
KFC ve Pizza Hut, Türkiye pazarına geri dönüyor
Yılın en büyük fast food dönüşlerinden biri kapıda: Yum! Brands, yılbaşında franchise ortağı İş Gıda ile yollarını ayırarak Türkiye’deki 537 KFC ve Pizza Hut şubesini kapatmıştı. Ancak şimdi, yaklaşık dört aydır kapalı olan bu restoranlar için yeniden açılış süreci başladı. Küresel dev, Türkiye pazarına güçlü bir geri dönüş hazırlığında.
Yum! Brands, franchise sistemini sonlandırmasının ardından Türkiye’de doğrudan operasyon yürütme kararı aldı. Bu kapsamda şirket, gayrimenkul ve yatırım danışmanlığı alanında faaliyet gösteren Value Solution Partners ile iş birliğine gitti. Amaç, kapalı durumdaki restoranları yeniden faaliyete geçirmek.
AVM’lerle kritik görüşmeler sürüyor
Markanın alışveriş merkezlerindeki eski şubelerini geri kazanmak için müzakereler devam ediyor. Ancak süreç beklenildiği kadar hızlı ilerlemiyor. Sınırlı sayıda şube için yeniden kiralama anlaşması sağlanırken, birçok AVM yatırımcısının temkinli olduğu ifade ediliyor. Sektör kaynaklarına göre, İş Gıda’nın kapanmadan önce son 3–4 ayda kira ödeyememesi AVM yatırımcılarını tedirgin etti. Mağaza başına ortalama 150 bin TL kira alacağı olan yatırımcıların toplam zararı aylık 80 milyon TL’yi bulmuş durumda. Bu nedenle yatırımcılar, eski borçların kapanmasını ve yeni kira bedellerinin revize edilmesini talep ediyor.
McDonald’s ve TAB Gıda iddialara ne diyor?
Pazarın bu hareketliliği, diğer büyük oyuncuların tutumunu da gündeme getirdi. McDonald’s Türkiye yönetimi, KFC ve Pizza Hut ile ilgili herhangi bir satın alma planlarının olmadığını açıkça duyurdu. Öte yandan dikkatler TAB Gıda’ya çevrildi. KAP’a yapılan bildirime göre, TAB Gıda’nın genel kurul toplantısında bir katılımcı, kapanan şubelerin şirkete fırsat yaratıp yaratmayacağını sordu. Yönetim ise bu şubeleri doğrudan devralmaya yönelik bir stratejilerinin olmadığını belirtti. Ancak kulislerde, TAB Gıda bünyesindeki Popeyes markasının KFC’nin eski şubelerine talip olabileceği konuşuluyor.
Sürdürülebilir geri dönüşün iletişimi…
KFC ve Pizza Hut gibi global markaların, dört aydır kapalı olmasına rağmen kamuoyunda hâlâ gündemde kalabilmesi, güçlü marka sermayesinin bir göstergesi. Ancak geri dönüş sürecinde sadece operasyonel değil, iletişimsel bir yeniden konumlandırma stratejisi de şart. Güveni yeniden inşa edecek, şeffaflık ve kalite vurgusu içeren yerel temelli bir iletişim kampanyası, markaların Türkiye’deki varlığını sürdürülebilir kılmak için kritik rol oynayacaktır.
Tersine göç artıyor: Her 3 çalışandan 1’i deprem nedeniyle taşınmayı düşünüyor