17 Mayıs Abone Ol
  • Haberler
    • Ajanslar / Konkur
    • Atamalar
    • Dijital
    • KSS
    • Haberler
    • Insights
    • Trend
    • Marketing Türkiye 101
    • Türkiye’nin Gündemi
  • Yaratıcı İşler
  • Dergiler
  • Etkinlikler
  • Söyleşiler
  • Kariyer
  • Yazarlar
  • Araştırma
  • Abone Girişi
  • Abone Ol
Haberler

Hitler’li reklama farklı bir yorum geldi!

Marketing Türkiye
1 Nisan 2012
5 dk okuma
Akşam yazarı Gürkan Hacır bugünkü “Hitler’in reklam kampanyasını da bir Siyonist yapmıştı” başlıklı yazısında Biomen’in çok eleştirilen Hitler’li reklamına değindi. Hacır, “Siyonistler ile Hitler” arasında pek de bilinmeyen ilişkiyi anlattı. İşte Hacır’ın yazısı… 

 

‘Hitler’li şampuan reklamı büyük tartışma yarattı. Hem ‘üstün ırk’ hem ‘sabun’ göndermesi yapılıyor tepkileri yükseldi. Ama Hitler’in reklam kampanyasını yapan da bir Siyonist olmuştu. Olay reklamı görmüşsünüzdür. Bir şampuan reklamında Hitler haykırarak ‘Kadın elbisesi giymiyorsan, kadın şampuanı da kullanma. Artık yüzde 100 erkek şampuanı Biomen var. Erkeksen Biomen kullanırsın’ diyor. Reklam bir reklamcının muzipliği olarak görülmedi. Tepkiler büyüdü. Hatta işadamımız Jeffi Kamhi işi savcılığa kadar götürdü. Nasıl olur da Hitler gibi bir cani reklam malzemesi yapılabilirdi. Üstelik Biomen adıyla üstün ırk göndermesi, şampuanla da sabun göndermesi yapılıyor iddiaları havada uçuştu.  Ama Jeffi Bey’e hatırlatırım. Siyonistler, Hitler hakkında hiç de öyle düşünmezler. Nasıl mı? Buyurun o halde…

*** 

19. yüzyıl başında birçok Avrupalı devlet adamı ve siyasetçi için Yahudilerin ülkelerini terk etmeleri ve Ortadoğu’da bir ‘getto devlet’ kurmaları en akılcı çözüm olarak gözüküyordu. Bu düşünceye Siyonistler alkış tuttular. Kimler mi? Bakın Siyonizm’in kuramcılarından Jacob Klatskin ne diyor: ‘Eğer bizler antisemitizmin haklı bir hareket olduğunu kabul etmezsek, kendi milliyetçiliğimizin haklılığını reddetmiş oluruz. Eğer bizim halkımız kendi öz kimliğini korumak ve kendine ait yaşam tarzını sürdürmek istiyorsa, o halde aralarında yaşadığı uluslar içinde bir yabancıdır. Dolayısıyla kendi ulusal bütünlüklerini korumak için bize karşı savaşmak da bu ulusların hakkıdır. Bize düşen görev Yahudilerin sosyal haklarını azaltmak isteyen antisemitlere karşı mücadele etmek değil, Yahudilerin sosyal haklarını arttırmak isteyen dostlarımıza (asimilasyonist Yahudilere) karşı mücadele etmektir.’

Tek hedef devletti

Bu sözler cımbızlama yöntemiyle çekilip çıkartılmış metinler değildir. Dönemin bütün Siyonist liderlerinin ağzından aynı tür sözleri bulabilirsiniz. Siyonistlerin tek hedefi vardı.  Bağımsız İsrail devletini kurmak ve yaşatmak. Yaşatabilmeleri için de yapmaları gereken tek şey, başta Avrupa olmak üzere dünyanın dört bir yanındaki Yahudilerin bu topraklara (Filistin’e) gitmesini sağlamaktı. Dünya Siyonist Örgütü’nün (WZO) kuruluş amacı buydu. Ancak kolay olmadığı kısa sürede anlaşıldı. Özellikle Avrupa’da yerleşik düzene alışmış, gelir düzeyi iyi olan Yahudiler karmaşa içindeki Filistin’e gitmek istemiyordu. Orada kendilerini neyin beklediğini bilmiyorlardı. İsrail devleti kurulacak mı kurulmayacak mı bilinmiyordu. Ya da devlet kurulsa bile yaşayabilecek miydi? Siyonist örgütün ikna çabaları sonuç vermedi. 1920’de Avrupa’dan Filistin’e göç etmesini sağladıkları nüfus ancak 120 bin kişi oldu. İsrail’e göç etmiş Yahudi nüfustan Avrupa’ya geri dönenlerin sayısı ise yıllık 5 bin civarındaydı. Bu kadarcık nüfus bir devlet kurmak ve yaşatmak için yeterli değildi. 1930’lara gelindiğinde Siyonistlere yeni ve büyük bir operasyon gerekliydi. İşte tam bu iklimde Alman Nasyonal Sosyalist Partisi, Siyonistlerin desteğiyle kuruldu. Adolf Hitler tam Siyonistlerin istediği düzeyde Yahudi karşıtıydı. Avusturya’da beraber yaşadığı Yahudi nüfusun, içine kapalı hali onu rahatsız etmişti. Dahası içeride başka dışarıda başka bir gündemleri olması ve kendi ırklarından başka kimseye itibar etmemeleri kinini daha da bileylemişti. Adolf’a göre Yahudiler para düşkünüydüler ve sadece birbirlerini kayırıyorlardı.

Açık destek verildi
 

Hitler’in antisemitizmi bütün Siyonistlerin ağzının suyunu akıtacak cinstendi. Hitler 1923’te Alman İşçi Partisi’ne katıldı. Kısa sürede liderlik koltuğuna oturmayı başardı. 29 Temmuz 1923’te partisinin adı ve ideolojisini değiştirdi. Nasyonal Alman Sosyalist İşçi Partisi (Nationalsozialistische Deutsche Arbeiter Partei) taraftarlarına ise kısaca ‘Nazi’ denmeye başlandı. 1923’te ünlü birahane yürüyüşüyle hükümeti devirmeye kalkıştı. Başarılı olamadı hapse girdi. 1924’te tahliye oldu. Cezaevinden çıktığında öfkesi daha da bileylenmişti. Koltuğunun altında ise yazmış olduğu bir kitap vardı. Kavgam (Mein Kamp)! 
1929 yılına kadar girdiği seçimlerde başarısız oldu, küçük bir parti olarak kaldı. 1929 ekonomik buhranı dünyadaki bütün dengeleri alt üst etmişti. 1930 seçimleri Nazi partisinin önünü biraz daha açmıştı. İşte tam da bu noktada Siyonistler devreye girdi. Hitler’e doğrudan ve açıktan destek vermeye başladılar. 

Devlerden para aktı

Hitler’in bankacısı olarak ünlenen Max Warburg, Siyonist bir Yahudiydi ve Almanya’nın en büyük bankeriydi. Nazi partisinin en büyük finansörü oldu. Partinin bütün ihtiyaçları, reklam kampanyaları onun bütçesinden karşılandı. Max Warburg’un kardeşi Paul Warburg da Amerika’da Federal Rezerv’in yani merkez bankasının kurucusuydu.  1932’de Almanya’da yapılan seçimlerde en çok oyu alan parti Nasyonal Sosyalist İşçi Partisi oldu. Ama bu da iktidarı tek başına almalarına yetmedi. Hitler sadece iktidar ortağıydı. 1937’deki seçimlere ise iktidarın gücünü de arkasına alarak medya, finans, ve endüstri devlerinin (ki hemen hepsi WZO üyesiydi) parasal desteğiyle girdi.  Peki, özellikle 1942’den sonra toplama kamplarında soykırım yapıldı mı? Bunun ne kadar su götüren bir konu olduğunu daha önce yazmıştım. Hiç de ikna edici deliller elimizde yok. Ama şu kadarını söyleyeyim. Artık İsrail kaynakları bile öldürülen 6 milyon Yahudi sayısını inandırıcı bulmuyorlar. Sayıyı 1 milyona çoktan indirdiler. Peki, bizdeki bu keskin kanaat nasıl oluşuyor? Elbette ki Hollywood’la… Yahudi soykırımına ilişkin hemen hemen bütün referanslarımız Hollywood filmlerindendir. Schindler’in Listesi, Piyanist, Holocoust ve daha yüzlerce film ve bunlardan yola çıkarak hazırlanan yüzlerce belgesel bu soykırımla ilgili temel kanaatlerimizi oluşturur. Hemen hepsi objektif bir tarih çalışmasından uzak, politik bir argümanın destekleyicisi çalışmalardır. Bu duruma şaşırmayınız… Hollywood’un en büyük şirketlerinin sahibi zaten Yahudi asıllıdır. Universal Pictures’ın sahibi Carl Laemmle Alman Yahudisi, Paramount Pictures’in sahibi Adolph Zuckers Macar Yahudisi, Fox Film’in sahibi ve kurucusu William Fox, Metro Goldwyn Mayer’in kurucusu Rus Yahudisi Lois B. Mayer, Warner Brothers’in sahibi ise Polonya Yahudisi Benjamin Warner’dır. Uzun lafın kısası, Hollywood’da Jewish olmayana yaşam hakkı yoktur. 

