Paylaşım ve kira ekonomisi: Zorlu koşullar için akıllı yöntemler
Mustafa Dalcı
Userspots Kurucusu
Aslında bu yazıya özellikle mülk sahipliği konusunda kendisinden önceki jenerasyonlar kadar hiç de istekli olmayan Millenial’ları anlatarak başlamayı planlıyordum. Hatta Paylaşım/Kiralama ekonomisinin varlığının, sahipliği bir gerek olmaktan çıkardığını, sadece basit ihtiyaçları değil lüks ürünlere de bu ekonomi sayesinde kolayca ulaşabildiğimizden bahsedecektim. Son zamanlarda ülkemizde değişen ekonomik koşullar, beni bu yeni modellerin en belirgin özelliğini vurgulamaya itti: Fayda/Maliyet
Yeni ekonominin yeni modelleri ile tutumlu olmamızı gerektiren dönemlerde daha az harcayarak daha iyi hizmet alıyoruz. Bir nevi girişimcilerin “Akıllı para” dediği şeyin tüketici versiyonu bu. Sahip olmanın büyüsünden kurtulup verimli olmaya odaklanmaya ihtiyacımızın olduğu bu dönemde paylaşım ve kiralama ekonomisi bütün yöntemleriyle nimetlerini bize sunuyor. Bu yazıda bahsedeceğim uygulamaların bir kısmının Türkiye versiyonu bulunmuyor, bu da bu ekonomide böyle bir fayda yaratmak isteyen girişimciler için yol gösterici olabilir.
Şimdi bu modelleri inceleyelim:
Abonelik
Türkiye yakın zamanda Vestel Hepyeni ile birlikte abonelik konseptini duyurdu. Bu sistemle birlikte Televizyon satın almak yerine Vestel’e aylık 89 TL ödeyerek iki yılda yenilenen bir TV sistemine dahil oluyorsunuz. Yakın zamanda bu modeli başka ürünler için de kullanmaya başlayacağımızı tahmin ediyorum.
Abonelik sistemi yolculuk ve taşımacılık alanında da farklı şekillerde verimlilik sağlayabiliyor. Yakın zamanda 2 Milyon TL’lik yeni yatırımını açıklayan Volt Lines kendisini “Servis Taşımacılığının Netflix’i” olarak tanımlıyor. Şirketlerin çalışanları için servis koltuklarına abone olduğu ve %15’e varan verim sağladığı yapı aynı zamanda servis araçlarının önemli bir kısmının tek şirkete hizmet etmesi ve %40-%50 dolulukla trafikte bulunması problemini de çözüyor. Uber de bir dönem New York’da 100$’a yoğun saatler haricinde sınırsız kullanım aboneliği servisini denemişti.
Taşıma gibi yemek alanı da abonelik servisi için müşterisine fayda sunabilecek yapılara sahip görünüyor. Türkiye’de Mealbox, Fedbox ve Rafinera gibi servislerle müşteriler günlük yemek servisine abone olabiliyorlar. Rafinera ve Fedbox kişiselleştirilmiş diyet yemeğine odaklanmışken, Mealbox ise diyet yemeklerin yanında sıcak öğle yemeği ve salata abonelikleri de sunabiliyor.
VIP Hizmet Aboneliği — Amazon Prime
Amazon Prime’da aylık 12.99$ ödeyerek VIP Abonelik gibi ayrıcalıklara erişmenizi sağlıyor. Abonelik kapsamında 100 milyondan fazla ürünün hızlı teslim edilmesi, video, e-kitap, müzik gibi içeriklere erişim bulunuyor.
Her Ay Erkeklere 1 Kutu
Erkek giyim konusu bu alanın en başarılı örneklerini barındırıyor. Trunk Club’a üye olduğunuzda belirlediğiniz stile göre evinize her ay kıyafet kutusu geliyor. Benzer bir hizmeti Almanya’da sunan Outfittery’nin 400 çalışanı bulunuyor, ekibin önemli bir kısmı stilistlerden oluşuyor. Erkeklere kutu içinde aylık ihtiyaçlarını göndermenin en iyi örneği olan “Dolar Shave Club” da 1 Milyar$’a Unilever tarafından satın alındı.
Abonelikte Sürpriz Etkisi — Ofislere Sanat Ürünleri
TurningArt abonesi olan ofislere belirli bir periyotta sanat ürünleri gönderiyor. Abonelikle beraber bir sonraki dönemde gelecek sanat ürünlerini şirket çalışanları oylayarak seçebiliyor. TurningArt, ofis duvarlarında hep aynı tablonun kalmasından sıkılanlar için güzel bir abonelik sistemi sunuyor.
Abonelikte sürpriz etkisini Watsons’ın aylık sürpriz kutuları ve her ay farklı ürünler gönderen BiKutuMutluluk ve WohooBox gibi servislerde de görebiliyoruz.
