Mesele Hatay ise gerisi teferruat
Şu almak için milyonlarca avro dökülen, politikacıların ekonomiyi hareketlendireceği vaadiyle seçilmek için stratejik yol haritalarına yerleştirdiği EXPO, Hatay’a 2021’de geliyor ama henüz pek kimse bilmiyor… Sesiz sedasız elde edilen bu başarının altında “sarsıcı bir tutku” var…
Diğerini henüz bu kadar ötekileştirmediğimiz dönemlerde de severdik Hatay’ı. Şimdi ise baş tacı.
Hatay’a gidiyorum dediğim herkeste bir öykünme, “Keşke biz de…” Benim bir gerekçem var ya sizin! Varsın olmasın, Hatay’a gitmek, yüreğe su serpmek gibi.
Hatay Büyükşehir Belediyesi her kademesinde topyekûn bir gayret içinde. Bir yandan şehrin altyapısı ıslah edilip belediye çalışanları eğitiliyor diğer yandan Başkan Doç. Dr. Lütfü Savaş’ın bireysel gayretiyle alınmış Expo 2021’e hazırlanıyor.
Yahu şu almak için milyonlarca avro dökülen, politikacıların ekonomiyi hareketlendireceği vaadiyle seçilmek için stratejik yol haritalarına yerleştirdiği EXPO, Hatay’a 2021’de geliyor ama henüz pek kimse bilmiyor. Aslen Hataylı olan Hatay Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Prof. Dr. Mehmet Maden Konya Selçuk Üniversitesi’nde öğretim görevlisi olarak tüm düzenini kurmuşken, Başkan Savaş’ın ısrarlarıyla bir an karar veriyor her şeyi geride bırakıp Hatay’a geliyor.
Başkan Savaş da uzun yıllar hekim olarak uzak kalmış. “Hatay çağırdı” diyor ve memlekete geri dönüyor. Bir önceki dönemde Antakya Belediye Başkanı olarak görev de yapmış. Şimdi her ikisi bir yandan şehrin sükut içinde yönetiminde diğer yandan geleceğe hazırlanmasında omuz omuza mücadele veriyor.
Evet, tam bir “Mücadele”… Zira gerçekten bıçak sırtı bir bölgede; Sünniler, Aleviler, Protestan, Ortodoks ve Katoliklerle yeni vatandaşlarımız Suriyelilerin bulunduğu bir coğrafyada barışı sürdürülebilir kılmaya çalışıyorlar.
Siyaseten MHP geleneğinden geliyor Lütfü Savaş. Sonrasında Antakya Belediye Başkanlığı’na AK Parti saflarından katılmış. Büyükşehir adaylığı ise kendi deyimiyle tam bir iddia ve stratejik deha. Hiç kimse CHP’den aday olabileceğini düşünmemiş. Oysaki Hatay etnik, ideolojik ve inançlar ayrılığı anlamında birleştirici bir başkana zaten hazırmış. Seçim sonuçları epey tartışmalı olsa da bugün taraflar Hatay’ın refahı için birlikte çalışıyor.
Peki, neler yapılıyor Hatay’da?
Selçuk Üniversitesi’nden Prof. Dr. Hüseyin Altunbaş önderliğinde 2021 için hazırlık yapılıyor. Toplantılar birbirini izliyor. Festivallerin tanımı ve içeriği değiştirilerek kapsayıcı olması sağlanıyor ve daha da önemlisi Suriyeli nüfusun artmasıyla bölgede istihdam olanaklarını arttırmak ve daha çok yatırım almak üzere dört olan teşvik bölgesi kademesini beşe yükseltmeye çalışıyorlar.
Ben günübirlik Hatay’a gidip dönerken onlar 23 Temmuz’da 78 yıl önce Hatay’ın kendi iradesiyle Türkiye Cumhuriyeti’ne dahil olduğu kutlamalara hazırlanıyorlardı. Kendi iradesiyle kısmı çok değerli. Hataylılar bugün bağımsız bir devletin vatandaşı da olabilirlerdi. Elbette bunca yıl rahat bırakılmışlarsa! Hatay’ın kıymetini bilelim… Hem dünkü o değerli kararı hem birlikte barış içinde yaşama kültürünü kaybetmedikleri ve sessiz sedasız uluslararası organizasyonlara talip olma cesaretini gösterdikleri hem de fonlarını bularak kimseye muhtaç olmadıkları için…
İşte ben bütün bu olagelene “sarsıcı tutku” diyorum.
