Bugün Japonya’da 2 milyon haneye Komili zeytinyağı satılıyor
Hakkında hiçbir olumsuz söylem olmayan ve her defasında hasada bembeyaz bir sayfayla başlayan sizce kaç ürün vardır? Halkımızın zeytine verdiği paye ancak kutsallıkla ifade edilebilir. Haksız da sayılmazlar. Kadim meyve bin yılı aşkın yaşıyla üretmeye, doyurmaya devam ediyor…
Kıdemli hasatçılar anlarını paylaşıyor; bir önceki hasatta hava nasıldı, rekolte yüksek miydi, zeytinyağının iyisi, kokusu nasıl olmalı biliyorlar. Eh ben de çok yabancı sayılmam, bu benim ikinci hasadım.
Her yılın Kasım ayında Komili’nin Ayvalık bölgesinde alım yaptığı bahçelerden birindeyiz. Bir şenlik havası. Yerel kıyafetlerle kızlar zeybekler oynayarak karşılıyor bizi. Pala bıyıklı efe ise oyunun hakkını veriyor. Dayıbaşı ise bir kadın! O halde neden unvanı hala “Dayıbaşı”? Neşeli mi neşeli, söylüyor oynuyor isteğimizi ikiletmeden gönlümüzü hoş ediyor.
Komilinin dünya devi 1818 kuruluşlu Bunge’ye satışından sonra YK Danışmanlığına geçen bir önceki CEO’su Ümit Ersoy ve Bunge Gıda Direktörü Erman Erol da bizimle. Hasat sonrası sorularımızı birlikte yanıtlıyorlar.
“Bu yıl 140 yaşına giren Komili’nin emanetçileriyiz” diyor Ümit Ersoy ve Erman Erol. Rekoltenin bu yıl geçtiğimiz yıldan daha düşük olduğunu öğreniyoruz kendilerinden.
Zeytinyağı üretiminde lider İspanya’nın ağaç sayısının (334 milyon adet) Türkiye’nin bunun yarısı kadar zeytin ağacına sahip olduğumuzu (178 milyon adet) ve bunun ancak 151 milyonunun meyve verdiğini söylüyorlar. Üstüne ağaç başına verimliliğin de düşük olduğunu vurguluyorlar. İşin acıklı yanı, tüm bölgelere bu cinsin gittiğini bu nedenle de tüm bölgelerde benzer lezzet ve verimlilik sorunlarının yaşandığını da söylüyorlar. Oysaki farklı lezzet türlerinin mutlaka korunması gerektiğini ifade ediyorlar.
Bizde miras nedeniyle parçalanan bahçelerin bir aileyi geçindiremediğini, arazileri birleştirmek üzere girişimlerin devam ettiğini ve de devlet desteğinin arttırılması gerekliliği konusunda bölgenin beklentisi olduğunun altı çiziliyor.
İtalyanların niş, İspanyolların yaygın pazara ürün verdiğini Türkiye’nin İspanyollar gibi tüm pazara ürün hazırladığını, Türk zeytinyağlarının paketlenmeden bu iki ülkeye gönderildiği, o ülkelerin markaları altında dünyaya pazarlandığı söyleniyor.
Fiyat hareketliliğinin ihracatın önünde engel olduğu ifade edilirken Çin’de zeytinyağı hediye vermenin yükseldiğini ancak Çin Hükümeti’nin bunu engellediğini ifade ediyorlar.
AB ülkelerinde yüzde 33’e varan önleyici verginin yolu kestiğini, dökme zeytin ihracatının ambalajlıdan daha çok olduğu ancak son dönemde ambalajlı ihracatın artma eğiliminde olduğunun altını çiziyorlar.
Ancak iyi haberler de var. Ege İhracatçılar Birliği’nin çabasıyla Japonya’da Türk markalı zeytinyağlarının marketlerde Türk bayrağıyla betimlenerek satıldığını öğreniyoruz. Bugün 2018 yılında Japonya’da 2 milyon haneye Komili zeytinyağı satılıyor.
En büyük zeytinyağı üreten üçüncü ülke olmamıza rağmen bizde yıllık tüketim 1,8 kilogram ile çok az yani seviyor üstüne toz kondurmuyor ama pek kullanmıyoruz.
Anıt ağaçlar koruma altına alınıyor
Komili ve Kırlangıç markalarıyla Türkiye zeytinyağı pazarındaki payı yüzde 40’ın üzerinde diyen Bunge Gıda Direktörü Erman Erol, “Amacımız, Komili markasıyla Türk zeytinyağını dünyanın tanımasını sağlamak. Türk zeytinyağı denildiğinde de iyi bir kalite algısı yaratmak” diyor.
“İtalya’da 100 yılı aşkındır zeytinyağı üreten bazı köklü ailelere zeytinyağı satıldığını onların da kendi markalarıyla ABD’ye ihraç ettiğini biliyoruz.
2018’in en gözde pazarı Afrika’da artık biz de varız. Bunge’nin satış ağı aracılığıyla bu yıl ilk kez Kenya’ya zeytinyağı ihracatı yaptık. Ambalajlı ürün ihracatımızı 2019’da yüzde kırka çıkarmayı planlıyoruz” diyor.
Asırlık zeytin ağaçlarını koruma altına alan bir çalışma olması açısından Balıkesir Üniversitesi’yle birlikte bu tarihi ağaçları kayıt altına alıyorlar. Kitap yazımı bitmek üzere yakında paylaşılacak.
Bunge Gıda hakkında:
Hububat ticareti yapmak üzere 1818 yılında Amsterdam/Hollanda’da kurulan Bunge, bugün 40’tan fazla ülkede tarım ürünleri konusunda faaliyet gösteren, 45 milyar dolarlık ciro ve 35.000 kişiden fazla çalışanı ile dünyanın en büyük bitkisel sıvı yağ, yağlı tohum ve küspe üreticilerinden biri.
Bunge, Türkiye’de 2000 yılından bu yana faaliyet gösteriyor. 2013 yılında bünyesine kattığı Salat’a ek olarak, 2017 yılında yaptığı satın almayla portföyüne Komili, Kırlangıç ve Sezai Ömer Madra markalarını da ekledi.
Bunge’nin başta ayçiçeği yağı olmak üzere yıllık 150 bin tondan fazla bitkisel yağ üretimi bulunuyor. Yılda ortalama zeytinyağı üretimiyse 20 bin ton civarında… Bu, ülkemizin toplam yağ üretiminin yüzde 15-20’sine karşılık geliyor.