Ödeme sistemleri konusunda Türkiye’nin örnek ülke olarak gösterildiğini söyleyen Mastercard Türkiye ve Azerbaycan Genel Müdürü Yasemin Bedir, özellikle dijital ödeme sistemlerinin kolaylaşmasıyla e-ticaret hacminin ciddi oranda arttığını dile getiriyor. “Mastercard Teknoloji şirketinden deneyim platformuna dönüştü” diyen Bedir’le hem pazarı hem de bu dönüşüm sürecini konuştuk…
Siz aslında bankacılıktan ödeme sistemleri tarafına geçiş yapan isimlerdensiniz. Ödeme sistemleri konusunda bugün geldiğimiz noktayı iki tarafı da göz önünde bulundurarak nasıl değerlendiriyorsunuz?
Garanti Bankası’nda Bonus ve Miles & Smiles’ı çıkaran ekipte çalıştım. Bunun gibi pek çok güzel iş yaptık ki zaten Türkiye son 10 yılda ödeme sitemleri konusunda çok başarılı işlere imza attı. Öyle ki bu sektörde çalışan bir Türk olarak yurt dışına gittiğimizde çok itibar gördüğümüzü rahatlıkla söyleyebilirim. Bu konuda örnek ülke konumundayız. Başka ülkelerde adım adım gerçekleşen kimi gelişmeler bizde bir defada yapıldı. Bu başarının bir parçası olmak gurur verici.
Türkiye’yi ödeme sistemlerinde bu denli başarılı kılan nedenler neler?
Bunun birkaç önemli nedeni var: Sürecin en başında ödeme sitemleri konusunda Türkiye çok doğru adımlar attı. Bankacılıkta Türkiye’nin IT alt yapısı da çok sağlam. İstediğiniz değişiklikleri çok çabuk yapabiliyorsunuz. Mesele taksitli ödeme sistemine yurt dışında birkaç aşamada geçilirken biz o adımları es geçip direkt taksitli işlemlere başladık. Öte yandan Türkiye genç nüfusuyla dijital ödeme sitemlerine çok çabuk adapte oldu. Türk insanı çok yaratıcı. Kişiye özel çözümler geliştirme noktasında çok başarılıyız. Geliştirdiğimiz pek çok teknoloji yurtdışında şaşkınlıkla karşılanıyor.
Temel olarak MasterCard kendini pazarda nasıl konumluyor?
MasterCard, 50 yıllık bir teknoloji şirketi ve pazarda oldukça iyi bir konuma sahip. 100 milyar dolarlık bir sermayesi var. Fakat biz sadece bir ödeme sitemi olarak konumlamıyoruz MasterCard’ı. Toplumun sosyal refahını yukarı taşımakla yükümlü bir şirket olarak görüyoruz kendimizi. O sebeple bizim için finansal sisteme dahil olmak çok önemli. Dünya çapında sekiz adet inovasyon merkezimiz var. Bunlardan birini Gates Vakfı ile birlikte Kenya’da kurduk. Burada da en çok yapılan şey kadın yatırımları üzerine inovasyon yapmak. Amacımız dünyanın her yerinde toplumun refahını artırarak finansal sisteme dahil olunmasını sağlamak. Tüm bunlar kayıt dışı ekonominin de azalmasına katkı sağlıyor. Kartlı sisteme geçiş ekonominin kayıt altına alınması açısından da kritik bir rol üstleniyor. MasterCard her yıl teknolojiye milyarlarca dolar yatırım yapıyor. Hatta geliştirdiğimiz kimi teknolojileri rakiplerimizin kullanımına da sunuyoruz çünkü amacımız sektör standartlarını belirlemek.
MasterCard insanların hayatında nasıl bir fark yaratıyor?
CEO’muzun da söylediği gibi kimse sabah kalkıp “Bugün bir ödeme yapacağım” demiyor. Ama sabah kalkıp “Bugün güzel bir bluz almam lazım” diyebiliyor. Ödeme de bunun bir bacağı ve amacımız da kolay, güvenli, her yerden erişilebilen bir standartta bu sistemi insanların kullanımına sunmak. Özellikle bankacılıkta teknolojik yenilikler çok hızlı ilerliyor. Son beş yıldaki gelişim, geçtiğimiz 10 yılın iki katı oldu. Önümüzdeki beş yıldaki gelişmelerinse son 50 yıldan daha hızlı olacağı konuşuluyor. Bu çok büyük bir değişime adım attığımızı gösteriyor ki biz de bu değişim bir parçasıyız.
MasterCard’ın Türkiye Genel Müdürü olarak ülkeyle ilgili hedefleriniz neler?
Türkiye’yi bir teknoloji üssü haline getirmek istiyoruz. Türkiye’de çalışan arkadaşlarımız aynı zamanda 27 ülkeyi kapsayan bir bölgeden sorumlu. Bu Türkiye açısından çok avantajlı bir durum. Ödeme sitemlerindeki gelişmişliği yurtdışına ihraç etmek de amaçlarımız arasında yer alıyor. Bu sebeple MasterCard, Türk ödeme çözümleri sağlayıcısı Provus’u satın aldı ve iki ülkeye de teknoloji ve hizmet servisi satmaya başladı. MasterCard, Türkiye’ye çok önem veriyor. Türkiye ofisi 30 kişi ancak sürekli olarak globale yeni yöneticiler gönderiyoruz. Çünkü Türkiye’deki yeteneklerin çok kaliteli olduğu düşünülüyor. Yeni isimler katılacak aramıza ve Türkiye ofisini büyüteceğiz. Bu da Türkiye’nin hâlâ birçok alanda potansiyele sahip olduğunu gösteriyor.
Son tüketici sizin ne iş yaptığınızı biliyor mu?