Yolları açık olsun.
Tutkulu bir adamın heyecanlı projeleri
yinesi iştir kişinin lafa bakılmaz!” diye özlü bir söz vardır. Basın toplantısında kendine has üslubu, Osmanlı takıları ve iddialı giysisiyle alışagelmiş inşaat şirketi yönetim kurulu başkanlarından farklı bir duruşu var ESTA Construction YK Başkanı Bahattin Demirbilek’in. Rusya’da inşa ettiği binalar tam da bu söylemin içini doldurur nitelikte. Bakınız sıra dışı tasarımlarıyla Krasnodar Stadyumu, Krasnodar Central Park, Gorkiy Gorod Alışveriş Merkezi, Metropolis II AVM, Domodedovo ve Saratov Uluslararası Havalimanları… ESTA’nın Rusya’da üç, Kazakistan, Bahreyn ve Türkiye’de birer ofisi bulunuyor. 10 bini aşkın kişiye istihdam sağlayan ESTA, 2015 yılını 330 milyon dolar ciroyla kapatmış.
Bahattin Demirbilek nevi şahsına münhasır bir kişilik. Gaziantep ve Galatasaraylılık övünerek ortaya koyduğu iki belirgin özelliği. Rusya’ya yolu Evyap’ta yönetici olduğu dönem düşmüş. Perakende ve Rusya pazarını iyi biliyor. ESTA YK Başkanı Demirbilek bina tasarımındaki mühendislik ve mimari sıradanlığına dikkat çekiyor. Demirbilek’e göre bunun nedeni de “Halihazırda iş yapan taahhüt şirketlerindeki doygunluk. Ve elbette heyecan eksikliği…” Tüm konuşmasında inşaatlarındaki yüksek mühendislik vurgusu öne çıkıyor.
Rusya’da neler yaptığından ziyade Türkiye’de neler yapmak istediğine odaklanıyoruz. Yine iddialı projelerden söz ediyor. ESTA Construction’ın ön duyurusu MIPIM 2017 Gayrimenkul Fuarı’nda yaptığı ve toplam değeri 1 milyar doları aşan Türkiye’deki beş yeni konut projesi bulunuyor.
Acıbadem’deki bin 400 konutluk inşaatına “Son büyük rezidans projesi” diyor ve projenin yatırım getirisinin yüksek olacağına inanıyor. Beyoğlu için ise “Mimarisi, teknolojik ve yenilikçi altyapısıyla da çok konuşulacak” diyor. Basın Ekspres’te yapılacak olan projede rezidans konseptinde yaşam alanları ve ofisler bulunuyor. Bahçelievler’de ise bölgesindeki son büyük rezidans olarak tanımlanmış. Amos Living bir “şehirden kaçıp sağlıklı yaşama” konsepti. Marmaris’te bulunan Amos Antik Kenti’nin dokusundan esinlenerek inşa ediliyor.
Tasarım ve mühendislik açısından üst sosyoekonomik sınıfa hitap edeceğini öğrendiğimiz bu beş projenin Rusya’dakiler gibi tasarım anlamında seçkin bir görselliğe sahip olacağından kuşku yok. Peki, bu proje de giderek betonlaştığı söylenen İstanbul için bir başka beton yapı anlamına mı geliyor? Bu soruya Demirbilek, “İstanbul’un betonlaştığını söylemek doğru değil. Emsal dünya şehirlerine bakınız” diyor. Şahsen ben daha fazla betonlaşmaya karşıyım ancak ne dersek diyelim İstanbul’da inşaatlar yapılmaya devam edilecekse hiç olmazsa şehir mobilyası niyetine kabul edip estetik olmasını dileyelim.