‘Ona minnettarım’ 

Konumuzdan uzaklaşmayalım. Emil Ludwig’e gelelim. Gazeteci ve biyografi yazarıydı. Siyonist’ti. Atatürk’ün dahil olduğu çok sayıda ünlünün biyografisi üzerine çalışmıştı. (Hadi gereksiz bir bilgi vereyim. Latife Hanım Atatürk’ten boşandıktan sonra Çekoslavakya’nın Tatra kentinde tanıştığı Ludwig’le aşk yaşamıştı.) Dünya Siyonist Örgütü’nün bu en kıymetli gazetecisi Hitler için ne dedi dersiniz? ‘Dünya Siyonistleri adına Hitlere minnettarım. Eminim ki İsrailoğulları Filistin’e bir Hitler anıtı dikmek için kendilerini mecbur hissedeceklerdir.’  Thedeor Herzl, 1800’lü yılların sonunda Basel Kongresi’ni yaptığı sıra kaldığı otelin balkonunda bir hayal kurmuştu. Ve kendi kendine söylenmişti: ‘Bugün İsrail’i kurdum. Buna şimdi herkes gülebilir ama 5 yıl ya da en geç 50 yıl sonra bunun gerçek olduğu görülecek.’  Herzl’in hayali gerçek oldu. Binlerce yıldır yaşattıkları ‘portatif devlet’ten ‘yerleşik devlet’e geçtiler. Peki, İngiltere’nin bunda ne payı vardı? Ya da soruyu doğru soralım. İngiltere’nin payına ne düşecekti? Bakınız cevabı Siyonizm’in sağ kanat savunucularından Jabotinsky veriyor: ‘Siyonizm’in esas amacı tüm Akdeniz’i Avrupa ellerinde tutmaktır… Bu durumda, örneğin Suriye’nin bağımsızlığı söz konusu bile olamaz… Bu konu Fransa, İtalya ve İngiltere tarafından anlayışla karşılanacaktır, çünkü kendi koloni imparatorluklarının korunmasına yöneliktir… Biz her türlü Doğu-Batı çatışmasında Batı’dan yana oluruz… Biz bugün bu kültürün en sadık ve önde gelen taşıyıcılarıyız. İngiliz imparatorluğunun yayılması bizim İngilizlerden bile daha çok işimize gelir.’ Jabotinsky’nin 19. yüzyılın başında fantastik bir hayal gibi görülen bu düşüncesi yüzyıl boyunca dünyanın en reel-politik gelişmesi oldu. Bugün yanı başımızdaki ateş topuna dönen Suriye için rol nasıl biçilmiş yıllar önce gördünüz mü? İngiliz-Siyonist işbirliğinin altında Batıni sebeplerin yanı sıra ekonomik, politik ve tarihsel onlarca sebep vardır. Büyük Britanya’nın emperyalist çıkarları doğrultusunda Yahudilerin güvenli bir şekilde Ortadoğu’ya monte edilmeleri ve yaşatılmaları gerekiyordu. Bu hem sınırsız Ortadoğu kaynaklarına yeni kapıların açılması hem de büyük Yahudi lobisinin parasal gücünü arkasına almak anlamını taşıyordu.

Sorumlusu Musa

İngilizlerin ünlü emperyalist taktiği olan ‘böl ve yönet’ için coğrafya çok uygundu. Kuşkusuz Siyonistlerin Filistin sevdasında dinsel faktör çok önemliydi. Oraya yerleşmek istemelerinin dinsel yanı ağır basıyordu. Bakın İsrail Devleti’nin ilk kurucu Başkanı Haim Weizmann bu durumu espriyle karışık nasıl anlatıyor: ‘Niçin Kamçatka değil, Alaska, Meksika ya da Teksas değil de Filistin? Bu saydığım ülkelerin çoğu bomboş topraklar. Niçin Yahudiler kendilerini dostça karşılamak istemeyen bir toplumun yaşadığı bir ülkeyi seçsinler? Hem de küçük bir ülke, yüzyıllarca ihmal edilmiş, terk edilmiş bir ülke! Yahudiler gibi pratik zekalı ve kurnaz bir halkın tüm çabalarını, alın terini, kanlarını, varlarını yoklarını Filistin’in taşına toprağına dökmeleri olağan dışı görülmektedir. Filistin’in seçilmesinden bugünkü Yahudiler sorumlu değildir. Musa sorumludur. Musa’da tanrıdan gelen vahiye göre hareket etmiştir. O bizi Amerika’ya götürebilirdi. Ürdün yerine Missisipi’ye getirebilirdi. Eğer öyle yapsaydı, onun için daha kolay olurdu. Ama Musa Filistin topraklarını seçti. Biz eski bir tarihi olan çok eski bir halkız ve hiç kimse tarihini inkar edip, her şeye sıfırdan başlayamaz.’ 