Ödeme sitemleri hayatın her alanına dokunan bir konu. Bu sebeple biz yaptığımız işi sadece teknik bir iş olarak değil hayatın kendisi olarak görüyoruz. Aslında bir B2B şirketiyiz ancak son yıllarda B2C iletişimine de yöneldik. Amacımız da tüketicilere ne yaptığımızı anlatabilmek. Zaten “Paha Biçilemez” gibi çok etkileyici bir iletişim konseptimiz vardı. Bu konseptin sadece bir reklam kampanyası olarak kalmasını istemedik. “Paha Biçilemez” konseptini bir deneyimler platformuna çevirdik.
“Paha Biçilemez” konseptini nasıl deneyimletiyorsunuz?
Bunun için “Paha Biçilemez Şehirler” çalışmamızı başlattık ve insanların 44 şehirde çeşitli deneyimlere ulaşmasını sağladık. Bugün “Paha Biçilemez Şehirler” platformunun 6 milyon üyesi var. Ardından “Paha Biçilemez Sürprizler” kampanyamızı başlattık ki Türkiye bu konuda globale örnek olacak çalışmalara imza attı. Şampiyonlar Ligi gibi pek çok organizasyonun sponsoruyuz ve “Paha Biçilemez Sürprizler” kapsamında insanların bu etkinlikleri deneyimlemesini sağlıyoruz. Örneğin sıradan bir halı saha maçını dünyaca ünlü hakem Pierluigi Collina’nin de katılımıyla bir şampiyonlar ligi maçına dönüştürdük. Bu sürprizin videosu MasterCard tarihinin en çok izlenen videosu oldu. Ardından Arda Turan ile çocukların mahalle maçına giderek sürpriz yaptık ki bu çalışmanın videosu ilkini de geçti. İki kampanyanın videoları toplamda 20 milyon izlendi. İki çalışma da farklı ülkelerde örnek çalışma olarak alıp uygulandı.
Markaların tüketiciye yaklaşımı nasıl şekilleniyor?
Eskiden birkaç tüketici segmenti vardı ve markalar onlar için ürünler ve hizmetler üretirdi. Ama artık ara segmentler var. Gençler de kendi içinde “işe yeni başlayan”, “yeni evlenen” ya da “bekarlar” diye segmetlere ayrılıyor. Artık markalar bu alt seğmetlerin beklentilerini karşılamak için çalışıyor.
Sanayi 4.0 konusunda neler yapıyorsunuz?
Sadece sanayi alanında değil finans alanında da “FinTech” yatırımcılarla birlikte önemli değişimler yaşanıyor. Biz de pek çok teknoloji firması gibi dünyanın dört bir tarafında şirket satın alıyoruz. Son dört yılda pek çok büyük şirket satın aldık ki bu satın almalar yeni tüketici deneyimlerini ve Sanayi 4.0 devrimini destekler nitelikte. Şimdi bu şirketler vasıtasıyla gelen teknolojiler birleştiriliyor.
MasterCard bünyesinde Türkiye ve Azerbaycan Genel Müdürü olmanızın dışında kadınlarla ilgili de ciddi çalışmalarınız var. Biraz bu çalışmalarınızdan söz eder misiniz?
MasterCard bünyesinde “İşe Yeni Başlayanlar”dan tutun da “Afro-Amerikalılar”a kadar pek çok çalışma grubu var. Çünkü MasterCard çok geniş bir coğrafyada faaliyet gösteriyor ve patronumuz da bu çeşitliliğin bir zenginlik olduğunu düşünüyor. Bu çalışma gruplarından “Kadın Liderlik” programını da iki Amerikalıyla birlikte ben yönetiyorum. Bunun da MasterCard’ta yaptığım ve en gurur duyduğum iş olduğunu söyleyebilirim. Amacımız kadın çalışanların daha üst mevkilere gelmesi için farkındalık yaratmak ve MasterCard’ı bu alanda dünyanın en iyi kurumlarından biri haline getirmek.
Kadın yöneticiler ve çalışanlar açısından MasterCard Türkiye ofisinde durum ne?
Türkiye’deki ofiste hem kadınların eğitilmesi hem de sisteme dahil edilmesi konusunda çalışmalarımız var. Çünkü bu işin ilk adımlarından biri farkındalık yaratmak. Kadın konusu son zamanlarda çok konuşulmaya başlandı ama ben bunu MasterCard içinde çok uzun zamandır yapıyorum. Türkiye ofisinde kadın ve erkek yönetici sayısı eşit ve bu sayının eşit olmasında da çok önem veriyoruz. Mesela işe alım süreçlerinde hep bir kadın ve bir erkek adayımız olmasına özen gösteriyoruz.
İŞLEMLER BASITLEŞTIKÇE ALIŞVERIŞ ARTIYOR
Yasemin Bedir – Mastercard Türkiye ve Azerbaycan Genel Müdürü
“Araştırmalar özellikle e-ticaret alanında işlemlerin karmaşık olmasının birçok tüketiciyi satın almadan vazgeçirdiğini gösteriyor. Bu nedenle ödeme işlemlerinin basitleşmesi özellikle e-ticaret sektöründe satışların artmasına neden oluyor. Öte yandan insanlar ödemenin bu denli kolay ve güvenli olduğunu bir defa deneyimlediklerinde alışveriş sıklıklarını da artırıyor. Bizim amacımız da o ilk deneyimi sağlamak. Çünkü zaten sonrası kendiliğinden geliyor. Gidişatı tamamen tüketici belirliyor. Markalar da e-ticaret deneyimini kampanyalarla sürprizlerle çok keyifli bir hale getirmeye başladı.”
Röportaj: Günseli Özen – Ferruh Altun