
Her pazarlamacı bir düzen bozucu mu?
Biz pazarlamacılar sıklıkla değişimi etkilemek için, vermek istediğimiz mesajı en uygun formda anlatmaya çalışıyoruz. Çoğu zaman bu süreç göz korkutucu bir mücadeleye dönüşebiliyor, özellikle de bütçeniz limitliyse. Belki de iletişimi ‘bilginin gönderici tarafından alıcıya aktarımı’ şeklinde görmekten vazgeçip, daha çok düzeni bozmaya yönelik girişimlerimiz olarak düşünmeliyiz ve Volvo’nun Super Bowl’daki alıkoyma kampanyasının izinden gitmeliyiz.
Eğer, her bireyin bir yolculukta olduğunu var sayarsak, ona haritayı okuyan, bilgi aktaran iletişimci olmaktansa, haritayı kapatıp bizimle bir yola sapmasına sağlayacak düzen bozucular olabilir miyiz? Kendi düzen bozucu anınızı yaratmanız gerekseydi, sizinki ne zaman, nerede ve nasıl olurdu?
BrandSeers’ın hazırladığı İlham Avcısı serisinin bir önceki paylaşımı da burada: