
Marketing Türkiye Mayıs sayısı yayında: Boykot ediyorum, öyleyse varım!
Tüketici davranışları uzun yıllar yalnızca satın alma verileri üzerinden değerlendirildi. Ancak günümüz tüketicisi, tercihleri kadar tepkileriyle de varlık gösteriyor, “Boykot ediyorum, öyleyse varım!” diyor. Üstelik bu ses tek bir kesime ait değil; Türkiye’nin dört bir yanında, her mahallede farklı nedenlerle yükselen boykotlar var. İşte bu değişimi odağına alan Marketing Türkiye, Mayıs sayısında tüketicinin satın aldığı ürünlerden çok, benimsediği duruşa odaklanıyor. Boykot kültürüne geçmişten bugüne ışık tutuyor, tüketicinin sesi olan bu dönüşümü kapağına taşıyor.
Marketing Türkiye’nin Mart sayısında yer alan “Yeni Nesil Muhafazakârlar” dosyası hayli ses getirmişti, şimdi ise sırada “Yeni Nesil Sekülerler” var… Çarpıcı sonuçlar sunan araştırma her ne kadar kutuplaşmış görünse de toplumun “uzlaşıya” ne kadar yakın durduğunu gösteriyor…
Bu yıl üçüncüsü gerçekleştirilen “Türkiye’nin Tavsiye Şampiyonu Markaları”ndan “Teknolojiyle şekillenen yeşil devrim”e, “Türkiye’nin Gençlik Markları”ndan “Yapay zeka ile hazırlanan reklamlar ne kadar başarılı?” sorusunun araştırmaya ve sektör liderlerinin içgörülerine dayanan yanıtlarına kadar dopdolu içeriğiyle Marketing Türkiye Mayıs sayısı yayında!
Keyifli okumalar…
Boykot ediyorum, öyleyse varım!

Tüketici yalnızca bir müşteri mi, yoksa sessiz bir protestocu mu? Günümüz dünyasında bir ürünü almamak, bir markaya sırt çevirmek, hatta bir içeriği izlememek artık sadece bireysel bir tercih değil; toplumsal bir mesaj, kolektif bir duruş. Tüketimin politikleştiği yeni dünyada tüketici alışkanlıklarıyla birlikte markaların da rolü dönüşüyor. “Boykot ediyorum öyleyse varım!” bir tüketim davranışını değil, aynı zamanda çağımızın en güçlü toplumsal reflekslerinden birine ışık tutarken akademisyen, iletişim uzmanı ve araştırmacılarla bu yeni dönemde markaların nasıl bir strateji izlemeleri gerektiğini konuştuk…
Ali Saydam yazdı: Şenpiliç “itibarını” korumalı

Hemen baştan o meşhur “baş parmak kuralı”nı tekrarlayalım: “Krizin büyüklüğü, ortaya çıkan hasarla düz orantılıdır. Yani, hasar ne kadar büyükse, kriz iletişimi yönetiminin de o şiddette ele alınması gerekir. Eğer hasar yoksa ve siz varmış gibi iletişim yaparsanız, kendi krizinizi kendiniz yaratırsınız.”
TÜREK ile yeni bir dönem başlıyor: Türk dünyasında pazarlama, reklam ve medyada güç birliği

Pazarlama, reklam ve medya sektörleri için Türk dünyasında tarihi bir adım atıldı. Türkiye ve Azerbaycan’ın öncülüğünde kurulan Türk Dünyası Pazarlama, Reklam ve Medya Birliği (TÜREK), T.C. Ticaret Bakanlığı’nın himayesinde Ankara’da düzenlenen törenle tanıtıldı. Türkiye’den Reklam ve Pazarlama İletişimi Derneği (REPİD) ve Açıkhava ve Endüstriyel Reklamcılar Derneği (ARED) ile Azerbaycan’dan Reklam ve Pazarlamanın Geliştirilmesine Destek Kamu Birliği (RMID) arasında imzalanan protokol, sektörün geleceği açısından önemli bir dönüm noktası niteliği taşıyor.
İTÜ Çekirdek Ve Marketing Türkiye’den güç birliği: Girişimcilere özel pazarlama koçluğu

Türkiye’de teknoloji girişimciliğini yayma ve globalleştirme vizyonuyla ekosisteme yön veren İTÜ ARI Teknokent, girişimcilik dünyasında Marketing Türkiye ile bir ilke daha imza attı. İTÜ ARI Teknokent’in 2016’dan bu yana yürüttüğü İTÜ Çekirdek Growth Programı ile 270 girişim ve 533 girişimciye destek sunan; 181 milyon doları aşkın yatırımın önünü açan yapı, yeni dönemde pazarlama alanına da odaklanarak girişimcilere stratejik yetkinlikler kazandırmayı hedefliyor. Bu doğrultuda hayata geçirilen “Pazarlama Koçluğu” projesi, İTÜ ARI Teknokent ve Marketing Türkiye iş birliğiyle kurgulandı. 34 teknoloji girişimi, alanının önde gelen 28 pazarlama lideri ile birebir eşleşerek sektöre özel koçluk almaya başladı. Bu iş birliği, teknolojiyle pazarlamanın kesiştiği, karşılıklı öğrenmeye dayalı yeni nesil bir gelişim fırsatı sunuyor.
Reklam sektöründe yapay zeka çağı

Yapay zeka reklamcılık sahnesine sessizce çıkmadı; ezber bozan bir başrol oyuncusu olarak katıldı. Yalnızca prodüksiyon süreçlerini hızlandırmakla kalmayan bu teknoloji artık reklam yüzleri de yaratıyor.
Peki, yapay zeka ile hazırlanmış reklam filmleri izleyicilerde nasıl karşılık buluyor? Kampanyanın etkisi artıyor mu yoksa düşüyor mu? Tüm bu soruların yanıtlarını Marketing Türkiye adına Adgager’ın AdQ ile gerçekleştirdiği analizle mercek altına alırken, yaratıcı sektörün önde gelen isimleriyle de işin bugününü ve geleceğini konuştuk…
Türkiye’nin gençlik markaları!

Fast food’tan moda tercihlerine, online siparişten dijital eğlenceye kadar her alanda kendi kurallarını koyan genç tüketiciler, markalar için hem güçlü bir ilham kaynağı hem de stratejik bir yön belirleyici….
Peki, gençler markalardan ne bekliyor? Hangi kategoride hangi markaları tercih ediyor, sürdürülebilirlik çalışmalarını ne derece önemsiyor? Bi’öğrenci’nin 35 bin 874 öğrenciyle gerçekleştirdiği “Öğrenci Dostu Markalar” araştırması bu sorular ışığında gençlerin markalarla kurduğu ilişkiyi yeniden tanımlıyor…
Derimod’un ikinci 50 yıl vizyonu: Köklü miras, yenilikçi yolculuk…

Moda dünyasında kalıcılığı yakalamak artık sadece zamansız tasarımlarla değil, toplumsal duyarlılık ve teknolojik adaptasyonla mümkün… Tam da bu noktada Derimod; 50 yıllık mirasıyla sadece bir marka değil, aynı zamanda dönüşen perakende dünyasında güçlü bir yol gösterici olma iddiasında. Köklü geçmişini insan odağı, teknoloji ve sürdürülebilirlik üçgeninde geleceğe taşıyan Derimod, vizyonunu Murat Zaim’in liderliğinde yeniden tanımlıyor. Zaim, “Değişime ayak uydurmak yetmez, onu yönlendirmek gerekir” diyerek Derimod’un ikinci yarım yüzyılında sadece modaya değil, toplumsal dönüşüme de öncülük etmeyi hedeflediğini vurguluyor.
Yeni nesil sekülerler

Türkiye’de seküler yaşam, zamana ve değişen dünya düzenine ayak uydurarak evriliyor. Bireysel özgürlükleri ve çağdaş değerleri benimseyen sekülerler, yaşamın farklı alanlarında kendilerine özgü bir modernlik anlayışı geliştiriyor. Peki, bu dönüşüm, onların tüketim alışkanlıklarından marka tercihlerine, toplumsal olaylara yaklaşımlarından dijital dünyaya katılımlarına kadar nasıl bir etki yaratıyor? Marketing Türkiye için Aksoy Araştırma tarafından gerçekleştirilen “Yeni Nesil Sekülerler” araştırması, seküler bireylerin günümüzdeki yaşam tarzlarına ve tercihlerine ışık tutuyor…
Tavsiye şampiyonu markalar

Reklamlar, kampanyalar, kreatif fikirler… Pazarlama evreni tüm çarklarıyla dönmeye devam ediyor. Ancak tüm bu iletişim bombardımanının ortasında tüketicinin sesi en güçlü fark yaratma aracı olmayı sürdürüyor. Marketing Türkiye adına Kuantum Araştırma’nın gerçekleştirdiği “Tavsiye Şampiyonları” araştırması özgün ve kapsamlı metodolojisiyle tam da bu sesi merkezine alıyor ve 29 farklı kategoride tüketicilerin en çok tavsiye ettiği markaları gözler önüne seriyor…
Türkiye’nin en iyi işverenleri!

Great Place To Work® Türkiye’nin “Türkiye’nin En İyi İşverenleri” listesi açıklandı! Organizasyonların çalışan deneyimi ve iş yeri kültüründeki yaklaşımları hakkında önemli veriler sunan listenin bu yılki sonuçlarına göre, çalışanlar artık psikolojik güvenlik, iş-yaşam dengesi ve değer görme gibi konularda daha yüksek beklentilere sahip. Sonuçlara göre; yüksek güven kültürü, inovasyonu ve iş performansını artırırken, geleceğin başarılı organizasyonları çalışan refahını ve insan odaklı yaklaşımı merkeze alacak…
Teknolojiyle şekillenen yeşil devrim: Yeni nesil tarım

İklim değişikliği, su kaynaklarının azalması ve artan dünya nüfusu, tarımsal üretimde köklü değişiklikleri zorunlu kılıyor. Artık tüketiciler yalnızca sağlıklı gıdaya ulaşmakla yetinmiyor, gıdalarının nasıl üretildiğini, üretim sırasında doğayı nasıl etkilediğini de bilmek istiyor. Bu bilinç yeni nesil tarım uygulamalarını da zorunlu kılıyor. Peki, Türkiye ve dünyada yeni nesil tarım hangi konumda? Dikey tarım, hidroponik ve akuaponik sistemler gibi yenilikçi yöntemler, tarımsal üretimde nasıl bir dönüşüm yaratıyor? Markalar bu değişime nasıl adapte oluyor?
Mutluluk kültür-sanatta!

Kimi zaman bir tiyatro sahnesinde yankılanan bir replikte, kimi zaman kalabalık bir konser alanında duyulan melodide hayat bulan kültür-sanat, bireylerin kimliğini şekillendirirken toplumların ruhunu da besliyor. Ancak tüketicilerin kültür-sanata bakışı, etkinliklere katılım oranları ve bu alana yapılan yatırımlar hâlâ pek çok soru işareti barındırıyor. Peki, Türkiye’de kültür-sanat algısı nasıl şekilleniyor? Tüketiciler, kültürel etkinliklere ne sıklıkla katılıyor ve hangi bariyerlerle karşılaşıyor? Markaların kültür-sanat projelerine verdiği destek, tüketici davranışlarını nasıl etkiliyor? Marketing Türkiye ve İKSV için Aksoy Araştırma tarafından yapılan araştırma işte bu sorulara çarpıcı yanıtlar veriyor.
Derya Açar Ergüç yazdı: “Kültür-sanat sürdürülebilirliğin eylem aracıdır”

Kültür ve sanat, sürdürülebilirliğin kenarında duran değil, tam kalbinde yer alan alanlar. Sanat geçmişle bağ kurar, bugünü sorgulatır ve geleceğe dair yepyeni yollar açar. Daha yaşanabilir, daha sürdürülebilir bir dünya hayal ediyorsak, bu yolculukta sanatın, kültürün ve yaratıcılığın da yeri olmalı.
Dikkat! Tüketici karanlık ticari uygulamaların farkında…

Dijitalleşmeyle birlikte tüketici alışkanlıkları büyük bir değişim geçiriyor. Online alışveriş, kişisel veri paylaşımı ve sosyal medya etkileşimleri gibi faktörlerle şekillenen dijital tüketici davranışları, markalar için önemli bir rehber oluşturuyor. Ancak bu dönüşüm, gizli ücretler, zorlaştırılmış iptal süreçleri, yanıltıcı yönlendirmeler, zorunlu veri paylaşımı ve sahte aciliyet gibi karanlık ticari uygulamalarla gölgeleniyor. Peki, tüketicilerin en çok mustarip olduğu karanlık ticari uygulamalar hangileri? Türk halkı kişisel verilerini paylaşırken nelere dikkat ediyor? Ticaret Bakanlığı ve AKADEMETRE iş birliğiyle yapılan “Dijital Mecralarda Reklam ve Haksız Ticari Uygulamalar Araştırması” bu sorulara yanıt arıyor.