
TDK, yapay zeka için Türkçeye özgü derlem ve sözlük hazırlayacak!
Türk Dil Kurumu, Türkçenin dijital çağdaki varlığını güçlendirmek için kapsamlı bir dil modeli çalışması başlattı.
Türk Dil Kurumu (TDK) Başkanı Prof. Dr. Osman Mert, yapay zeka teknolojilerinin dünya dillerini hızla etkilediği bu dönemde, Türkçe için önemli bir hamle başlattıklarını duyurdu. Antalya’da düzenlenen Türk Dünyası Birliği Yolunda Ortak Alfabe Çalıştayı kapsamında açıklamalarda bulunan Mert, Türkçeyi gerçek anlamda düşünebilen ve üretebilen yapay zeka sistemleri geliştirmek üzere harekete geçtiklerini vurguladı.
Özellikle ChatGPT gibi büyük dil modellerinin yaygınlaşmasıyla birlikte, TDK’nin Türkçe odaklı yapay zeka çalışmalarına hız verdiğini belirten Prof. Mert, mevcut yerli yapay zeka ürünlerinin yeterli seviyede olmadığını, “Türkiye’de Türkçe düşünen ve Türkçe cevap verebilen yapay zeka ürünleri geliştirildi ama bu yeterli değil. Bunların daha ileri seviyelere taşınabilmesi için kapsamlı bir büyük dil modeline ihtiyaç var” sözleriyle ifade etti.
Ulusal Türkiye Derlemi: Yapay zekanın Türkçe hafızası
TDK’nin bu alandaki en önemli projelerinden biri olan Ulusal Türkiye Derlemi, Türkçeyle üretilmiş akademik, bilimsel ve kültürel metinleri kapsayan geniş bir veri tabanı oluşturulmasını hedefliyor. Prof. Mert, bu derlemin yapay zekaya Türkçeyi öğretmek için kritik bir kaynak olacağını belirtti.
Mevcut TDK sözlüğünün yapay zeka için fazlasıyla yetersiz kaldığını itiraf eden Mert, “Geçmişin şartlarında sezgisel yöntemlerle hazırlanmış mevcut sözlüğümüz Türkçeyi yeterince temsil etmiyor” diyerek, yeni oluşturulacak sözlüğün çok daha kapsamlı olacağını vurguladı. Yaklaşık 130 bin olan mevcut söz varlığının, yeni çalışmalarla bir milyonu aşması bekleniyor.
Mert’in dikkat çektiği bir diğer nokta, yapay zeka sistemlerinin yalnızca teknolojik araçlar olmaktan çıkıp, kültürel ve politik algıları da şekillendiren platformlara dönüştüğü gerçeği. Bu durumu örneklendiren TDK Başkanı şu tespiti paylaştı:
“Bugün Filistin meselesini ChatGPT’ye sorduğunuzda objektif gerçek yerine üretildiği ülkenin bakış açısını yansıtıyor. Dolayısıyla biz de kendi dil modelimizi kurmak ve kendi algımızı dünyaya sunmak zorundayız.”
Bu nedenle geliştirilen büyük dil modelinde sadece yazılım uzmanları değil, dil bilimcilerin de aktif görev aldığını vurgulayan Mert, Türkçeyle üretilmiş bilimsel birikimi yapay zekaya aktarmanın stratejik önemine değindi.
TDK Başkanı, toplumda yabancı kelime kullanımına karşı artan tepkiye de değinerek, bir “Türkçeyi Koruma Kanunu”na ihtiyaç duyulduğunu belirtti. Kurumun bu konuda kapsamlı bir teklif hazırlayıp meclise sunduğunu açıklayan Mert, yabancı kelimelerin dijital ortamlarda ve günlük hayatta kullanımına ilişkin yeni düzenlemelerin gündeme geleceğini ifade etti.
Airfryer örneği üzerinden konunun önemini vurgulayan Prof. Mert, “Böyle bir ürün Türkiye’ye ilk girişinde Türkçe karşılıkla tanıtılsaydı, bugün halk arasında bu yabancı kelime bu kadar yaygın kullanılmazdı” diyerek, erken müdahalenin önemine dikkat çekti.
Yapay zekanın Türkçe geleceği
TDK’nin başlattığı bu kapsamlı çalışma, yapay zekanın gelecekte Türk dili ve kültürünün taşıyıcısı olarak işlev görmesine zemin hazırlıyor. Ulusal Türkiye Derlemi projesinin tamamlanmasıyla birlikte, Türkçe düşünen, anlayan ve üreten yapay zeka sistemlerinin niteliğinin önemli ölçüde artması bekleniyor.
Dijital dönüşüm sürecinde dilin korunması ve geliştirilmesi için atılan bu adımlar, Türkçenin sadece günlük iletişimde değil, dijital dünyada da etkin biçimde var olmasını sağlayacak. Bu yaklaşım, teknolojik gelişmelerin kültürel kimliği koruyarak nasıl benimsenebileceğine dair önemli bir model sunuyor.
Türkçenin yapay zeka evreniyle buluşması, dilimizin geleceği için nasıl bir yol haritası çizecek? Kültürel kodlarımızı taşıyan yerli yapay zeka sistemleri, global teknoloji ekosisteminde nasıl bir yer edinecek? Önümüzdeki yıllar, bu soruların yanıtlarını şekillendirecek gelişmelere sahne olacak gibi görünüyor.
Türkiye, dünyada en uzun çalışma saatlerine sahip ikinci ülke oldu