“Zorlu PSM en iyi ilk beşte”
New York Broadway ve Londra West End’den sonra dünyaca ünlü müzikallerin yeni adresi olma hedefiyle bundan iki yıl önce yola çıktı Zorlu Performans Sanatları Merkezi… Şimdiki hedefi ise sadece dünyaca ünlü muhteşem performansların izlendiği değil aynı zamanda üretildiği bir yer olmak… Türkiye’deki sanatseverlere “evimiz” diyecekleri bir mekan hediye ettiklerini vurgulayan Zorlu Performans Sanatları Merkezi Genel Müdürü Ray Cullom’la bir araya geldik ve merkezin yaratmak istediği yeni algıyı masaya yatırdık.
Röportaj: Beyza Özel [email protected]
Avrupa’nın hatta dünyanın en iyi gösteri merkezleri arasına girme hedefiyle yola çıkmıştınız. Aradan geçen iki yılda bu iddianızı ne ölçüde gerçekleştirebildiniz?
Zorlu çoktan dünyanın en iyi ilk beş gösteri sanatları merkezi arasındaki yerini aldı. Yakın zamanda Beauty and the Beast’in dünya turnesinde duraklardan biri İstanbul oldu. Bu anlamda diğer ülkelerin de dikkatini çekmiş olduk. Tüm dünyada sanatçılar ve yapımcılar Zorlu Performans Sanatları Merkezi’nin dünyanın bu tarafındaki en iyi gösteri merkezi olduğunun ve bu çevrede Phantom of the Opera gibi büyük ve karmaşık bir prodüksiyonun sahnelenebileceği tek tiyatro olduğunun farkındalar.
Zorlu performans sanatları merkezi hedef kitlesinin gözünde nasıl bir algıya sahip?
Kimliğimizin dünyanın en iyilerini getiren, en iyi tiyatro olarak oturduğunu düşünüyorum. Bu, sadece seyircilerin kafasında değil aynı zamanda bizi her gün Zorlu’da kiralama ve işbirliği için arayan menajer ve sanatçıları takdim eden kişilerin de hem fikir olduğu bir bakış açısı.
Zorlu Performans Sanatları Merkezi için hangi ajanslarla çalışıyorsunuz?
İletişimin farklı alanları için işinin uzmanı farklı ajanslarla çalışıyoruz ve bu ajansların uzmanlık ve tecrübelerinden yararlanarak dinamik iletişim kampanyaları yürütüyoruz. Medya planlama ve satıl almada Mediacom, yaratıcı reklam ajansı olarak Republica, PR Ajansı olarak Hill+ Knowlton Stragtegy, dijitalde Madebycat ve 360+ Medya iş ortaklarımız.
Genelde New York, Londra ya da dünyanın önemli merkezlerinde yer alan kültür merkezleri sahip oldukları tarihsel geçmişleriyle, sanatsal akımlara tanıklık ettikleri yüzleriyle tanınıyor. Zorlu Performans Sanatları Merkezi’ne sizin de bu tarz bir kimlik kazandırmak gibi bir amacınız var mı?
Gelecek sezonda, Zorlu sadece La Boheme ve Phantom of the Opera gibi ünlü şovları değil, aynı zamanda Türk sanatçılar, Türkçe performanslar ve oyunları da sahneleyecek. En modern ve en teknolojik prodüksiyon metotlarımızla kendi sanatımızı sahneleyeceğiz. Böylece Zorlu sadece muhteşem performansların izlendiği değil, aynı zamanda üretildiği bir yer olduğunu kanıtlayacak. Dolayısıyla Zorlu Performans Sanatları Merkezi özel bir kimlik daha kazanmış olacak.
Peki, Zorlu Performans Sanatları Merkezi’nin hedeflerine 2013’ten bu yana neler eklendi?