Kiralama
Satın almanın giderek önemini kaybettiğinden bahsetmiştik, ilginç bir şekilde kiralama servislerini kullananların ürün satın alma eğilimlerinin arttığını da görebiliyoruz.
Almanya’da hizmet veren Grover, teknoloji ürünlerini satın almadan önce kiralayarak denemeyi kolaylaştıran bir servis sunuyor. Yakın zamanda 37 Milyon Euro yatırım alan şirket Mediamarkt, Tchibo ve Saturn gibi şirketlerle önemli anlaşmalara sahip. Grover ile ayda 8 Euro’ya Gopro, 24 Euro’ya da Apple Homepod kiralayabiliyorsunuz, ürünün toplam fiyatının %30’unu ödeyecek kadar kiraladığınızda da geri kalanı ödeyip satın alma hakkına da sahipsiniz.
Rent the Runway kadınlara özel günler için kıyafet ve aksesuar kiralama hizmeti sunan bir şirket olarak karışımıza çıkıyor. 30$’dan başlayan ve genelde ürünün normal fiyatının dörtte biri rakam ödeyerek düğünlerde aynı elbiseyi giyme problemini aşıyorsunuz. Rent the Runway’in her ay 4 kıyafet gönderdiği bir abonelik yapısı da mevcut.
Çok klişe olmakla birlikte Airbnb’yi de bu listeye dahil etmekte fayda var. Yıllar önce 40 oda ile başladıkları serüvende hem ev sahibi hem de kiralayan için ciddi faydaya sahip girişim tatil ve yolculuk deneyimini başka bir seviyeye taşıdı.
Paylaşım
Paylaşım ekonomisine adını veren paylaşım servisi kaynakların kişilerle paylaşılması, sistemin ve kişilerin ise bu yapıdan kazanç elde etmesini sağlayan bir kazan-kazan ilişkisi çıkarıyor.
Bu ilişkinin en sık yaşandığı yer olan ulaşım alanında güvenlik problemini aşmak için fazlaca uğraşan girişimler var. Zipcar ve Blablacar ile şehir içi ve şehirler arası yolculuklarınızda arabanızdaki koltuğu bir başka yolcuyla makul bir fiyat karşılığında paylaşıyorsunuz. Bu yapıyla hem para kazanırken hem de ucuz bir ulaşım alternatifi oluşturuyorsunuz.
Yolculuk paylaşmanın bir diğer güzel örneği de Uber Pool. Servis ile yolculuğunuzu paylaşıp daha ucuza bir yerden bir yere giderken yeni kişilerle de tanışmış oluyorsunuz. Sistemin çok iyi çalışan bir rota birleştirme mekanizması, sizin yol üstündeki kişileri almanızı sağlıyor.
Avrupa, Kuzey Amerika ve Çin’in birçok şehrinde hayata geçen Car2Go ile arabaya ihtiyacınız olan her an, arabayı dakikası 0.20 cent’den başlayan fiyatlarla kiralıyorsunuz. Sistemde bulunan araçları sistemin diğer kullanıcılarıyla farklı zamanlarda paylaştığınız için araçların yakıtının bitmemesi, daha fazla araca ihtiyacın olduğu alanlara götürülmesi gibi konularda da oyunlaştırma teknikleri kullanılarak sistemin devamlılığı sağlanıyor.
Paylaşım sisteminin son dönemlerde popüler olan kullanım alanlarından biri de paylaşımlı çalışma alanları. Dünya’da en popüleri Wework olan paylaşımlı çalışma alanlarının Türkiye’de de Kolektif House, Workinton, Habita ve Kamara gibi örnekleri mevcut. Açık çalışma alanlarının verimliliği son dönemde tartışma konusu olmaya başlasa da finansal açıdan oldukça verimli olduğunu söyleyebiliriz.
2. El
İhtiyaca ve lükse erişmeyi kolaylaştıran ikinci el ürünlerin satıldığı platformlar da giderek popülerliğini artırıyor. Özellikle kıyafet alanında yakın zamanda hayatımıza giren Modacruz, Gardrops ve Dolap gibi uygulamalar ile kullanılmayan ürünleri satarak para kazanabiliyorsunuz. Letgo ve Sahibinden gibi 2. el sitelerinde de ihtiyacınız olan ürünlere daha makul fiyatlara erişebiliyorsunuz.
Takas
Lidyalılar öncesine gidelim, yeni paylaşım ekonomisinde takas da tekrar popüler hale geldi. Bunu kolaylaştırmak için “Tinder for Product” konseptleri deneniyor.
Takas sistemi ile sadece ürünleri takas etmeyebiliyoruz, Zumbara’da para birimi zaman. Harcadığınız zaman hanenize yazılıyor ve başka yerde kullanıyorsunuz. Birisinin çevirisine yardım ederek kazandığınız 2 saati Fransızca öğrenerek harcayabilirsiniz.