Toplantı kapalıydı, işkadınları cesur, Maliye Bakanı ise samimi!
Mutlu Alkan başarılı bir işkadını.
AK Parti’ye yakınlığıyla tanınıyor. Çok uzun zamandır sayısını kendisinin de unutmuş olabileceğini varsaydığım iktidar partisi önde gelenleri ki buna Başbakan da dahil özel sektör buluşmaları yapıyor. Bu buluşmalardan Başbakan Binali Yıldırım, Parti Sözcüsü Mahir Ünal ve en son da Maliye Bakanı Naci Ağbal’ın katılımıyla gerçekleştirilenlere katıldım. Samimi görüşüm Bakan Ağbal’ın katılımcıların hangi konudan ve dozdan olursa olsun Mutlu Alkan’ın moderasyonunda eleştirel sorulara dahi eğip bükmeden yanıt vermeleri oldu.
Son toplantı vergi affının açıklandığı gün ve konuk da Maliye Bakanı Ağbal olunca, toplantıya davet edilen ve Mutlu Alkan’ın ifadesiyle AK Parti seçmeni olmayan işkadınlarının gündemi ağırlıkla vergi affının haksızlığına yönelik oldu.
Savaş ve beraberinde seçimin getireceği ağır yüklerin iş dünyası üzerindeki etkileri Maliye Bakanının yanıtlamakta zorlandığı sorular oldu. Bakan Ağbal, kendisine vergisini zamanında ödeyen kurumların cezalandırıldığını söyleyen işkadınlarına haklı olduklarını ifade eden sıkıntılı yanıtlar verdi.
Kısaca toparlarsam işkadınları dozunu esirgemedikleri eleştirilerine Maliye Bakanı tarafından verilen yanıtları şöyle sıralayabilirim:
EKONOMİYE İLİŞKİN KONUŞULANLAR
ÇAYKUR özelleştirilmesiyle ilgili soruya böyle bir düşüncemiz yok diyerek kesin yanıt verdi.
Aynı kesin yanıt bedelli askerlik için de verildi. Görünürde bedelli askerlik yok.
Sektörel destekler kapsamında geçtiğimiz yıl uygulanan vergi indirimlerinin olup olmayacağının özellikle sorulduğu mobilya sektörü için vergi indiriminin bu yıl yapılmayacağını söyledi.
Bu vergi indirimlerinin dönemsel olarak kamu maliyesindeki genişlemeden kaynaklandığını ancak ekonomide bir denge sağlandığını ifade etti.
Vergilerin dönemsel de olsa indirilmesinin dengeleri bozduğunu ifade etti.
Vergi hükümet tarafından konulur, idare tarafından toplanır. Bu nedenle vergisini ödemeyenlerin üstüne gidilecek dendi.
Etrafımızda bir ateş çemberinin olduğunu ayrıca dünya konjonktürünün de bu çemberi daralttığını söyleyerek birbirimize sahip çıkmalıyız dedi. “Bunu da birbirimizi dinleyerek yapacağız” diye yol da gösterdi.
“Bir yandan Amerika gelişmekte olan ülkelere dağıttığı paraları geri çekiyor. Petrol fiyatları artıyor ve Trump ‘Önce Amerika’ diyor. Dünya yeniden şekilleniyor. Siyasi istikrara ihtiyacımız var” diyerek seçimi işaret etti.
S&P’nin verdiği eksi not için seçime 40 gün kalmış bir ekonomiye hassas davranmadılar diye sitem etti.
Tasarruf edemiyoruz çünkü tasarruf edecek kadar kazanmıyoruz diyen Bakan Ağbal, ihracat rakamlarımızın birim fiyatlarının aynı kalitede aynı ürünlerden daha ucuz olduğunu bir sorun olarak ortaya koydu.
Tekstil ürünleriyle cari açığı kapatamayız, yüksek teknoloili ve katma değerli ürün üretmeliyiz dedi.
Afrika geleceğin en önemli pazarı ancak Çin şimdiden kıtayı hallaç pamuğu gibi atıyor.
AB sürecine yürekten inandıklarını söyledi.
İÇ MESELELERİMİZ
Anayasadan ve insan olmaktan kaynaklanan haklarımızın ihlal edilmesini doğru bulmadığını ancak zorlu bir süreçten geçildiğini bu nedenle haksız uygulamalar olabileceğini iade etti.
“Kötü hukuk bir ülkeyi batırır” dahi dedi.
Kamu-özel sektör projeleri nedeniyle artan ulaşım maliyetlerinden yakınan işkadınlarına bu desteği yatırımcıya vermek durumunda olduklarını ancak devletin bu konuda da dikkatli olması gerektiğini iade etti.
İkinci köprüden geçmek üzere tuhaf büyük araç tasarımları yapıldığı söylenince “dikkatimizde” diye yanıt verdi.
VE SEÇİM…
Adil seçim beklentisi birçok kez ifade edildi. “Sandıktan hiç kimse hileyle çıkmak istemez” diyerek yanıt verdi.
Bir son cümle olarak Mutlu Alkan’ın düzenlediği buluşmalar ideolojik benimsemeler açısından ne kadar etkili oluyor bilmiyorum ama konuşmaya çekinilen konuların kapalı toplantılarda konuşulması bile iyi oluyor. Bu türden buluşmalar devam etmeli…