2013 yılında açıldığımızdan bu yana hedefimiz, Doğu Avrupa’nın en iyi gösteri mekanı olmaktı. Ayrıca Zorlu Performans Sanatları Merkezi olarak kurulduğumuz günden bu yana en büyük ve en iyi sanatçıları takdim etmek (birçoğu Türkiye’de ilk kez sahne aldı), dengeli, coşkulu ve tutkulu bir sanatsever kitlesi oluşturmayı hedefledik. Şimdiye kadar oldukça başarılı olduğumuzu söyleyebilirim.
Türk Sanat dünyası için Zorlu Performans Sanatları Merkezi ne ifade ediyor?
Zorlu sanatçılara ve Türkiye’deki sanatseverlere “evimiz” diyebilecekleri bir mekan hediye etti. İstanbul birinci sınıf bir sanat merkezi ihtiyacı duyarken seyirci dünyaca ünlü şovların tadını çıkartacak kalitede rahat ve teknolojik olarak ileri olan bir mekanın eksikliğini çekiyordu. Biz işte bu boşluğu doldurduk.
Geçtiğimiz sezon Zorlu Performans Sanatları Merkezi’ni kaç kişi ziyaret etti?
Zorlu ilk sezonda 120 bin bilet sattı ve bu sayıyı ikinci sezonumuzda ikiye katladık. Bizim kendi şovlarımız milletlerarası şirketlerin, prodüksiyonların ve yıldızların, bunun yanında öne çıkan Türk sanatçıların bir araya gelmesinden oluşuyor.
Bilet fiyatlarının yüksek olduğu konusunda eleştiriler var. Bu konu hakkında neler söylemek istersiniz?
Dürüstçe söyleyebilirim ki bilet fiyatlarımızı olabildiğince adaletli ve uygun tutmaya çalışıyoruz. Aslında getirdiğimiz büyük oyunları (Broadway oyunları gibi) diğer ülkeden daha düşük bilet fiyatıyla sunuyoruz. Bunun yanında tüm şovlarda salonda en iyi kategori olan yerlerde uygun fiyatlı koltuklar tutuyoruz. Ayrıca her performansımız için 20 TL’lik biletlerimiz mutlaka var. Sonuç olarak, ısrarcı ve planlı olan herkes, Zorlu Performans Sanatları Merkezi’ndeki bir şovu uygun fiyata izleyebilir. Hedefimiz, gösteri sanatlarını İstanbulluların hayatına sokabilmek ve bu deneyimin onların bütçelerine ve zamanlarına layık olduğunu anlatabilmek.
2015 sezonunda sanatseverleri hangi sürprizler bekliyor?
Ocak ayında, bir Royal Opera House prodüksiyonu olan, çok heyecan verici ve tarihi bir gösteri olacak olan La Boheme’e ev sahipliği yapacağız. Mart ayında Hollywood ve Broadway’in yıldızı, New York’ta tüm biletleri tamamen satılan Hugh Jackman bizimle olacak. İkinci sezonumuzda Broadway’in en büyük ve en ünlü prodüksiyonu olan Andrew Lloyd Webber’in Phantom of the Opera’sı Nisan ayından başlayarak uzun bir süre sahnelenecek. Üçüncü sezonumuzu ise bu bahar ayında anons edeceğiz.
Zorlu Performans Sanatları Merkezi adına gelecek planlarınız neler?
Gelecekte, programlamamızı genişletip, seyircilerimizin beklentilerine daha fazla cevap vermeye devam edeceğiz. Bu yıl, Türk oyuncularla Türkçe performans edilen bir Broadway müzikaliyle ilk iç prodüksiyonumuzu yaptık ve oldukça başarılı bulundu. Gelecek yıllarda, sahnemizde daha büyük Türkçe prodüksiyonlar göreceksiniz. Hedefimiz bu prodüksiyonların sahnemizi ziyaret eden Broadway prodüksiyonları büyüklüğünde ve kalitesinde olması ve bu yerel sanatçılarla birlikte Türk kültürünü de yurtdışına çıkarabilmek.