırım yapıyoruz. Bu özelliğin ilk versiyonunu ABD, İngiltere ve Kanada’da devreye aldık ve çok yakında diğer pazarlarda da kullanıma sunmayı hedefliyoruz.
Bir diğer agresif yatırım alanımız ise yapay zeka. Yapay zekayı kullanıcıların zevklerine tam olarak uygun içerikleri bulmalarını sağlamak için kullanıyoruz. Özetle, görsel arama teknolojileri ve yapay zeka destekli kişiselleştirme, kullanıcı deneyimini olabildiğince ilham verici ve pozitif hale getirmek için en büyük önceliklerimiz.
Jamie Cooke: “Türkiye hikayeleri tüketen değil şekillendiren bir pazar”