
İngilizce öğrenmenin 12 püf noktası
1) Her şeyden önce neden İngilizce öğrenmek istediğinize karar verin: Akademik kariyer, yurt dışına yerleşme planları, yabancı bir sevgili… Seçenekler sıralanır gider. Ancak her hedef için alınacak ders ve içerik de değişir.
2) Bırakın kelimeler ağzınızdan yuvarlansın: Benim dilim dönmüyor yapamıyorum demeyin… Zaten yutulan, yokmuş gibi davrandığımız o kadar harf var ki… Son harfleri de telaffuz etmediğimize göre, en iyisi yuvarlayın gitsin. Neticede insanlar bir şekilde parçaları kafalarında birleştirip ne demek istediğinizi anlayacaktır.
3) İngiliz ya da Amerikalı bir aileyle yaşayın: İngilizceyi ana dil gibi öğrenmenin en kolay yollarından biri ana dili İngilizce olan bir ailenin yanında kalmak. Bu konuda dikkat etmeniz gereken en önemli unsur yaş… Zira 18 yaşının altında olmanız hayatınızı kurtaracak adımı atmanızı sağlayacaktır. Olmadı yaşınızı küçültürsünüz. 🙂
4) Gramer konularına takılıp kalmayın: Gramer bu işin ancak yüzde 30’undan ibaret. Kabul, sağlam bir gramer bilgisi önemli. Ancak siz siz olun gramerle cebelleşmeyin. İşin teori kısmını bir tarafa bırakın. Dil öğrenimi çocukların anadilini öğrenmesi gibi, duyarak, okuyarak, maruz kalarak, cesaretle onu kullanmaya çalışarak olur.
5) Sultanahmet, Kapalıçarşı gibi turistlerin sıklıkla geldiği güzide mekanlara gidin: Metropol şehirlerde yaşıyorsanız bu alternatifi değerlendirebilirsiniz. Hem daha çok insanla tanışıp hem de İngilizcenizi hızlı bir şekilde geliştirme fırsatınız olur. Bunun bir başka versiyonu da yine aynı muhitlerde yarı zamanlı satış danışmanlığı yapmak… Dilinizi geliştirirken para da kazanmış olursunuz.
6) Konuşmaktan korkmayın: Yapılacak hatalar nedeniyle insanlar yeni bir öğrenirken konuşmaya korkar. Oysa yapılacak her hata yeni şeyler öğrenmemizi de sağlar. Korkmadan konuşun ve bol bol hata yapın…
7) İngilizceye maruz kalın: Yabancı dil öğrenmenin en etkili yollarından biri farklı ülkelere gidip orada bir dönem yaşamaktır. Eğer fırsatınız varsa hiç durmayın yola çıkın. Sadece İngilizce öğrenmekle kalmayıp oranın kültürünü de yaşamış olursunuz.
8) Dil öğrenimine ara vermeyin: Dil de insanlar gibi yaşayan bir varlık gibidir. Neticede iletişimin temel aracı… Bu yüzden dil öğrenimine ara vermeden her gün yeni şeyler katarak geliştirmenin yollarını arayın.
9) Sosyal medyayı kullanın: Her gün en azından bir kez göz attığımız sosyal medya mecralarında mizah, haber, spor gibi konusu ilgi alanımıza göre değişen profilleri takip etmek sosyal medyayla birlikte öğreniyor olduğunuz dili de yaşamınıza sokacaktır.
10) İngilizce düşünmeye çalışın: Herhangi bir yabancı dil öğrenirken yapılan en büyük yanlışların başında Türkçe düşünüp sonra onu mevzu bahis dile çevirmek geliyor. O düşünme sırasında da epey bir zaman kaybederiz. Bunun yerine ana dilimizden sıyrılıp aktarılan dile göre düşünmek ona göre yanıt vermek en doğrusu…
11) Sevdiğiniz şarkıları tercüme edin: Belki de bu işin en keyifli yanlarından biri… Herhangi bir müzik kanalından şarkının ismiyle birlikte lyrics yazın. İlk kez dinlediğiniz bir şarkı için sürekli sözlüğe bakmanız gerekse de bir süre sonra şarkının melodisiyle birlikte kelimeler de zihninizde yer edecek. Böylelikle hem söz kalıpları aklınızda kalır hem de keyif almış olursunuz.
12) Alt yazılı yabancı dizi/film izleyin: Bir dizinin sekiz sezonunu izleyip bir şey anlamasanız da kulak aşinalığı olur. İzlemekte fayda var.
Daha fazla seçenek için www.konusarakogren.com adresini ziyaret edin…