Çileli yürüyüş bitti

Uzun lafın kısası…  Öyle veya böyle Adolf Hitler, İsrailoğullarına bir devlet hediye etti. 5 bin yıllık çileli yürüyüşleri onunla bitti. Nur topu gibi bir devletleri oldu. Sanıldığı gibi bir soykırım yaşandı mı bilmiyoruz. Eldeki veriler hiç de ikna edici değil. Ne yazık ki bunu tartışamıyoruz. Tartışmak bile nefret suçu kapsamına giriyor. Yazamıyoruz. O halde biz de Siyonist yazar Ludwig’in sorusunu soralım. ‘Hitler’in heykeli Tel-Aviv’e ne zaman dikilecek?’

 

1 KFC ve Pizza Hut, Türkiye pazarına geri dönüyor
KFC ve Pizza Hut, Türkiye pazarına geri dönüyor
2 Google 10 yıl sonra logosunu değiştirdi
Google 10 yıl sonra logosunu değiştirdi
3 YouTube'un zirvesine "kamp kuranlar" belli oldu
YouTube’un zirvesine “kamp kuranlar” belli oldu
4 Türkiye’nin kültür-sanat anatomisi...
Türkiye’nin kültür-sanat anatomisi…
5 Lacoste, ikonlarıyla "oynuyor"
Lacoste, ikonlarıyla “oynuyor”
Güncel Haberler
Belirsizlik ortamında pazarlama: Hangi kampanyalar rafa kalkıyor?
Belirsizlik ortamında pazarlama: Hangi kampanyalar rafa kalkıyor?
Elektrikli süpürge alışkanlıkları değişiyor!
Elektrikli süpürge alışkanlıkları değişiyor!
2025’in seyahat haritası: Zirvede sürpriz var!
2025’in seyahat haritası: Zirvede sürpriz var!
Sosyal Medya
  • FACEBOOK
  • TWITTER
  • LINKEDIN
  • INSTAGRAM
  • YOUTUBE

İlgili Haberler

Vestel CEO'su Ergün Güler görevinden ayrılıyor
Haberler
Vestel CEO’su Ergün Güler görevinden ayrılıyor
İrem Alimoğlu
9 Nisan 2025
Penti, Zerogram ile kadınların iç giyimde konfor ve şıklık arayışını birleştiriyor
Haberler
Penti, Zerogram ile kadınların iç giyimde konfor ve şıklık arayışını birleştiriyor
Advertorial
1 hafta önce
Halil Özcan: “ON Dijital Bankacılık ile 5 yılda 5 milyon müşteriye ulaşacağız”
Haberler
Halil Özcan: “ON Dijital Bankacılık ile 5 yılda 5 milyon müşteriye ulaşacağız”
Advertorial
4 Mart 2025
Brandverse Awards başvurularında son tarih 17 Nisan...
Haberler
Brandverse Awards başvurularında son tarih 17 Nisan…
Sena Tufan
4 Nisan 2025
  • Yarışmalar
  • Temsilcilikler
  • Etkinlikler
  • Yayınlar
Yarışmalar Yarışmalar Yarışmalar Yarışmalar Yarışmalar Yarışmalar
Temsilcilikler Temsilcilikler Temsilcilikler
Etkinlikler Etkinlikler Etkinlikler Etkinlikler Etkinlikler Etkinlikler Etkinlikler
Yayınlar

Esentepe Mahallesi, Kore Şehitleri Caddesi, No:7, Yegane Apartmanı, Kat: 2, Daire: 4,
Şişli/İstanbul

[email protected]
0 (212) 211 11 12

  • Haberler
  • Yazarlar
  • Söyleşiler
  • Yaratıcı İşler
  • Etkinlikler
  • Kariyer
  • Üye Girişi
  • Kayıt Ol
  • Hakkımızda
  • Künye ve İletişim
  • KVKK Açık Rıza Beyanı
  • Mesafeli Satış Sözleşmesi
  • Gizlilik, Kişisel Verilerin Korunması ve İşlenmesi Politikası

© 2001 Rota Yayın Yapım Tanıtım Tic. Ltd. Şti. Bu Sitede Bulunan Yazı Ve Çizimlerin Her Hakkı Saklıdır.

Abone Ol
  • Haberler
    • Ajanslar / Konkur
    • Atamalar
    • Dijital
    • KSS
    • Haberler
    • Insights
    • Trend
    • Marketing Türkiye 101
    • Türkiye’nin Gündemi
  • Yaratıcı İşler
  • Dergiler
  • Etkinlikler
  • Söyleşiler
  • Kariyer
  • Yazarlar
  • Araştırma

© 2001 Rota Yayın Yapım Tanıtım Tic. Ltd. Şti. Bu Sitede Bulunan Yazı Ve Çizimlerin Her Hakkı Saklıdır.

Asquared WordPress Agency tarafından tasarlanmış ve kodlanmıştır.